Elif Çakır ve Fatih Çekirge ha!.. Olacak şey değil...
Fatih Çekirge, 28 Şubatçılara destek veriyormuş gibi görünürken aslında bizim tarafa....
Zaman zaman ziyadesiyle "iri" sözler eden, medyamızın az sayıda başörtülü yazarından biri olan Elif Çakır'ı tanıyanınız çoktur...
"Özgürlük" ve "demokrasi" anlayışı; CHP'nin manifestosu haline gelmiş, "biz demokrasiyi severiz bizim parti kazanırsa" sloganımsı söyleminden zerrece farkı olmayan işte o Hanımefendi geçen gün ve hem de muhteşem bir teknede "yaş günü" kutlaması yaptı...
Kaç yaşına bastığını öğrenemedim ama yeni yaşını kutlarım...
Yaş günüyle ilgili haberi okuyup, ışıklar içindeki fotoğrafı da görünce Yesari Asım Arsoy’un, güftesi de kendisine ait Hüzzam bestelerinden birini hatırladım:
Yıllar önce, yazdığım gazetede “Başörtüsü Yasağı”na karşı çıkarken amacımı şöyle açıklıyordum: Yahu; kadınlarına otomobil kullanma yasağı koyan Suudilerle, kadınlarına başörtüsü yasağı getiren Kemalistler arasında ne fark var?.. Derken... Peki... |
Dün gece bir şuhun bezmine gittim,
Nükteler söyleyip, sitemler ettim.
Handeler, işveler, meyler saçıldı;
O şuhun elinde mest olup bittim...
Fehmi Koru ve Mustafa Karaalioğlu kutlamada birer şarkı söylemişler...
Hangi şarkıları terennüm ettiklerini bilemem...
Ama...
Yesari Asım Arsoy'a ait bu Hüzzam eseri yorumlamış olabileceklerini de zannetmiyorum...
Çünkü...
O kadarı da "fazla" sekülerleşme olurdu yani...
İslâmi örf, adet ve geleneklere yabancılaşmadan değiştiklerini savunan bu arkadaşların geçmişe de kör kalmadıklarını ummak istemişimdir her zaman...
Bu defa yanıldım mı ne?..
Çünkü...
Aralarında bu arkadaşların değişimlerini saygıyla karşılayan Liberal yazarlardan hiçbiri yokmuş bildiğim kadarıyla...
Amaaaaa....
Buna karşılık...
28 Şubat sürecinde "adını açıklamayan bir üst düzey komutan" yalanının mucidi Fatih Çekirge'yi davet etmişler...
Bitmedi...
Halk tarafından milletvekili seçilip Meclise giren ama o süreçte başındaki örtüyü de atmayan Merve Kavakçı'ya "bu kadına haddini bildirin" diye haykıran Ecevit merhuma en büyük desteği verenlerden de biriydi aynı zamanda...
Bitmedi...
Merve Kavakçı'nın milletvekilliğinin iptali için köşesinde "belge/makale" yayımlayan da yine Fatih Çekirge idi...
Ve tabii ki...
Merve Kavakçı'nın milletvekilliği iptal edilince zil takıp oynayanların en önde gideni...
Yoksaaaaa...
Yoksa Elif Çakır, Fehmi Koru ve Mustafa Karaalioğlu, Fatih Çekirge'yi 28 Şubat'ın "ters çakarak islâma hizmet eden" gazetecilerinden biri olarak mı görüyorlar?..
Yoksaaaaa...
Yoksa...
O hizmetleri nedeniyle Çekirge'ye olan vefa borçlarını mı ödüyorlar?..
Efendim...
28 Şubat sürecinde Koru ve Karaalioğlu darbecilere karşıymış gibi görünüyorlardı...
Yani...
O görünümün sahteliğinden şüphe etmek istemem...
Ama...
O geceye asla ve asla davet edilmemesi gereken Fatih Çekirge, 28 Şubatçılara destek veriyormuş gibi görünürken aslında bizim tarafa (demokratlara) hizmet vermiş olabilir pekalâ...
Cem Uzan'a hizmet veriyor görünürken de meğer Aydın Doğan'a hizmet verdiğini öğrenmedik mi ilerleyen yıllarda?..
Çiller çiftini temsilen
Muhteşem eğlence gecesinde Egebank'ın batırılmasında "emeği geçtiği" iddiasıyla tutuklanıp bir süre de cezaevinde yatan Nail Keçili bile varmış...
Kim bilir?..
Belki de Tansu - Özer Çiller çiftini temsilen katılmış olabilir geceye...
Malumunuz...
İçinde bulunduğu ekonomik krizi, 3 Kasım 2002 seçimlerinde DYP'nin reklâm organizasyonunu yüklenerek aşmıştı ya...
Hâsılı ilginç bir "Yaş Günü" kutlaması olmuş...
28 Şubat'ta RefahYol Hükümetini yıkmak için darbecilerin medya ayağı olan Fatih çekirge ile Dünya Kuran-ı Kerim Okuma Şampiyonu Hafız Selman Okumuş omuz omza...
Helâl olsun be...
"Değişim" mi dediniz?..
Aha işte değişim...
Hem de yabancılaşarak değişim...
Geçmişi kör kuyulara fırlatarak değişim...
Ahmet Hakan "değiştim" demez dikkat ederseniz...
Ve...
Bana göre Ahmet'in en dürüst davrandığı durumlardan biridir bu "döneklik itirafı"...
Ahmet dönmüştür…
Ama...
Asla başkalaşmamıştır...
Başörtülü yazarımız Elif Çakır ve kendisine muhteşem bir teknede yaş günü düzenleyen iki dostu Fehmi Koru ve Mustafa Karaalioğu ise dönememiş ama başkalaşmışlardır...
Ne dersiniz?..
Sizce "Döneklik" mi daha makbuldür?..
Yoksa, "başkalaşmak" mı?..
Bana göre mi?..
Tabii ki "dönekliği" tercih ederim...