Ekrem Dumanlı
Dumanlı; ayıpladığı bütün bunları geçmişte, manevi sahibinin Cemaat olduğu bilinen Zaman Gazetesi’nin hem de en tepe yöneticisi olarak bizzat kendisi yapıyordu…
“Daha düne kadar Milli Güvenlik Kurulu (MGK) mağduriyetleri ile halktan destek bekleyenler, şimdi aynı kurumu keyfî gündemleri için tepe tepe kullanmaya kalkışıyor. Ve ne yazık ki içerdeki siyasîlerden aklı hür, vicdanı hür bir adam çıkıp da, ‘Yahu biz ne yapıyoruz; bize reva görülen yanlışı şimdi biz başkalarına mı yapıyoruz?’ diyemiyor. Ne menem korkuymuş bu! Yeni Türkiye diye dayatılan despotik kâbusun vardığı son aşama ‘Eski Türkiye’nin arkaik düzenlerine rücu' etmekmiş. Aşırı devletçi ve baskıcı dil o karanlık dönemden pervasız terkiplerle tevarüs edildi. İcraatlarını onaylamayan, hatta onaylama yetmiyor, alkışlamayan herkesin yanına bir giyotin hazırlanıyor, sırtına kırbaç ayarlanıyor, alnına leke sürülüyor. Onlara göre kendileri gibi düşünmeyen herkes hain.”
Kim yazıyor bu doğruları?..
Söyleyeyim:
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı…
Dünkü Zaman’da başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladım…
Evet…
Yazdıklarının tümü doğru…
Doğru olmasına doğru ama…
Şunları da Dumanlı yazıyor…
Hem de aynı makalesinde…
Lütfen okur musunuz?..
“Yandaş Pravda düzeni, önce yalan ve iftira dolu haberler yapıyor, sonra savcılar harekete geçiyor, sağdan soldan itirafçı ve gizli tanık adı altında zayıf kişiler bulunuyor ve kitleler suçlu ilan ediliyor.”
Evet…
Dumanlı; ayıpladığı bütün bunları geçmişte, manevi sahibinin Cemaat olduğu bilinen Zaman Gazetesi’nin hem de en tepe yöneticisi olarak bizzat kendisi yapıyordu…
“İktidar yandaşlığı yapmayın, gazetecilik yapın” diye yazdığımda, adeta kulağıma gelmesini istercesine bana hakaretler yağdırıyordu aynı Ekrem Dumanlı…
Dün gördük…
Dumanlı’nın “Vicdanlı, Demokrat” diyerek yönettiği gazetede ve köşesinde göklere çıkardığı savcı ve yargıçlar tipik birer hukuk katiliymişler…
Terör örgütünün dağ kadrosunun liderlerini “canlı tanık” olarak dinleyen yargıçlar; hapse atıp zindanlarda çürüttükleri sözde “Şüphelilerin” tanıklığına başvurulmasını istedikleri dönemin ilk iki numarasını (Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı) dinlememişler…
Dün o iki tanık gittiler ve TSK’yı yönettikleri dönemde “darbe girişimi” suçlaması sayılabilecek hiçbir eylem olmadığını söylediler mahkemede…
Terör örgütünün dağ kadrosu liderlerinin yalancı gizli tanıklıklarıyla cezaevlerinde çürütülen o insanların çalınan yıllarını Ekrem Dumanlı ve savunduğu savcılarla yargıçlar geri verebilecekler mi?..
Elbette veremeyecekler…
Peki…
Ekrem Dumanlı yaptığı yanlışların, acımasızlıkların, hukuka ihanetlerin vicdan azabını çekecek mi?..
Çekeceğinin bir belirtisi yok…
Aksine son derecede pervasız bir şekilde; kendi yaptığı yanlışların aynılarını bugünkü ayıpçılara yüklerken yüzünün bile kızarmadığından eminim…
Geçmişte yaptığı ve gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan münafıklıkları için kamuoyundan özür dileyinceye kadar Ekrem Dumanlı (Müzmin) kaybedendir…