MEDYA KÖŞESİ

Engin Ardıç kadınlardan Altın Bamya istiyor!

Sabah yazarı Engin Ardıç bugün gündemin dışına çıkmış ve yeni bir hasım bulmuş kendine. Hem de sert bir hasım. Feministler!

Engin Ardıç kadınlardan Altın Bamya istiyor!
GAZETECİLER.COM
Sabah yazarı Engin Ardıç bugün gündemin dışına çıkmış ve yeni bir hasım bulmuş kendine. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali kapsamında verilen bir ödülü gündemine almış Ardıç. Kadın haklarını dikkate almayan filmleri eleşirmek amacıyla verilen Altın Bamya'dan söz eden Ardıç ödülden bir tane de kendisi için istiyor. Neden mi?

Bamyanın faydaları

Altın Bamya ödülü varmış... Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali diye de bir şey varmış, orada dağıtılıyor...
Akademi vermezse kıymeti olmaz ya, bunun akademisi de varmış: Altın Bamya Akademisi. The Golden Okra Academy...
And the bamya goes to...
"Erkek egemen bakışı olan, kadınlara dair alanları daraltan, ayırımcılığı kanıksatan" filmlere veriliyor.
Ödülü aldın mı, yandın.
Al bamyayı, uygun bir yerde sakla.
Çünkü, bamya lafının altında, egemen erkeklere "seninki ancak o kadar" gibilerden gizli bir suçlama ve tehdit yatıyor. Ödülü kabul etsen bir türlü, almasan bir türlü.
Fakat yeterince egemen olamazsan da bu sefer kadınlar tarafından terkediliyorsun, gel de çık işin içinden.
Ödülü enine boyuna irdeleyelim bakalım...
Filmmor... What the fucking hell does that mean?
Dedik ama yandık, şimdi bamya cezasını bana da kesecekler!
Haaa, mor çatı, mor iğne falan, anladım.
Festival, adı üstünde, "gezici"... İstanbul, Kars, Sinop ve Paris'te düzenleniyor.
Uluslararası olması güzel. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli'nde düzenleyip "Avrupa şehirlerini dolaştık" da diyebilirlerdi...
Ödüle aday gösterilenler arasında Beren Saat da varmış.
Hep merak ederim, şu kızın adı Beren Öztürk ya da Beren Yılmaz olsaydı aynı ilgiyi görecek miydi?
Aklıma şair Hasan Kıyafet geliyor... Rahmetli Attilâ İlhan onunla "Hüseyin Melbusat" diye dalga geçerdi...
Uzatmayalım, Beren Saat hanım kızımız altın bamya ödülüne "Güz Sancısı" filminde (dizisinde mi neyse işte, siz daha iyi bilirsiniz) oynadığı Eleni karakteriyle aday gösterilmiş. Bamya Akademisi, Beren'le bir sorunu olmadığını, gıcık kaptıkları kişinin Eleni olduğunu ısrarla belirtiyor.
Bamya Akademisi, bir oyuncuya değil de bir karaktere bozulmakla, tarih yazıyor.
Akademi, "Yedi Kocalı Hürmüz" filmine de ayrı bir iyilik düşünüyor.... "Tek Kocalı Hürmüz" olsaydı bu sefer de "tek erkeğin egemenliğine" kızacaklardı.
Buna karşılık, Recep İvedik'in babaannesini beğenmişler. Erkeklere kendini ezdirmiyor, küfür ediyor, el hareketi yapıyor ya... Babaanne sayesinde, Recep İvedik bamyadan kurtulmuş.
Eleni acaba hangi alanı daraltmış? Öğrenemedik.
"Orospu" olması etken olmuş herhalde.
Filmde orospu karakteri dediğin, yattığı her erkeğe "bak, sen benimle yattın ama bu ataerkil kapitalist düzenin sana sağladığı ayırımcı bir çıkar ilişkisidir" diye nutuk çekmeli...
Ya da adama "pehlivan pehlivan, üste çıktım diye sevinme, bunun nedeni sosyo-ekonomik şartlardır" diye bir eleştiri getirmeli yatakta...
Ya da en iyisi, hiçbir filmde hiçbir fahişe olmamalı. (Aslına bakarsanız, sigara da içilmemeli, sağlığa zararlı.)
Yahu, bu kafada gidenler, Madame Butterfly'ı da beğenmezler, bilir misiniz?
"Amerikalı kocası B.F. Pinkerton bunun üstüne kuma getirince niçin intihar etti de, herifi çorapla boğmayı düşünmedi" diye kızarlar... Kesip alnına yapıştırsa, büyük kadın sayılacak.
Gülmeyin, gerçek bu.
Eh, bir "eleştiri bamyası" da bana verirler artık.
Çokça versinler de eve götüreyim, bizim hanım kıymalı pişirsin. Etlisini sevmem.
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar