Erdal Şafak bu yazıyı neden yazdı biz anlamadık!
Adeta seferberlik ilan eden Sabah yazarları dekolte krizinde hasarı onarmaya çalışıyor. Erdal Şafak kafaları karıştıran yazısıyla şaşırtırken Barlas günü kurtaran isim oldu...
GAZETECİLER.COM
ATV ve Hüseyin Çelik işbirliği ile gündem gelen dekolte krizi üzerine Sabah yazarları için seferberlik ilan edildi. Sevilay Yükselir'den sonra Mevlüt Tezel, Yüksel Aytuğ, Mehmet Barlas ve yayın yönetmeni Erdal Şafak da konuyu köşelerine taşıdılar.
ERDAL ŞAFAK BU YAZIYI NEDEN YAZDI BİZ ANLAMADIK!
Sabah'ın tepe ismi Erdal Şafak sürmanşetten anons edilen yazısında kafaları bir hayli karıştırdı. Dekolte krizinde Hüseyin Çelik ve ATV'ye gelen "kadını sadece bedeniyle düşünmek" eleştirilerini tersyüz eden Erdal Şafak karşı cephenin argümanlarını kuşandı. ATV'ye gelen eleştirileri "kadın istismarı" olarak okuyan Şafak "Biz bekâr odalarına değil, evlere giren gazete olmayı tercih ediyoruz. Hep de öyle kalacağız." diyerek anlaşılması güç misyona işaret etti. Sürmanşetten hayli iddialı bir şekilde anons edilen yazıda kaydadeğer bir söz söylenmezken Şafak'ın kimleri hedef aldığı, kadın istismarı eleştirilerini neden yaptığı da anlaşılmadı.
İşte Şafak'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Kadının sadece bedeniyle ilgilenenleri biz, maço, seks bağımlısı, ahlaki değerleri aşınmış kişiler olarak görüyoruz.
Kadının beyniyle, birikimiyle, yetenekleriyle ilgilenenleri ise çağdaş dünyanın erdemli insanları olarak kabul ediyoruz.
Biz kadın bedeni üzerinden gazetecilik yapmayı özgürlük ambalajına sarılmış gayrı ahlaki zihniyet olarak algılıyoruz.
Hele kadın bedeni üzerinden siyasi dalavere çevirmeyi, mesleğin en utanç verici versiyonu olarak değerlendiriyoruz.
Erdal Şafak'ın tüm yazıları...
ATV NE DERSE DESİN ARTIK ALGI DEĞİŞMEZ
Günün bir diğer dekolte krizi yazısı da Mehmet Barlas'tan geldi. Barlas, Çelik'in dekolte eleştirileri sonrasında ortaya çıkan resmi objektif bir şekilde yorumlarken "Televizyon kanalı istediği kadar "Sunucu başarısızdı, reytingler düşüktü" şeklinde açıklama yapsın, bu şartlanmış kamuoyundaki algıyı değiştirmez." dedi.
İşte Barlas'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Siyaset ve düşünce hayatının anlamı birbirinin kalesine gol atmak olarak kabul edildiği takdirde, gerçekler değil algılar ağırlık kazanır.
Örneğin AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik'in bir kadın sunucunun giysilerini açık saçık bulduğunu söylemesi ertesinde televizyon kanalı bu sunucunun işine son verdiyse, "Özel yaşama müdahale ediliyor" diyenler karşı kaleye bir gol atmış sayılır.
Hüseyin Çelik'e "Çok düşün, az konuş" demek için vakit geçmiştir artık bu durumda.
Televizyon kanalı istediği kadar "Sunucu başarısızdı, reytingler düşüktü" şeklinde açıklama yapsın, bu şartlanmış kamuoyundaki algıyı değiştirmez. Karşı takım bu pozisyonu gole çevirmek için kaçınılmaz biçimde kullanacaktır.
Bu duruma tepki gösterenler gerçekten "Özel hayata müdahale" sonucu bir kadın sunucunun işine son verildiğini düşünselerdi, onu karşı kaleye gol atmak için kullanmak yerine, kendi yayın gruplarındaki televizyon kanallarından birinde ona sunuculuk verirlerdi. O da başarılı performansı ile haksızlığa uğradığını kanıtlamak imkânına kavuşurdu.
Mehmet Barlas'ın tüm yazıları...
GÖZDE KANSU VE VELİAHT BÜYÜK REKLAM YAPTI
Sabah'ın TV yazarı Mevlüt Tezel ise Dekolte krizinin Balyoz tartışmasını bile gölgede bıraktığını vurguladığı yazısında Gözde Kansu ve Veliaht adlı yarışmanın çok büyük bir tanıtım fırsatı yakaladığını yazdı.
İşte Tezel'in yazısındaki ilgili bölüm:
KİM KARLI?
Aslında bu işten en karlı Gözde Kansu çıktı; artık sadece Türkiye değil, dünya tanıyor onu. Olay unutulsun; güzel teklifler alır.
Magazin haberini köpürtüp siyasi gündem yaratan gazeteler de karlı çıktı; çok tık aldılar. Köşe yazarları dekolteden memleketi kurtararak aferin aldı!
Hatta bu polemikten 'Veliaht' bile karlı çıkabilir. Her yerde 'Veliaht' konuşuldu, acayip tanıtımı oldu. Haftaya bakarsınız reytinglere...
Bu işten tek zararlı çıkan ise halkımız oldu. Çözüm bekleyen hayati konular varken, dekolteye odaklandılar.
Hâlâ anlamadınız mı, birileri sinekten yağ çıkarıyor yine. 'Light' konuları siyasete taşıyıp muhalefet yapıyormuş gibi davranıyor ve arada da rakip medya grubuna 'çakıp' imajına zarar vermeye çalışıyorlar!
