Emre Aköz, darbecileri koruyan paşaya sahip çıkıyor
Çünkü gerçek demokrat, kendi canını ve koltuğunu korumak için halk iradesinin askeri bir darbeyle ortadan kaldırılmasına göz yummaz...
ADNAN BERK OKAN - POLEMİK
Emre Aköz'ün "Liberal demokrat" anlayışı ile benim Liberal Demokratlığım her ne kadar birbirine ters düşse de yazılarını okuyorum. Kendini "Ben yandaşım, ben yandaşım" diyerek gerçek bir Liberal Demokrata yakışmayacak ölçekte konsantre etmediği zamanlar çok keyifli ürünler sunuyor piyasaya...
Çok seyrek de olsa "herkesin inanç ve düşünce özgürlüğü olduğunu" hatırladığında "inandırıcı" oluyor...
Kendisi gibi düşünmeyenlerin de olabileceğini kabullendiğinde, "Liberal Demokrasi"den örnekler sunuyor...
Ama...
Bunları o kadar az yapıyor ki...
Bugün başlığı altında yayımlanan makalesinde belli ki yazamaya oturmadan önce iyi bir "yandaş" olduğu telkinini yapmış kendisine...
Hükümeti kızdırmaktansa, "Başbakan'ın Anagnostopulos'u olmayı" tercih etmiş...
Bugünkü yazısında beni en çok güldüren ise şu "hüküm cümlesi" oldu:
"Eski GK Başkanı Hilmi Özkök........ Darbe heveslisi kuvvet komutanlarına set çekerek, demokrasiyi savunmuştu. Bu yüzden olmadık çamurlar atılmıştı kendisine..."
Yapma Emre kardeş, etme...
Bir genelkurmay başkanı, darbe girişiminde bulunan generallere "Yaptığınızı doğru bulmuyorum. Ben sizinle yokum, ne isterseniz yapın" der mi?..
Ama Hilmi Özkök bunu dedi...
Eeee...
Hilmi Bey'in, 27 Mayıs 1960 darbesini önleyemeyen, dönemin Genelkurmay Başkanı merhum Rüştü Erdelhun'dan ne farkı var o zaman?..
O da Erdelhun Paşa gibi görevi başındayken bütün darbe hazırlıklarını bildiği halde darbecileri ordudan attıracağına, susmadı mı?..
Darbe yapmalarını beklemedi mi?..
Sevgili Emre;
(Eğer atıldıysa) senin çamur dediğin şey, Hilmi Bey'in işte o "korkak, pısırık, bencil" tavrının eleştirilmesiydi...
Hiç kimse ona "neden demokratsın?" diye çatmadı...
"Niçin bildiğin halde o demokrasi hainleriyle çalışmaya devam ettin, birçoğunun terfisi için imza verdin?" diye sorguladı sadece...
En azından benim Hilmi Bey'e yönelik bütün eleştirilerim, "darbeci olduklarını bildiği halde o komutanlarla nasıl çalıştı, neden terfi etmelerine izin verdi?" diyeydi...
Sevgili Emre;
Hilmi Bey hiçbir zaman "demokrat" olmadı...
Olamazdı da...
Çünkü gerçek demokrat, siyasal iktidarın yanında olur, darbecilerin değil...
Çünkü gerçek demokrat, kendi canını ve koltuğunu korumak için halk iradesinin askeri bir darbeyle ortadan kaldırılmasına göz yummaz...
Hükümetin yanında darbecilere karşı yer almayan, darbecileri ordudan kovdurmayan (ki elinde delil olduğunu söylüyor) bir genelkurmay başkanı "anti demokrat"tır...
Ve değil alkışlanması, gerçek demokratlar tarafından "lânetlenmesi" gereken bir eski askerdir sadece...
Hilmi Bey; bugün YAŞ'ta yaşanan kaosun sorumlusudur...
27 Nisan e-muhtırasının verilmesinin müsebbibidir...
Görevde olduğu o süreçte darbe girişimleri olduğunu sivil iktidarla paylaşmayıp korkusundan sakladığı için mutlaka yargılanmalıdır...
Zira son yılların askeri kokuşmuşluğunun temelinde onun "bencil, korkak, pısırık ve sadece kendi canını - koltuğunu düşünen" insanlık dışı tercihi yatmaktadır...
