Engin Ardıç kaybetti

Engin Ardıç da bir başka Emin Çölaşan.
Çölaşan, kendisi gibi düşünmeyen herkese sallıyor…
Önüne gelene:
“Hırsız” diyor…
“Dolandırıcı” diyor…

“Vatan haini” diyor…
“Şeriatçı” diyor…
“Atatürk düşmanı” diyor…

*

Engin Ardıç’ta ise Atatürk dönemini aşağılama…
Atatürkçülere hakaret etme…
Atatürk’ün silah arkadaşlarıyla alay etme…
Eski yeni tüm CHP’lileri ezme hastalığı var…

*

Ve…
Bu köşelerin daimi okurları da Ardıç’ın bu huyunu çok eleştirdiğimi bilirler.

İşte bu Ardıç Efendi…
Son günlerde şehit ve gazilerimize taktı kafayı…
Onlara hakaret edip duruyordu…
Ki…
Gazi yakınları şikâyetçi oldular…

Cumhuriyet savcılığı daha fazla dayanamamış olmalı ki:
“Bu kadarına da pes doğrusu” der gibi aleyhinde soruşturma başlattı.

*

Her ne kadar soruşturma şikâyet üzerine başlamışsa da…
Ve…
Her ne kadar Ardıç’a açılan her türlü dava davacının kaybıyla sonuçlanmışsa da…

Bu defa umarım…
Vicdan sahibi, hukukun üstünlüğüne iman etmiş bir savcıya düşmüştür…

Umarım Ardıç sadece bu köşede kaybetmekle kalmaz; gazilerimize ve yakınlarına karşı da kaybeder…
Çünkü…

*

Türkiye’nin “en güçlü, en yüksek itibar sahibi” iki gazetesinden biri olan Sabah yazarlarının bu yüksek karakterli milletin sadece Kurtuluş Savaşı’nda değil…
Kore’de…
Kıbrıs’ta…
Son 35 yıldır, kendi topraklarında…
Ve en son…
15 Temmuz 2016’daki FETÖ kalkışmasında da şehit düşen, gazi olan kahramanları olduğunu bilmemeye hakkı olamaz…

*

Evet…
Hemen her yazısıyla Sabah’ın güvenilirliğini sarsan, itibarını düşüren, prestijiyle alay eden Engin Ardıç kaybetti…