TV HABER

Erdoğan'dan Kürt gazeteciye açlık grevleri tepkisi!

Almanya'daki basın toplantısında açlık grevleri konusundaki sorusunu Türkçe soran Kürt gazeteciye Erdoğan'dan sert yanıt geldi...

Erdoğan'dan Kürt gazeteciye açlık grevleri tepkisi!
GAZETECİLER.COM
Onlarca cezaevinde 700'e yakın tutuklu ve hükümlünün devam ettirdiği açlık grevleri ülke gündemi kadar dış basında da yankı buluyor. Başbakan Erdoğan'ın Almanya ziyaretinde düzenlediği basın toplantısına Erdoğan'ın Kürt bir gazeteciyle yaşadığı polemik damga vurdu.

KÜRT GAZETECİNİN AÇLIK GREVLERİ SORUSUNA BAŞBAKAN'DAN SERT CEVAP

Toplantı sırasında söz alan ve Kürt Rudaw gazetesi muhabiri olduğunu belirten gazeteci Türkçe bilmediğini ama elindeki tablet bilgisayardan Türkçe soru sormak istediğini belirtti. Kürt gazetecinin ‘açlık grevleri konusunda Türkiye’de en temel hakların bile ihlal edildiğini görüyoruz. şiddet dışında ne gibi alternatifleriniz var? Ve Kürt tarafı Bağdat’tan ayrılırsa daha iyi olmaz mı?’ sorusuna Erdoğan Türkiye’de kimsenin açlık grevinde olmadığını söyleyerek cevap verdi.

Cebindeki bir kağıttan BDP’li vekillerin yemek yeme görüntüleriyle ilgili bilgileri okuyan Erdoğan, Kürt gazeteciye şöyle cevap verdi:

"BDP'LİLER AHMET TÜRK'ÜN VERDİĞİ YEMEKTE KUZU KEBAP GÖTÜRDÜLER"

"Öncelikle Almanya’dan tüm dünyaya sesleniyorum: Türkiye’de ölüm orucunda olan sadece 1 kişi vardır.  Onlara ölün diyen siyasi parti ve bölücü terör örgütüdür. Onlara ölün diyenler ise bu sırada kuzu kebap yiyorlar. Tam tarihini de vereyim. 17 temmuz 2012’de milletvekilleri ve terör örgütünün bazı üyeleri Ahmet Türk’ün verdiği yemekte kuzu kebabı gayet şen şakrak götürdüler.


"ŞU ANDA AÇLIK GREVİ FALAN YOK, BUNLAR TAMAMEN ŞOVDUR!"

Şu anda açlık grevi falan yoktur. Bunlar tamamen şovdur. Bunların yarısından fazlası da dilekçeyle bundan vazgeçtiklerini açıladılar. Bu konuda bir sağlık sorunu doğarsa da buna müdahale edilir.

Bunlar neyi talep ediyor diye baktığınızda talepleri bölücü örgüt başının bırakılmasıdır. Bizim meselemiz Türkiye’de sadece Kürt kardeşlerimizin değil 75 milyonun meselesidir. Siz bir etnik unsur adına konuşuyorsunuz ben ise tüm Tük milleti için konuşuyor ve onların derdini çözmeye çalışıyorum. Aramızdaki fark bu."