Erdinç Şahin yazdı: Kalaşnikof'tan Korona'ya geçiş...

Kara veba, Asya gribi,H2N2, Sars...Tıpkı bunlar gibi hayatımızı mahveden koronavirüs de Çin'den çıktı. Nethaber yazarı Erdinç Şahin, "Günümüz dünya devletleri konvansiyonel silah yerine biyolojik silahın dezavantajlarını yaşarken bunun kime ne avantaj sağladığını sorguladılar mı?Tüm dünya ülkeleri diken üstündeyken, sokağa çıkmaya bile çekinirken ve paranoyak yaşarken "Bu Çinliler ne yapıyor?" diye hiç dikkatimizi çekti mi?" diye sordu ve neler yapacağımıza dair iki ihtimal sıradı.

Kalaşnikof'tan Korona'ya geçiş...

Ne güzel değil mi?

Yeni dünya düzeninde temiz, risksiz ve maliyetsiz savaş stili..

Yeni dünya düzeninde, dünyanın tamamını dize getirme tekniği..

Yeni dünya düzeninde, maliyetsiz sınırsız para kazanma şekli..

Tıpkı geçmişte olduğu gibi.

2 senedir Çin'i yazılı ve görsel sosyal medyadan takip eden bir kişi olarak analizde bulunuyorum.

Çin, tarih boyunca bu tür virüslerin dünyaya yayıldığı en meşhur coğrafyadır.

Mesela;

KARA VEBA

"Kara Ölüm" ya da "Kara Veba" olarak bilinen bu salgın, Çin'den başlayarak 1346-1350 yılları arasında Avrupa’da büyük yıkıma yol açar. 200 milyon civarında insan öldürdüğü bilinir.

ASYA GRİBİ

1957 yılında Çin'den başlayarak, Uzakdoğu'ya daha sonra da Avustralya, Amerika ve Avrupa'ya yayılmış olmasından ötürü bu adla anılır. Asya gribinden ölenlerin sayısının 24 milyon olduğu tahmin edillir.

H2N2

İlk olarak Hong Kong’da görüldüğü için "Hong Kong Gribi" olarak da bilinen 1968 grip salgını, H2N2 virüsünün değişime uğramasıyla ortaya çıkan H3N2 virüsünün neden olduğu salgında 1,5 milyona yakın insanın yaşamını yitirdiği tahmin edilir.

SARS

2003'te Çin'de patlak veren ve 8 bin kişinin etkilendiği ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (SARS) salgını nedeniyle dünya genelinde 800'den fazla, Çin'de sadece 350 kadar kişi yaşamını yitirdiği bilinir.

Peki hayatımızı mahveden bu Korona Virüsü nereden çıktı?

Yine Çin'den.

Tıp ve biyolojinin en gelişmiş ülkesi olan Çin'den.

Tarih boyunca kendi insanını kobay olarak kullanmaktan hiçbir zaman çekinmeyen ülke olan Çin'den.

Resmî dini ateizm olan Çin'den.

Peki, dünya bunu bilmiyor mu?

Göbeğine kadar Çin'e bağlı bir dünya bunu bilse ne olur?

Siz, tarih boyunca Çin ile savaşan bir ülke gördünüz mü?

Japonlar mı?

Evet... Pek severler intihar saldırılarını. Hani bilindik kamikaze saldırıları. Aslında bu saldırılarda etkilidirler. Fakat tarihte olduğu gibi bir türlü sonuca ulaşamazlar.

Peki Amerikalılar mı?

Tam aksi. Geçmişte Çin ile beraber Japonlara savaş açtılar.

O zaman Ruslar mı?

Niyet ettiler fakat hemen vazgeçtiler.

Gelelim günümüz dünyasına.

Günümüz dünya devletleri konvansiyonel silah yerine biyolojik silahın dezavantajlarını yaşarken bunun kime ne avantaj sağladığını sorguladılar mı?

Tüm dünya ülkeleri diken üstündeyken, sokağa çıkmaya bile çekinirken ve paranoyak yaşarken "Bu Çinliler ne yapıyor?" diye hiç dikkatimizi çekti mi?

Düşünebiliyor musunuz?

Gözünüze kestirdiğiniz bir ülkeye savaş açacaksın ya da dünyayı yönetmeye çalışanlara mesaj vereceksin.

Bunun için para harcamayacaksın ve hedefi şaşırtmak için ilk kendi ülkende başlatacaksın.

Virüsü yaydığın ülke ve dostları tarafından da yüzyıllar boyunca nefret de edilmeyeceksin. Sürekli yeni düşmanlar edinmeyecek ve her an arkanı kollamayacaksın.

"Bir hayvan pazarından çıktı." deyip sorumluluğu da üstünden atarsın. Kimse de senden bilmeyecek, sana hesap da soramayacak.

Ne güzel dünya değil mi ?

Hakeza virüs test kitini bulup oradan da para kazanacaksın. İlaveten ilacını da bulup dünyaya satacaksın.

Peki biz ne yapacağız o zaman?

Bu virüsün ilacı Çin'de var diye bilip, dünyaya gerekli gördüğü kadar yayıldıktan sonra Çin'in kendi eliyle ya da kendi belirlediği başka bir ülke üzerinden dünyaya pazarlayacağı zamanı bekleyeceğiz.

Ya da, o zamana kadar kendimiz bir Cin'lik yapıp biyolojik silah birimi kurup bu tür virüslerin anında aşısını bulup bu tür saldırıları bertaraf edeceğiz.

Aksi taktirde üretimi durdurup, sokağa çıkmayarak evde maske ve kolonya ile oturup, Çin'den gelecek iyi haberleri bekleyeceğiz..