Nasıl genelkurmay başkanı olduğu ise ayrı bir tartışma konusudur...
[email protected]
Emre Aköz'ün "Liberal demokrat" anlayışı ile benim Liberal Demokratlığım her ne kadar birbirine ters düşse de yazılarını okuyorum. Kendini "Ben yandaşım, ben yandaşım" diyerek gerçek bir Liberal Demokrata yakışmayacak ölçekte konsantre etmediği zamanlar çok keyifli ürünler sunuyor piyasaya...
Çok seyrek de olsa "herkesin inanç ve düşünce özgürlüğü olduğunu" hatırladığında "inandırıcı" oluyor...
Kendisi gibi düşünmeyenlerin de olabileceğini kabullendiğinde, "Liberal Demokrasi"den örnekler sunuyor...
Ama...
Bunları o kadar az yapıyor ki...
Bugün başlığı altında yayımlanan makalesinde belli ki yazamaya oturmadan önce iyi bir "yandaş" olduğu telkinini yapmış kendisine...
Hükümeti kızdırmaktansa, "Başbakan'ın Anagnostopulos'u olmayı" tercih etmiş...
Bugünkü yazısında beni en çok güldüren ise şu "hüküm cümlesi" oldu:
"Eski GK Başkanı Hilmi Özkök........ Darbe heveslisi kuvvet komutanlarına set çekerek, demokrasiyi savunmuştu. Bu yüzden olmadık çamurlar atılmıştı kendisine..."
Yapma Emre kardeş, etme...
Bir genelkurmay başkanı, darbe girişiminde bulunan generallere "Yaptığınızı doğru bulmuyorum. Ben sizinle yokum, ne isterseniz yapın" der mi?..
Ama Hilmi Özkök bunu dedi...
Eeee...
Hilmi Bey'in, 27 Mayıs 1960 darbesini önleyemeyen, dönemin Genelkurmay Başkanı merhum Rüştü Erdelhun'dan ne farkı var o zaman?..
O da Erdelhun Paşa gibi görevi başındayken bütün darbe hazırlıklarını bildiği halde darbecileri ordudan attıracağına, susmadı mı?..
Darbe yapmalarını beklemedi mi?..
Sevgili Emre;
(Eğer atıldıysa) senin çamur dediğin şey, Hilmi Bey'in işte o "korkak, pısırık, bencil" tavrının eleştirilmesiydi...
Hiç kimse ona "neden demokratsın?" diye çatmadı...
"Niçin bildiğin halde o demokrasi hainleriyle çalışmaya devam ettin, birçoğunun terfisi için imza verdin?" diye sorguladı sadece...
En azından benim Hilmi Bey'e yönelik bütün eleştirilerim, "darbeci olduklarını bildiği halde o komutanlarla nasıl çalıştı, neden terfi etmelerine izin verdi?" diyeydi...
Sevgili Emre;
Hilmi Bey hiçbir zaman "demokrat" olmadı...
Olamazdı da...
Çünkü gerçek demokrat, siyasal iktidarın yanında olur, darbecilerin değil...
Çünkü gerçek demokrat, kendi canını ve koltuğunu korumak için halk iradesinin askeri bir darbeyle ortadan kaldırılmasına göz yummaz...
Hükümetin yanında darbecilere karşı yer almayan, darbecileri ordudan kovdurmayan (ki elinde delil olduğunu söylüyor) bir genelkurmay başkanı "anti demokrat"tır...
Ve değil alkışlanması, gerçek demokratlar tarafından "lânetlenmesi" gereken bir eski askerdir sadece...
Hilmi Bey; bugün YAŞ'ta yaşanan kaosun sorumlusudur...
27 Nisan e-muhtırasının verilmesinin müsebbibidir...
Görevde olduğu o süreçte darbe girişimleri olduğunu sivil iktidarla paylaşmayıp korkusundan sakladığı için mutlaka yargılanmalıdır...
Zira son yılların askeri kokuşmuşluğunun temelinde onun "bencil, korkak, pısırık ve sadece kendi canını - koltuğunu düşünen" insanlık dışı tercihi yatmaktadır...
Nasıl genelkurmay başkanı olduğu ise ayrı bir tartışma konusudur...
[email protected]