Emin Çölaşan
Böyle bir kariyere sahip olduğu halde bugünkü yazısında hukuk ilkelerinden ve yasalardan nasıl da habersiz ya da o konuda ne kadar çok cahil....
Uzun yıllar Milliyet'te, çok daha uzun yıllar da Hürriyet'te çalıştı...
Milliyet'te değil ama Hürriyet'te son yıllarında köşesi de vardı...
Hem de Hürriyet'in "en çok okunan yazarı" olduğu konusunda övündüğü hatırlanacaktır...
Sonunda...
Önüne gelen herkese hakaret ve küfür ederek Doğan Medya Gurubu'nun yayın ilke ve ahlâkına uymadığı gerekçesiyle gazeteden kovuldu...
Bugünkü Sözcü'de "Adalet Bakanlığı okusun" başlığı altında yayımlanan makalesini okuyunca "Köşe Yazarlığı" isimli kurum adına yüreğim yandı...
Bu millete kimleri "yazar" diye yutturmuşlar meğer...
Ki...
Çölaşan üniversite mezunu; DPT'de ve Türkiye'nin en etkin iki gazetesinde bir bakıma "kanaat önderi" olarak çalışmış, halen de çok satan ilk beş gazeteden biri olan Sözcü'de köşe sahibi...
Ve daha da ilginci; değerli eşi Tansel Hanımefendi Danıştay'da Daire başkanlığı yaptı...
Böyle bir kariyere sahip olduğu halde bugünkü yazısında hukuk ilkelerinden ve yasalardan nasıl da habersiz ya da o konuda ne kadar çok cahil olduğunu adeta itiraf ediyor...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği bütün ileri demokrasilerde, "kamu Davası" diye bir "kurum" bir "hak" olduğundan habersiz...
Daha da öte...
Kendisini eleştiren yazarlar için (en azından benim çok yakından tanıdığım bir yazar var) savcılıklara koşan ve "şikâyet dilekçesi" veren vatandaş olduğunu da bildiği halde; aynı şey başına geldiğinde Adalet Bakanlığını göreve çağırıyor, soruşturma başlatan savcıyı ihbar ediyor...
Yani...
Kanunun gereğini yapan, görevini yerine getiren savcıyı Adalet Bakanı'na şikâyet ediyor...
Olacak gibi değil...
Ya gerçekten cehaletin katmerlisi...
Ya da okurunu etkilemek, vatandaşın birinin kullandığı temel hak ve hürriyetin üzerinden siyasal iktidarı küçük düşürmek istiyor...
Her halükârda kaybediyor yani...
Milliyet'te değil ama Hürriyet'te son yıllarında köşesi de vardı...
Hem de Hürriyet'in "en çok okunan yazarı" olduğu konusunda övündüğü hatırlanacaktır...
Sonunda...
Önüne gelen herkese hakaret ve küfür ederek Doğan Medya Gurubu'nun yayın ilke ve ahlâkına uymadığı gerekçesiyle gazeteden kovuldu...
Bugünkü Sözcü'de "Adalet Bakanlığı okusun" başlığı altında yayımlanan makalesini okuyunca "Köşe Yazarlığı" isimli kurum adına yüreğim yandı...
Bu millete kimleri "yazar" diye yutturmuşlar meğer...
Ki...
Çölaşan üniversite mezunu; DPT'de ve Türkiye'nin en etkin iki gazetesinde bir bakıma "kanaat önderi" olarak çalışmış, halen de çok satan ilk beş gazeteden biri olan Sözcü'de köşe sahibi...
Ve daha da ilginci; değerli eşi Tansel Hanımefendi Danıştay'da Daire başkanlığı yaptı...
Böyle bir kariyere sahip olduğu halde bugünkü yazısında hukuk ilkelerinden ve yasalardan nasıl da habersiz ya da o konuda ne kadar çok cahil olduğunu adeta itiraf ediyor...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği bütün ileri demokrasilerde, "kamu Davası" diye bir "kurum" bir "hak" olduğundan habersiz...
Daha da öte...
Kendisini eleştiren yazarlar için (en azından benim çok yakından tanıdığım bir yazar var) savcılıklara koşan ve "şikâyet dilekçesi" veren vatandaş olduğunu da bildiği halde; aynı şey başına geldiğinde Adalet Bakanlığını göreve çağırıyor, soruşturma başlatan savcıyı ihbar ediyor...
Yani...
Kanunun gereğini yapan, görevini yerine getiren savcıyı Adalet Bakanı'na şikâyet ediyor...
Olacak gibi değil...
Ya gerçekten cehaletin katmerlisi...
Ya da okurunu etkilemek, vatandaşın birinin kullandığı temel hak ve hürriyetin üzerinden siyasal iktidarı küçük düşürmek istiyor...
Her halükârda kaybediyor yani...
