Engin Ardıç
Ardıç’ın Taraf genel yayın yönetmeni Neşe Düzel’e yaptığı teklife bir bakın hele…
Yerli filmlerde en çok gülünen sahnelerden biri, o anda rolü olan oyunculardan birinin ters bir durum karşısında “Hassstiiiirrrrr!” çekmesidir…
Bazen kadın oyunculara da söyletilir bu replik…
Nereden mi çıktı?..
Engin Ardıç’ın köşesini okudum da oradan…
Yani…
Başka ne diyebilirdim ki?..
Ardıç bugüne kadar çok kişiye küfür etti…
Birçok kurumu (Siyasi partiyi, şirketi) aşağıladı…
Ama…
Öfkelendiği bir kadın meslektaşına böylesi bir Robert Redford tarzı teklifi ilk defa yaptı…
Hani vardı ya o ünlü film…
Redford acayip varlıklı bir işadamını canlandırıyordu…
Demi Moore ise orta sınıf (Gelir olarak da) bir kadındı…
Yani...
Orta gelir sınıfından bir adamın (Woody Harelson) karısıydı…
Redford, Harelson’a “karınla bir gece yatmak için bir milyon dolar veririm” diyordu…
Bu; ABD gibi cinsel hayatın en liberal olduğu ülkelerde bile “ahlâksız bir teklif” olarak tanımlanıyordu…
Engin Redford’u da aştı…
Ardıç’ın Taraf genel yayın yönetmeni Neşe Düzel’e yaptığı teklife bir bakın hele…
"Neşe bacım, Tayyip düşmanlığı bu kadar mı gözünüzü kararttı yahu? Yoksa ‘ateistlerin Fethullah aşkı’ bu kadar mı ayyuka çıktı? Yoksa parayı veren mi düdüğü çalıyor? Ben de vereyim, bana da çalışın. Son kaça olur? Ben alıcıyım..."
İroni mi?..
Belki…
Ama…
Ben de bir yazımda ironi yaptım Engin’e…
Medyanın en küfürbaz yazarına, bir yazısında hiç ilgisi olmayan bir yurttaşa ,”Komünist Mehmet şimdi en büyük kapitalist” diyerek ayrıca hakaretler de ettiği için “yahu şu yazılarında kimseye küfür hakaret etmesene.. Meselâ ben de şimdi sana…” diye başlayıp bir beyit attırdım…
Engin “bana hakaret etti” diyerek savcılığa şikâyet etti…
Savcı’ya “İroni yaptım… Yazılarında hakaret ve küfür bulunmasını eleştirdim” dedim Savcı kabul etmeyip kovuşturma talep etti…
Mahkeme de kabul etti…
Yargılanırken de “ironi” dedim ama Yargıca kabul ettiremedim…
Uzlaşmayı da kabul etmediğim için ne zaman hapse gireceğim diye bekliyorum…
Keşke bir an önce alsalar da dinlensem...
Nayse...
Yemin ederim, Engin’in Neşe’ye yaptığı tekliften çok daha edepliydi benim teklifim ama ceza yedim…
Eh yani…
Ben gerçek bir ironi yüzünden kaybettiysem Engin gerçek bir hakaret yüzünden hayli hayli kaybedecektir…