MEDYA KÖŞESİ

'Elinde silah olanların nabzını neden tuttum?'

Not defterlerim de, kafamın içi de öylesine dolu ki. Bu dağlara niye geldim ki? Gerillaların nabzını neden tutuyorum ki? Gerilla liderleriyle ne diye konuşuyorum ki?

'Elinde silah olanların nabzını neden tuttum?'

GAZETECİLER.COM - Hasan Cemal  Niye geldim bu dağlara? Elinde silah olanın nabzını neden tuttum?  sorusuna bugün yani Çekilme Günlüğü'nün 7. yazısında yanıt verdi.

"Türkiye'den saygın bir gazeteci, PKK'nın çekilme sürecini takip etsin, böylece Türkiye kamuoyu da gerçekten çekiliyorlar mı sorusuna güvenilir bir kaynaktan yanıt bulsun" diyerek sınır dışına çıkan PKK'lılar ile görüşen ve 7 gündür Irak Kürdistanı'nda Metina bölgesinde bir PKK kampından yazdıklarını okuyucularıyla paylaşan Hasan Cemal bugün neden oraya gittiğini bir kez daha yazdı.

İşte Çekilme Günlüğü'nü bitiren ve "Benim derdim , beş aydır gelmeyen ölüm haberlerinden ebediyen kurtulmak. Bunun içindir ki bir haftadır dağlarda dolaşıyorum, elinde silah olanların nabzınızı tutup, onların duyarlılıklarını, dip duygularını anlamaya çalışıyorum. Barışla ilgili umut beslemek yetmiyor. "Gerçek barış"ın olmazsa olmazları var…" diyen


 

Niye geldim bu dağlara?

Çay servisi kesintisiz devam ediyor. Birazdan bir battaniyeyi başımın altına yastık yapacağım. Üstüme de kalın bir battaniye örtüp yorgunluktan bitik bir halde derin bir uykuya dalacağım. 

Not defterlerim de, kafamın içi de öylesine dolu ki. Bu dağlara niye geldim ki? Gerillaların nabzını neden tutuyorum ki? Gerilla liderleriyle ne diye konuşuyorum ki? 

Derdim, barış...

Derdim, silahların susması...

Derdim, dağdan artık ölüm haberlerinin gelmemesi...

Derdim, silahların gömülmesi...

Derdim, beş aydır dağdan gelmeyen ölüm haberlerinden ebediyen kurtulmak...

Benim derdim yıllardır böyle, barış... 

Bunun içindir ki, bir haftadır dağlarda dolaşıyorum, elinde silah olanların nabzını tutup, onların duyarlılıklarını, dip duygularını anlamaya çalışıyorum. 

Çünkü gerçek barış olacaksa, bu insanların silahtan vazgeçmeleriyle olacak, gerillanın dağdan inip evine gitmesiyle olacak. 

Ben umutluyum. 

Ateşkes ilan edildi, yürüyor. 

Çekilme başladı, sürüyor. 

Yılbaşından beri dağda ölüm yok. 

Daha ne olsun, bunca yılın kan ve gözyaşından sonra, sevinmeyelim mi?

Barışla ilgili umut beslemek ya da iyimser olmak elbette yetmiyor. İşin gerçeğine de bakmak gerekiyor. 

Demokrasiydi, insan haklarıydı, özgürlüklerdi, hukuk devletiydi, eşitlikti, anadilde eğitimdi, demokratik anayasaydı, yasalardı, işte bütün bunlar da işin gerçeği idi. 

Barışın içi nasıl dolar meselesi yani...

Bunlarsız barış hiç kuşkusuz gerçek barış, adil ve kalıcı barış olamazdı. 

 

Devlete, hükümete güvenmiyor dağdaki gerilla… 

Bu nedenle de, her adımda sorgulamaya çalıştım, gerilla ne düşünüyor diye... Gerçek soru ve sorun burada düğümleniyor çünkü... 

İlk yanıt çok açık: 

Devlete, hükümete güvenmiyor dağdaki gerilla... Başbakan Erdoğan’ın bir lider olarak siyasal gücünü görüyor ama gereğini yapabilecek mi, yoksa demokratikleşme adımları konusunda ipe un serecek mi sorusunu belirtmekten geri kalmıyor. 

PKK'nın silahlı gücüyle çekilme sürecinin komutanı olan Bahoz Erdal'ın, Türk medyasına ilk röportajını T24’e verirken söylediği şu sözü unutmuyorum: 

“Şimdi silahı bir kenara koyuyoruz, bırakma anlamında değil bu...”

Dokuz yıldır dağda olan 29 yaşındaki Vanlı Tamara Warjin’in (Türkçesi, Yaşam Diyarı) sözü de kulağımda: 

“Sorun silahtan dolayı çıkmadı. Biz var olan sorundan sonra silahı kaldırdık. Şimdi sorun çözümdür!”

Ve Umut’un o sorusunu unutmuyorum: 

“Bu sürecin altından AKP kalkabilecek mi?”

Bu soru dağlarda çok yaygın. 

Tüm dikkatler Başbakan Erdoğan’a çevrilmiş durumda. Önümüzdeki birkaç aydan itibaren neler yapacak diye bekleniyor. 

Kısacası diyorlar ki: 

“Biz üzerimize düşeni yapmaya başladık; ateşkesse ateşkes, çekilmeyse çekilme... Şimdi top AKP hükümetinde...” 

Belirttiğim gibi, umutluyum ‘barış süreci’nden, ihtiyatlı ya da temkinli bir iyimserlik içindeyim. 

Bu iyimserliğim, 23 yıldır dağda olan 40 yaşındaki Gabarlı Seyda’nın sözünden kaynaklanıyor:

“Silah araçtır, amaç değil. Barış inşallah gelecek.”

Yedi gündür dağlardan yazıyorum. 

Çekilme Günlüğü, öyle sanıyorum ki, bu kez belki bir gün aradan sonra Kandil izlenimleriyle devam edecek...