Erdoğan 'Devlet Adamı' olabildi mi?..
Suriye konusunda Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nı tam da işte bıu nedenle; "gereken yapılacaktır" demek varken....
ADNAN BERK OKAN
Geçen gece TV'nin alışıldık tartışmalarından birinde bir hanımefendi Başbakan Erdoğan'ı "gerekenler yapılacaktır" dediği için eleştiriyordu...
Başbakan'ın neden "gerekenler yapılacaktır" dediğini kulaklarımla duymadım...
Tartışmacının söylediğine göre ABD - Rusya uzalaşması için söylemiş...
Önünde arkasında neler söylediğini bilmiyorum ancak eğer Başbakan böyle bir şey söylemişse bu hem kendisi için hem de demokrasimiz için büyük gelişme...
Çünkü...
Demokrasilerde Başbakanlar “gerekenler yapılacaktır” kısacık cümlesini tercih ettikleri için demokrasileri ileri demokrasidir...
“Gerekenler yapılacaktır” açıklaması, aklı başında, maceraperest olmayan, aklın ve gerçeklerin izin vermediği tehlikeli sulara girmekten kaçınan bir devlet adamının söyleyebileceği en güzel sözdür…
Çünkü…
Devlet adamları akıllarına ilk geleni değil; gerekeni yaparlar...
Gerekeni yapmalıdırlar...
Bir politikacıyı “devlet Adamı” mertebesine yükselten şey gerekenin ne olduğu konusunda düşünerek, danışarak, istişare ederek doğru karar verebilme yeteneğidir...
Yapılması gerekeni ayaküstü açıklayan bir politikacı sadece politikacıdır...
Devlet adamlığıyla ise hiç ilgisi yoktur...
Suriye konusunda Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nı tam da işte bıu nedenle; "gereken yapılacaktır" demek varken acleyle tavır koyup, taraflarını belli ettikleri için eleştirmedik mi?..
Eeeee....
Ne güzel işte...
Başbakan Erdoğan da artık "“gerekenler yapılacaktır” diyormuş...
Bu demektir ki Başbakan “düşünmek" için zamanı kazanmaktadır...
Ey güzel insanlar!..
Dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde, hiçbir devlet adamı ayaküstü ve bir anda, gerekenin ne olduğuna karar veremez...
Ayaküstü karar verip o kararını da ayaküstü açıklayanlar despotlardır...
Çünkü ancak ve sadece despotlar hiç kimse ve kurumla istişare etmez;
ancak ve sadece despotlar hiç kimse ve kuruma danışmaz;
hiçbir kurumdan “onay” almazlar...
Meselâ…
Esad Türkiye ile savaşmaya karar vermişse bunu ayaküstü açıklayabilir...
Ama Erdoğan kişisel olarak Suriye ile savaşa karar vermişse bile bunu tek başına uygulamaya koyamaz...
Orduya savaş emri veremez...
Obama’nın da “Suriye’ye askeri operasyon kararımı Kongre’ye götüreceğim” demesi işte bu nedenledir…
Ve iyi ki öyle demiştir…
Erdoğan keşke daha en başında “gereken yapılacaktır” deseydi…
Neyse…
Geç kalınmış değil…
Erdoğan’ın bugün ayaküstü “gereken yapılacaktır” demesi mükemmel bir ilerlemedir aslında…
Demek istemem o ki; Başbakan’ın “gereken yapılacaktır” demesi hem “hakkıdır” ve hem de “sorumluğu”...
Hâsılı...
Bir despot gerekeni değil aklına geleni yapabilir ama o delilik, demokratik hukuk devletini yöneten bir seçilmiş siyasetçi için geçerli değildir...
Ve yine hâsılı...
Herhangi bir uluslar arası ilişki kararı için “gereken yapılacaktır” diye açıklama yapan Başbakan eleştirilmeyi değil alkışı hak etmiştir...
“Misliyle karşılık vereceğiz” diyen diğer politikacılar ise sınıfta kalmışlardır...
Ancak...
Ama...
Ve fakat...
Erdoğan’ın devlet adamlığını yaralayan bir de kötü huyu var:
Halen sürmekte olan hoşgörüsüzlüğü...
Karşı düşünceyi görmezden, duymazdan gelmek yerine baskı altına alma huyu...
Gerçekten demokrat olduğu, farklılıkların tehlike değil, güvence olduğunu anlayıp kabul ettiği gün Başbakan Erdoğan’ın devlet adamlığı asla tartışılmayacaktır...