POLEMİK

Elif Çakır: 'Nazlı Abla abilerine bir sor anlatsınlar'

Elif Çakır eski defterleri açtı: "Sen en iyisi tef çal da, bu millet rahatlasın" dediği Aydın Doğan hem Nazlı'ya "Tefle göbek attırıyordu" ve hem de ..."

Elif Çakır: 'Nazlı Abla abilerine bir sor anlatsınlar'
GAZETECİLER.COM -  Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak'ın köşesinde Havuz medyasında her gün yalan yanlış bilgiler yazılıyor dedikten sonra Elif Çakır'a yüklendiği dünkü yazısına Star yazarından yanıt geldi.

Elif Çakır, Nazlı Ilıcak ile önce eski defterleri açıp dalgasını geçti ardından da Ekrem Dumanlıgillerden kafanı çevirip yargı mensuplarının ne dediğine bakarsan 160 paralel örgüt yargıtay üyesinin daha nelere kadir olduğunu görürsün! diye yazdı.

İşte Çakır'ın yazısından çarpıcı bölümler:

"Geçmiş gün... Günlerden pazar diye hatırlıyorum. Zira evdeydim. Bir arkadaşım aradı ve acilen Kanal D'yi açmamı istedi. "Niye, n'oldu?" diye sorunca "Nazlı Ilıcak göbek atıyor, kaçırmak istemezsin?" dedi.

Açtım. Nazlı Ilıcak'ın şu alayı vala ile duyurulan 'Pazar Gezmesi' programıydı. Programın yeni bölümü müydü yoksa tekrarı mıydı, doğrusu hatırlamıyorum. Hani şu Nazlı Ilıcak'ın ünlülerin evine giderek yaptığı 'yemek yapalım, göbek atalım' programı.

Nazlı Ilıcak tef eşliğinde göbek atıyordu. Allah için, Nurhan Damcıoğlu'na taş çıkartacak kadar iyi kıvırıyordu.

Nazlı'yı izlerken aklıma yıllar önce Yeni Şafak gazetesinde yazarken Aydın Doğan'a salladığı ve Doğan'ı küçümsemek için 2001 yılında kaleme aldığı 'Aydın'ın tefi ve Yalan Yasası' başlıklı yazısındaki "Sana bir tef göndereceğim Aydın, belki sadece tef çalarsın da şu millet biraz rahat eder" sözleri aklıma geldi.

Neler demiyordu ki, Aydın Doğan için. Sadece Aydın Doğan mıydı hedefine oturttuğu? Hayır. Çok eskilerden tanıdığını Aydın Doğan'ı asıl şu sözlerle vuruyordu: "Eşi Sema da basma entarili, takunyalı, üzerine Gümüşhane havası sinmiş, çekingen, az konuşan çok dinleyen bir kadıncağızdı. Ya ilkokul ya da ortaokul mezunuydu. Bu yüzden haddini bilir, 'Ali topu tut, Ayşe sen tut'u aşan ve entelektüel birikim isteyen konulara pek girmezdi."

NAZLI'YA TEFLE GÖBEK ATTIRIYOR

Hatırlıyorum. Yine 2002 yılında, Aydın Doğan Show Tv'de yayınlanan Tuncay Özkan'ın programında telefonla bağlanmış ve Nazlı Ilıcak'a "Yarın öbür gün sen yine benim yanımda çalışmak istersin!" deyince Nazlı Ilıcak da "Hadi hadi ben yerimden memnunum bir daha senin yanında çalışmam" demişti.

Neyse. Ne yalan söyleyeyim, programda Nazlı Ilıcak'ın çalınan tefle attığı göbeği ve yüzündeki o mutluluğu görünce Aydın Doğan ve eşi Sema hanım geldi aklıma.

"Sen en iyisi tef çal da, bu millet rahatlasın" dediği Aydın Doğan hem Nazlı'ya "Tefle göbek attırıyordu" ve hem de Nazlı'yı isterse göbek attırmak için bile yanında çalıştırabileceğini çünkü Nazlı'yı çok iyi tanıdığını bir kez daha ortaya koyuyordu.

ASLA KİN TUTMAZ, KENDİSİNE ŞILLIK DİYENE...

Nazlı Ilıcak bir fenomendir aslında. Onu anlatmaya kelimeler yetmez. Asla kin tutmayan birisidir...

Misal kendisine 'şıllık' diyen birisiyle gün gelir çok iyi dost olabilir.

Nazlı bu, gün gelir, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a "Ben sizi çok seviyorum, yağdanlığınız olmak istiyorum" der, gün gelir kocasıymış arkadaşıymış dinlemez Demirel'e mektup yazarak "Efendim çok haklı sebeplerim var, sansür uyguluyorlar benim yazıma" diyerek kocasını şikayet eder.

KEŞKE BİRAZCIK ARAŞTIRSA...

Nazlı bu çok mütevazıdır, hiç gocunmadan Tansu Çiller'in çaycısı olur gün gelir, dün "boyundan büyük laflar ediyor, medyada tekel oluşturuyor, ülkeyi yönetmeye çalışıyor, gazetesini bir silah gibi kullanıyor, iş takipçiliği yaptırıyor" dediği adamın yanında çalışmaya başlar.

Nazlı bu, her dönem mutlaka birilerini bulur ve o birilerini şeksiz şüphesiz savunmak zorunda hisseder kendisini.

Hiç fark etmez. Bu bazen askeri rejimin Başbakanı Bülent Ulusu olur, bazen asker talimatıyla kurulan Sunalp'in MDP'si olur bazen polis olur. Ama o hep şirinlik yaparak "demokrasiiii..." der, ağlamaklı ses tonuyla darbelerin kötü olduğunu anlatır.

Biz işte bu bunların daha fazlasını yapan kişiye ve oğlunu dahi "Anne sana ne oldu" şaşkınlığına sürükleyen kişiye Nazlı Ilıcak diyoruz.

İşte bu Nazlı Ilıcak (yaşı büyük olmasa sevimli haspam diyeceğim de) dün boyunu bosunu aşan HSYK, Yargıtay mevzusunda neresinden tutsanız elinizde kalacak bir yazının altına basmış imzayı.

Keşke birazcık araştırsa diyeceğim ancak 'kendisi için bu kez şartlar manipülasyon yapmak olarak değiştiği' için enayilik yapmayıp gazetesinin yayın politikasına uymuş.

NAZLI'YI TANIYAN KİMSE ŞAŞIRMAYACAĞINA GÖRE

Şaşırdım mı? Nazlı'yı tanıyan kimse şaşırmayacağına göre ben niye şaşırayım ki!

Ah be Nazlı, hadi rezilliğin bini bir para da insan oğlunu da mı düşünmez? Senin utanman arlanman yok da oğluna yazık!

Amacım Nazlı Ilıcak'a cevap vermek değil, o zaten konuya vakıf olmadığı için anlayamaz.

(...)

ÇOK OKUNANLAR