Güzel iş değil mi?
ATV ve Hüseyin Çelik işbirliği ile gündem gelen dekolte krizi üzerine Sabah yazarları için seferberlik ilan edildi. Sevilay Yükselir'den sonra Mevlüt Tezel, Yüksel Aytuğ, Mehmet Barlas ve yayın yönetmeni Erdal Şafak da konuyu köşelerine taşıdılar.
ERDAL ŞAFAK BU YAZIYI NEDEN YAZDI BİZ ANLAMADIK!
Sabah'ın tepe ismi Erdal Şafak sürmanşetten anons edilen yazısında kafaları bir hayli karıştırdı. Dekolte krizinde Hüseyin Çelik ve ATV'ye gelen "kadını sadece bedeniyle düşünmek" eleştirilerini tersyüz eden Erdal Şafak karşı cephenin argümanlarını kuşandı. ATV'ye gelen eleştirileri "kadın istismarı" olarak okuyan Şafak "Biz bekâr odalarına değil, evlere giren gazete olmayı tercih ediyoruz. Hep de öyle kalacağız." diyerek anlaşılması güç misyona işaret etti. Sürmanşetten hayli iddialı bir şekilde anons edilen yazıda kaydadeğer bir söz söylenmezken Şafak'ın kimleri hedef aldığı, kadın istismarı eleştirilerini neden yaptığı da anlaşılmadı.
İşte Şafak'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Kadının sadece bedeniyle ilgilenenleri biz, maço, seks bağımlısı, ahlaki değerleri aşınmış kişiler olarak görüyoruz.
Kadının beyniyle, birikimiyle, yetenekleriyle ilgilenenleri ise çağdaş dünyanın erdemli insanları olarak kabul ediyoruz.
Biz kadın bedeni üzerinden gazetecilik yapmayı özgürlük ambalajına sarılmış gayrı ahlaki zihniyet olarak algılıyoruz.
Hele kadın bedeni üzerinden siyasi dalavere çevirmeyi, mesleğin en utanç verici versiyonu olarak değerlendiriyoruz.
Erdal Şafak'ın tüm yazıları...
ATV NE DERSE DESİN ARTIK ALGI DEĞİŞMEZ
Günün bir diğer dekolte krizi yazısı da Mehmet Barlas'tan geldi. Barlas, Çelik'in dekolte eleştirileri sonrasında ortaya çıkan resmi objektif bir şekilde yorumlarken "Televizyon kanalı istediği kadar "Sunucu başarısızdı, reytingler düşüktü" şeklinde açıklama yapsın, bu şartlanmış kamuoyundaki algıyı değiştirmez." dedi.
İşte Barlas'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Siyaset ve düşünce hayatının anlamı birbirinin kalesine gol atmak olarak kabul edildiği takdirde, gerçekler değil algılar ağırlık kazanır.
Örneğin AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik'in bir kadın sunucunun giysilerini açık saçık bulduğunu söylemesi ertesinde televizyon kanalı bu sunucunun işine son verdiyse, "Özel yaşama müdahale ediliyor" diyenler karşı kaleye bir gol atmış sayılır.
Hüseyin Çelik'e "Çok düşün, az konuş" demek için vakit geçmiştir artık bu durumda.
Televizyon kanalı istediği kadar "Sunucu başarısızdı, reytingler düşüktü" şeklinde açıklama yapsın, bu şartlanmış kamuoyundaki algıyı değiştirmez. Karşı takım bu pozisyonu gole çevirmek için kaçınılmaz biçimde kullanacaktır.
Bu duruma tepki gösterenler gerçekten "Özel hayata müdahale" sonucu bir kadın sunucunun işine son verildiğini düşünselerdi, onu karşı kaleye gol atmak için kullanmak yerine, kendi yayın gruplarındaki televizyon kanallarından birinde ona sunuculuk verirlerdi. O da başarılı performansı ile haksızlığa uğradığını kanıtlamak imkânına kavuşurdu.
Mehmet Barlas'ın tüm yazıları...
GÖZDE KANSU VE VELİAHT BÜYÜK REKLAM YAPTI
Sabah'ın TV yazarı Mevlüt Tezel ise Dekolte krizinin Balyoz tartışmasını bile gölgede bıraktığını vurguladığı yazısında Gözde Kansu ve Veliaht adlı yarışmanın çok büyük bir tanıtım fırsatı yakaladığını yazdı.
İşte Tezel'in yazısındaki ilgili bölüm:
KİM KARLI?
Aslında bu işten en karlı Gözde Kansu çıktı; artık sadece Türkiye değil, dünya tanıyor onu. Olay unutulsun; güzel teklifler alır.
Magazin haberini köpürtüp siyasi gündem yaratan gazeteler de karlı çıktı; çok tık aldılar. Köşe yazarları dekolteden memleketi kurtararak aferin aldı!
Hatta bu polemikten 'Veliaht' bile karlı çıkabilir. Her yerde 'Veliaht' konuşuldu, acayip tanıtımı oldu. Haftaya bakarsınız reytinglere...
Bu işten tek zararlı çıkan ise halkımız oldu. Çözüm bekleyen hayati konular varken, dekolteye odaklandılar.
Hâlâ anlamadınız mı, birileri sinekten yağ çıkarıyor yine. 'Light' konuları siyasete taşıyıp muhalefet yapıyormuş gibi davranıyor ve arada da rakip medya grubuna 'çakıp' imajına zarar vermeye çalışıyorlar!
Güzel iş değil mi?
