MEDYA KÖŞESİ

Erdoğan’a bir destek de Muhtar’dan

Bizi bizden başka gerçekten seven olmadığı gibi, bizden başka herkes bizden nefret etmektedir...

Erdoğan’a bir destek de Muhtar’dan
GAZETECİLER.COM
Yazımızın başlığı fazla uzamasın diye “Reha Muhtar” yerine kısaca “Muhtar” dedik.
Bilinir ki sadece “Muhtar” denilmişse o kişi Aşağı Langa Muhtarı değil, bizim Reha Muhtar’dır.
Bugün uzun uzun yazmış…
Sonunda Başbakan’ın öfkeli oluşunu haklı bulmuş…
Önce, gazetecilik dışında hiçbir konuda bilgisi ve deneyimi olmadığını yazmış..
Şöyle girmiş konuya…
 
Başbakan'ın huzur bozan yazarları...
 
Gazetecilik hayatımın iki ana dönemi var...
1) Sadece gazetecilik yaptığım başka hiçbir işi bilmediğim, masanın öteki tarafına hiç geçmediğim yıllar...
İlk 25 yılı kapsıyor bu yıllar...
Başka hiçbir işte, görevde, gönüllü, gönülsüz, bedelli, bedelsiz bulunmadım...
Çiçekçi dükkanının bile nasıl çalıştığını bilmedim...
Çiçekçinin, bakkalın, çakkalın, futbolcunun, ünlünün, ünsüzün, siyasinin, gayri ahlakinin hiçbirinin hayatının içinde bulunmadım...
Onları hep gazeteci gözlüğüyle gördüm...
Doğru yoldasın Reha...
Reha Muhtar içerik olarak nefis bir yazı yazmış…
Gazetecilik, gazeteciler ve bilhassa siyaset ve iş dünyasının gazetecilere hangi gözle baktıkları konusunda adeta ders vermiş…
Gazetecilik dışında “zır” cahil olduğunu da samimiyetle itiraf etmiş…
Kimileri gibi “ben her şeyi bilirim aabi” havalarına girmemiş…
Bugünkü yazısına gelecek tepkilere (Erdoğan’ı sahiplendiği için) hazır olsun…
Ve hatta editörün yayımlamayacağı küfürlü yorumları da ayrıca isteyip okusun…
Ertuğrul Özkök de geçen gün şöyle diyordu yazısının bir yerinde:
“Önceleri yazar okurunu yaratırken, şimdi okur, yazarını yaratır.”
Umarım Reha “okurun yarattığı yazar olmama” konusunda kararlıdır…
Çünkü ancak o zaman itibar kazanacaktır…
Masanın öteki tarafında bulunan herkesin yüzüme gülmesini, bana özen göstermesini “gazeteciye duydukları saygı olarak” addedip, şizofrenik bir şekilde mesleğimi “saygın” zannettim...
***
2) Hayatımın gazetecilik dışında hobi niyetine biraz da arkadan iteklene iteklene yaptığım kulüp yöneticiliği ayları...
Yılları bile değil, ayları...
Masanın öbür yanına geçip, karşımda kendi arkadaşlarımı, meslektaşlarımı, gazetecileri gördüğüm dönem...
Kapalı kapılar ardında kulüp yönetenlerin, yani masanın ilk kez öteki tarafında yer alanların, gazetecileri nasıl gördüklerini anladığım “hidayet” günlerim...
Gazeteci dışındaki herkesin “gazetecilerden nasıl nefret ettiklerini” birebir gördüğüm, “Allah’ın belası sefiller” naralarını yakinen dinlediğim, saygınlık bir kenara, korku dışında bir parça sempati bile beslemediklerini hissettiğim günler o günler...
O günlerde anladım ki “biz gazeteci olarak kendimize tuttuğumuz boy aynasında şizofrenik bir oyun oynamakta, kendimizi aldatmaktayız...”
Bizi bizden başka gerçekten seven olmadığı gibi, bizden başka herkes bizden nefret etmektedir...
Korku b..una bize ilişmemektedir...
“Başıma bir bile gelmesin” niyetine karşımıza geçip sempati yapıp sırıtmaktadır...
Kapalı kapılar ardına geçildiğinde, “bu sefilleri ne yapsak da idare etsek” duygusuyla düşünce egzersizi yürütülmektedir...
***
Demek ki dedim, 25 yıldır ne ben karşı tarafa bir empati yapmışım, ne de karşı taraf bu fakire sempati niyetine empati teşebbüsünde bulunmuş...
İki taraftan basın karşısındakini;
“Laftan, tenkitten, karikatürden, gazetecilik nüanslarından, eleştirme hürriyetinden, yol gösterme cibilliyetinden yoksun” görmektedir...
İki taraftan basının karşısındaki takım da medyayı;
“Cibilliyetsiz, karaktersiz, haysiyetsiz, tavır ve davranışların bolca görüldüğü haysiyet düşmanı cellatlar topluluğu” olarak nitelemektedir...
***
Kitlelerin karşısında iş yapmaya soyunup, tüm dikkatleri üstünde toplayan herhangi hiçbir insan, bunca “eleştiriyi, saldırıyı, teşbihteki belatı bağlantıyı” rahat rahat kaldırmaz...
Ancak ve fakat Başbakan, Bakan, teknik direktör, televizyon sunucusu, sinema oyuncusu, şarkıcı, türkücü, sporcu, futbolcu bütün bu eleştirilerden, benzetmelerden! nasibini alacaktır...
İşin doğası bu...
Ama insan doğası işin doğasını kaldıramıyor maalesef...
 
Muhtar’ın yazısının devamını
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar