MEDYA KÖŞESİ

'Erkan Koyuncu’nun ölümü, aslında spor basınının Soma'sıdır!'

Milliyet ombudsmanı "haberle gazetecinin arasına çekilen 3.5 metrelik bir duvar ve beş ton ağırlığında çelik bir kapıyla gazeteciliği itibarsızlaştıran bir uygulamanın sonuçları mıdır" diye sordu

'Erkan Koyuncu’nun ölümü, aslında spor basınının Soma'sıdır!'
GAZETECİLER.COM - Türkiye’de objektif olmanın, vicdan ve akılla gazetecilik yapmanın zor olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Öyle ki; yok yere hayatını kaybeden muhabirlerin yanısıra, kendi meslektaşlarımız tarafından hedef haline getirilmenin de  vahim örneklerini yaşıyoruz.  

Böyle başlıyor Milliyet gazetesi okur temsilcisi Belma Akçura köşesine. Ardından da  "Tek bir fotoğraf karesine, koca bir haberi sığdırmak için koşuşturan Sabah gazetesi foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun demir bir kapıda ezilerek hayatını kaybetmesi bir iş kazası mıdır?  Yoksa haberle gazetecinin arasına çekilen 3.5 metrelik bir duvar ve beş ton ağırlığında çelik bir kapıyla gazeteciliği itibarsızlaştıran bir uygulamanın sonuçları mıdır?" diyerek zor bir soru soruyor okurlarından çok meslektaşlarına.

Akçura'ya göre Türkiye'de son yıllarda Muhabir itibarsızlaştırıldı.

"Galatasaray Muhabiri Nevzat Dindar’ın dediği gibi “Erkan Koyuncu’nun ölümü, aslında spor basınının “Soma”sıdır. Gazeteciye anlamsız yasaklardır. Beşiktaş muhabiri Serdar Sarıdağ’ın antrenmanların haftanın çoğunda basına kapalı olduğunu hatırlatmasıdır. Fenerbahçe Muhabiri Senad Ok’un işaret ettiği ‘arka kapı’dan içeri alınmalarıdır... İtibarsızlaştırılarak, ezilerek, ‘görünmeden’ ölmeleri bunlardan dolayıdır.

Dolayısıyla ilk günden beri Milliyet yazıişlerinin Sabah muhabiri Koyuncu’nun ölümünü manşetlerine çekerek olayı bütün ayrıntılarıyla masaya yatırdığını da hatırlatmak isterim.

Bu duyarlılık okurlarımızın da takdirine neden olmuştur.  

Bugün geldiğimiz nokta daha da acıklıdır.  Meslektaşlarımın dayanışma ruhu yerini birbirlerine olan nefrete bırakmış gibi... "


Milliyet okur temsilcisi Belma Akçura'nın
ÇOK OKUNANLAR