Enver Aysever

Biliyorsunuz...

Sakin, sessiz ve küçücük bir Ege köyünde yaşıyorum...

Bir de papağanım var...

Küfürbaz mı küfürbaz…

Neden?..

Efendim...

Yine bildiğiniz gibi çalışırken sadece parmaklarım değil dilim de çalışır benim…

Niye mi?..

Küfürlü yerleri yazarken ana avrat düz giderim de ondan...

Sevimli papağan benden öğrendi elbette o yakası açılmadık küfürleri…

Geçenlerde bir arkadaşım telefon etti...

Karımın kayınvalidemde olduğunu bilenlerden...

Kendi evinin kalabalık olduğunu, bir kitap çalışması yaptığını ve bir süre bana konuk olmak istediğini söyledi…

“Hay hay, gel” dedim…

Geçen hafta sonu geldi...

Bir akşam yemeği yedikten sonra biraz da sohbet ettik ve yattık...

Ertesi sabah benim şehirde işim vardı gittim...

Gittim ama akşam döndüğümde arkadaşımın suratı beş karış...

"N'oldu lan oğlum?.. Bu ne surat böyle?"...

"Aabi yaa" derken ağlayacak gibiydi...

"Bu meret kuş sabah başladı küfretmeye sen gelinceye kadar susmadı..."

Güldüm tabii ama üzüldüm de...

"Merak etme yarın hallederim" dedim... 

Ertesi sabah şehre giderken papağanın kafesinin üzerine büyük bir çarşaf attım…

Akşam döndüğümde arkadaşım beni kahkahalarla karşıladı kapıda...

"N'oldu lan oğlum?.. Bu sefer n'oldu ki kıkır kıkırsın?"...

Anlattı...

Çalışmaya başladıktan sonra benim papağanın sesi soluğu çıkmamış…

Hatta o kadar ki…

Arkadaşım merak etmiş bu kadar uzun süre nasıl olup da sessiz kaldığını...

Öldüğünü falan düşünüp üzülmüş...

Gitmiş kafesin yanına...

Çarşafı usulca kaldırıp bakmış…

Papağanla göz göze gelmiş…

Papağan uyarmış bu defa…

“Kaşınıyorsun ama…”

Bu sefer ben de patlattım kahkahayı...

Yani... 

Enver (Aysever) için daha önce de kaç defa yazdım, “kaşınma” demeye getirdim ama dinletemedim…

Ve sonunda olan oldu…

Haftada bir güne indirilen programı da yayından kaldırıldı…

Bunu da kendisi duyurdu sosyal medyada…

Yani…

Kibri yüzünden kaybetti…