MEDYA KÖŞESİ

Engin Ardıç’tan matbuatımıza fırçalar!..

Bizde çok yaygındır, özellikle de çıtkırıldım aydınlar arasında: Örneğin bir Tekel özelleştirilince......

Engin Ardıç’tan matbuatımıza fırçalar!..
GAZETECİLER.COM
Engin Ardıç Yunanistan’da… Yazılarını da oradan gönderiyor. Bugün, AB üyesi Yunanistan'daki ekonomik durumu halkın gözünden yazmış..
Bir de bizimle kıyaslamış…
Bakın…
 
Yıkılmadı ayaktadır
 
Atina "mahreçli" yazımızdır efendim:
Pek öyle bir "batma" durumu yok ortada...
Elbette Yunan yetkilileriyle görüşüp de bu sonuca varmış değilim, buraya gazetecilik yapmaya gelmedim. Nefes almaya, kafa dinlemeye geldim, "tebdil-i mekânda ferahlık" arıyorum... 
Bizim matbuatımız “yıkmaya” veya “yıkılma” haberleri sunmaya meraklıdır.
Bildiğiniz gibi Türkiye ekonomisinden “bittik! Battık!” haberleri çıkaramayınca komşu Yunanistan’ın ekonomisinin battığını “manşet” yapmışlardı…
Engin haklı olarak bizimkilerle “kafa” buluyor çünkü Yunanistan ekonomisinin battığı falan yok…
Peki, bizim medyamız (sadece Doğan Gurubu yaptı o tür haberleri) ne yapmak istiyor?..
İçeride “yıkıntı” haberi bulamayınca dışarıda arıyorlar ama onu da bulamadıkları belli…
 
A.B.O.
Sokakta gördüğüm insanlara, dükkânlara, vitrinlere bakıyorum. Alışveriş trafiğini kolluyorum.
Otobüse, daha doğrusu troleybüse, metroya, taksiye biniyorum. Bazı meslekdaşlarımın pek sevdikleri deyimle "havayı kokluyorum"...
Misk ve amber değilse de öyle hardal gazı koktuğu da söylenemez.
Kimse zil takıp sokaklarda oynamıyor mutluluktan ama bir Pompei görüntüsü de yok! "Kamu maliyesinin" girdiği sıkıntıyı pek kendi durumlarıyla özdeşleştirmiyorlar galiba!
Daha doğrusu, birey olarak kendilerini bizdeki gibi "devletle" özdeşleştirmiyorlar.
Bizde çok yaygındır, özellikle de çıtkırıldım aydınlar arasında: Örneğin bir Tekel özelleştirilince, sırtından ceketini almışlar gibi üzülür hazret... Kendini maliye bakanı sanıp "dış borçları nasıl ödeyeceğiz" diye kara kara düşünür... Büyükelçimizi alçak koltuğa oturturlarsa da komşusu Mişon'a ters ters bakmaya başlar...
Çünkü ona, "varlığının armağan olması gerektiği" öğretilmiştir, hükümet bir Türkiye-Ermenistan dostluk anlaşması imzalasa kendisi de gidip terzi Artin'i dövecektir.
En küçük Türk memuru ya da memur kafalı gazetecisi, devletin bütün ağırlığını omuzlarında hisseder, yükünü taşır! Öyle şartlanmıştır.
 
Ve sonra başlıyor AB üyesi Yunanistan ile AB aday üye Türkiye’yi kıyaslamaya…
Ama o kısmı
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar