MEDYA KÖŞESİ

Eline sağlık Ezgi Başaran, diline sağlık...

Fatmagül’ün Suçu Ne dizisindeki tecavüz sahnesini bir maç anıymış gibi anlatıyor gençlerden biri...

Eline sağlık Ezgi Başaran, diline sağlık...
ADNAN BERK OKAN

Ezgi Başaran'ın bugünkü makalesine destek vermeliyim...
Bunu gazeteciler.com olarak yaparsam kurumumuzu kişiselleştirmiş olurum...
Oysa yorum yapmalıyım...
"Övgü" ifadeleri kullanmalıyım Ezgi Başaran için...
Ali Poyrazoğlu'na da "sana hiç yakışmadı Ali" demeliyim...
"Kadını, ucuz esprilere 'kurban' etmemeliydin" diye çıkışmalıyım...
"Kadın sadece bir et yığını mıdır?... Nerede  gerçek kadın?.. Nerede kadının inceliği, zarafeti, duygusallığı, vicdanı, anaçlığı, bilgeliği, sorumluluk anlayışı?" diye sormalıyım...
Hatta daha da fazlasını ama...
Uzatmak istemiyorum...
Sizleri önce Ezgi Başaran'ın mükemmel makalesinden bir bölümle tanıştırayım...
Kalanını da Radikal'deki köşesinden okursunuz...


Havva'nın incecik ruhu Ali Poyrazoğlu'na ne ifade ediyor?

-Havva niye kendini astı ya da asmaya zorlandı, biliyorsunuz aslında. Çünkü Havva’nın kısa ömrü bizim için jenerik bir utanç hikayesi. 5 gün önce hayvan otlatmaya gittiği esnada babasının kuzenleri tarafından tecavüze uğrayan bir kızdı Havva. Konuyu ablasına açtı, ablası sustu. Susması için tehdit edilmişti.

-Ali Poyrazoğlu, Habertürk kanalında ‘Gölgede Muhabbet’ adlı bir program yapıyor. Şöyle tarif etmiş:”Eğlenceli, gırgır bir talk show’un içine saklanmış bir kişisel gelişim programı. Her Pazar bu vahada buluşup derin muhabbetlere dalacağız. Bu programda seyirci salak yerine konmuyor, sığ sularda yüzmeye mecbur bırakılmıyor.”

-Kaçırdıysanız hemen anlatayım; Poyrazoğlu’nun ilk derin programında iki genç erkek çıkıp çok “gırgır ve derin” bir şov yaptı. Fatmagül’ün Suçu Ne dizisindeki tecavüz sahnesini bir maç anıymış gibi anlatıyor gençlerden biri, diğeri de Beren Saat’i taklit ediyor. Her tecavüz bir gol anlayacağınız. Seyirci kahkahalarla alkışı basıyor, Ali Poyrazoğlu bir dahaki sefere daha iyi oyunculuk sergilemeleri gerektiğini salık veriyor. Bu kadar.

Ezgi Başaran'ın makalesinin tamamını
ÇOK OKUNANLAR