Emre Aköz'e taraf yazarından tek bir soru
Köşe yazdığın gazete niye bu kuruluşun ortağı? Var mı buna verebileceğin cevabın.
Taraf gazetesi yazı işleri müdürü Tuncer Köseoğlu, kendi uydurduğu bir yazışmayı örnek göstererek, Stratfor belgelerini yayınlayan Taraf'a sert bir eleştiri getiren Sabah yazarı Emre Aköz'e seslendi...
"Biz bu filmi..." başlıklı yazısıyla Aköz'e önce bu soruya yanıt ver diyen Köseoğlu "Kuruluşundan beri Taraf gazetesinde çalıştığım için maruz kalmadığım itham, bağlantılandırılmadığım yer kalmadı." yazdı ve şöyle devam etti:
"Önceleri bu ithamlara cevap veriyordum, hatta sinirlendiğim de oluyordu. Bu sinir sırasında kırdığım insanlar da. Sonra eğlenceli bir şey keşfettim. Ne denirse densin "he" deyip geçiyorum. Çok eğlenceli oluyor çok...
Taraf'ın yaptığı birçok önemli haber sonrasında karşı saldırılar da artıyor doğal olarak. Alıştık biz bunlara.
Önce hafifleştirme çabaları, olmadı birtakım gizli servislerle ilişkilendirme. Bu süreç içinde ilişkilendirilmediğimiz dünya üzerindeki gizli servis örgütü kalmadı, hangisinden olacağımızı bir tek biz bilemedik nedense.
Yapılan habere göre değişse de saldıranlar, aynı ezberden çıkmış gibi oluyor. Mesela daha fazla Türk-Kürt gençleri ölmesin diye karakol baskınlarını yazdığımızda ortadaki gerçeği örtmek için bizi vatan hainliği dâhil her insanın aklına gelebilecek- gelemeyecek her şeyle yaftalamışlardı. Oysa gerçek ortada kabak gibi duruyordu. Bizim de yaptığımız işte herkesin gördüğü ama nedense dillendirmediği gerçeği her yönüyle ortaya koymaktan ibaretti. Zaman bizi haklı çıkarsa da pek mutlu olmadık aslında. Taraf gibi bir gazete önceleri çıkmış olsaydı gençler bu kadar kolay ölmezdi en azından. "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nı yazdığımızda, bazı gazetelerin ünlü kalemleri "ıslak imza üreten makine" bile icat ettiler. Aynı kalemler, şimdilerde Taraf'a destek veriyor nedense. Kerem Altan geçmişin bu kalemlerini yazdı dünkü köşesinde, oysa örnekler o kadar çok ki...
Şimdilerde ise Stratfor yayınları nedeniyle bir hafifleştirme, karalama kampanyaları başladı. Bu kez kalemler değişse de hedef yine aynı, gerçeğin üstünü olabildiğince örtmek.
Büyük bir gazetenin ünlü köşecisi altın gününe giden Rukiye teyzenin bile dedikodu olarak anlatmayacağı hayalî bir yazışma yazarak "İşte Strafor budur" demeye getirmişti. Taraf'ta yazılanlar bu arkadaşın yazdığı gibi uçuk kaçık değildi tabii. Türkiye'nin yakın tarihiyle bire bir örtüşüyordu Stratfor analizleri. Yine de bu köşecinin yazdıklarını doğru kabul edip, sorumuzu soralım. Madem bu Stratfor belgeleri akıl almaz dedikodulardan oluşuyor. Köşe yazdığın gazete niye bu kuruluşun ortağı? Var mı buna verebileceğin cevabın. Yoksa Türkiye'de gazeteciler soru sormaz gibi altın kuralın ardına sığınarak gerçeği örtme derdinde misin?"