MEDYA KÖŞESİ

Engin Ardıç Kemal Kılıçdaroğlu'na fena giydirdi

Sabah yazarı Ardıç, bakın "Hazret Gene Saçmalıyor" başlıklı yazısında başka neler yazdı:

Engin Ardıç Kemal Kılıçdaroğlu'na fena giydirdi
GAZETECİLER.COM - Sabah yazarı Engin Ardıç, köşesinde Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok sert bir dile eleştirdi.

"Amigolar" dediği CHP'ye yakın gazetecilerin zorlamasıyla ve kerhen Yenikapı mitingine gittiğini ileri sürdüğü Kılıçdaroğlu için "sonra da hemen eski alışkanlıklarına dönüp "kaçak saray edebiyatına" koyulan hazretin ta kendisidir." diyen Ardıç, bakın "Hazret Gene Saçmalıyor" başlıklı yazısında başka neler yazdı:

Kemalistler Kılıçdaroğlu'ndan hiç mi hiç memnun değiller ama gene de eleştirilmesini istemiyorlar. "Yetersiz metersiz ama ne de olsa bizden" yaklaşımı bu... Mahalle dayanışması.
Laf edeni "Yenikapı ruhunu bozmakla" suçluyorlar.
Yenikapı'ya CHP'nin basın amigolarının ittirmesiyle zorla ve kerhen giden, sonra da hemen eski alışkanlıklarına dönüp "kaçak saray edebiyatına" koyulan hazretin ta kendisidir.
Nasıl amigolar iktidara yüklenmeye devam ediyorlarsa, biz de saçmalıkların altını çizmeyi sürdüreceğiz. Hani demokrasi olmalı ya, işte o bakımdan...
Hazret "olağanüstü hal" ilan edilmesine karşıdır.
Çünkü 15 Temmuz'da yaşanan ila maşallah pek olağan bir haldir!
Bir darbe girişiminin CHP mahfillerine "olağan" gelmesidir herhalde asıl olağan olan.
Hazret kanun hükmünde kararnamelere de karşıdır. Bunun yasasını çıkaran meclis olsa bile.
Meclis bombalanacak, cumhurbaşkanı öldürülmek istenecek, halka ateş açılacak, iki yüz elli şehit verilecek ve hükümet "hiçbir şey olmamış gibi" davranacaktır!
15 Temmuz'da başbakanlık koltuğunda kendisi oturuyor olsaydı, öldürülmek istenen cumhurbaşkanı da kendi adayı Ekmeleddin İhsanoğlu bulunsaydı, böyle mi yapacaktı?
O kadar büyük bir siyasi yeteneksiz ve beceriksizdir ki, o kadar çapsız bir "bozkır politikacısıdır" ki, herhalde böyle yapacaktı!
Ülkenin kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmek istendiğini, OHAL'in sürmemesi gerektiğini söylüyor.
Oysa bu durumun "geçici" olduğunu, birkaç hafta sonra biteceğini pek iyi biliyor.
Ama kendi kitlesine bunu "sanki kalıcıymış gibi" algılatmaya çalışmak işine geliyor.
Bu "algı operasyonu" seçimde oy kaybetmesini önleyemeyecek ama başka çaresi de yok ki...
Hazret, 15 Temmuz'da başımıza gelenlerin bir "toplu kalkışma" olduğunu da söylüyor.
Mugalatanın bu kadarına pes!
15 Temmuz bir toplu kalkışma değildi. Bunu çocuk bile söylemez.
Ama böyle parlak ve içi boş laflar CHP'ye hep çok yakışagelmiştir tabii.
Daha başka ne güzellikler de yapmış: İktidar "muhalefetin tamamını" hapislere atmak istiyormuş.
"CHP'den başka bir partiye oy veren aç kalmaya mahkûm"muş.
"Yüzde 1 oy alan bir parti bile mecliste temsil edilmeli"ymiş.
Hayrettir, bazı yardımcıları gibi bir "milli mutabakat hükümeti" istemedi. Kılıçdaroğlu'nun bile bir "saçmalama sınırı" varmış meğer.
O şişko boşuna göbek atmadı ya iskemlenin üstüne çıkıp, hazretin meziyetleri de bütün bütüne yok değil.
"İnce Memed" okumuş adamdır, François Mitterrand'la bile ortak yanları var yahu!
ÇOK OKUNANLAR