Eğriye doğru, doğruya eğri deme tarzı
Farkında değilsiniz belli ki… Neyin mi?.. “Çok kötü” birer insan olduğunuzun… Canavarlaştığınızın…
Değerli meslektaşlarım…
Farkında değilsiniz belli ki…
Neyin mi?..
“Çok kötü” birer insan olduğunuzun…
Canavarlaştığınızın…
*
Arkadaşlarım…
Artık (Çok az sayıda değerli meslektaşım hariç.) birbirinizin düşüncelerini eleştirmekten vazgeçtiniz…
Birbirilerinizin şahsiyetlerini, onurlarını, ailelerini hedef aldınız…
Artık “gazetecilik” ya da “köşe yazarlığı” yapmıyorsunuz…
Siyasi partilerden herhangi birinin tetikçiliğine soyundunuz…
Köşelerinizde gerçek bilgi yok…
Objektif yorum yok…
Yanında durduğunuz siyasinin hatalarını görmezden geliyorsunuz.
Ama…
En küçük başarısını göklere çıkarıyorsunuz…
*
Amman ha…
Buna asla itirazım yok…
Ama…
Kusurlarını da görmezseniz, o siyasetçiye en büyük fenalığı siz yapmış olursunuz…
*
Dostu tarafından eleştirilen siyasetçi veya gazeteci çok az hata yapar…
Yanlış yaptığına inanır…
Dostu başarılı olduğunu söylediğinde de şımarmaz…
*
Düşmanları tarafından eleştirilen siyasetçi ya da gazeteci ise karşıdaki doğruları bile söylemiş olsa hatalarını düzeltme çabası göstermez.
*
Anladınız beni…
Sayıca çok az kalan ama saygınlıkları her birinizi defalarca katlayan diğer meslektaşlarınız gibi “eğriye eğri, doğruya doğru” demediğiniz sürece…
Hem mesleğimizi kurtulamaz düştüğü bu itibarsızlık çukurundan…
Hem de savunduğunuzu zannettiğiniz siyasetçi kurtulamaz…
BANU AVAR KAFASI…
Ak Parti ve Erdoğan muhalifi bir dostum mesaj gönderdi:
“Vakit bulursan şu videoyu izle”…
Linki de göndermişti…
*
İzledim.
Gazeteci Banu Avar bir başka gazetecinin sorularını cevaplıyordu.
“Doğu Perinçek konuşuyor” sandım…
*
Meğer dört bir yanımız düşmanla çevriliymiş…
İrkildim dinlerken…
Kolay beri bozulmayan moralim bozuldu…
*
“Vay anasını” dedim yüksek sesle…
Memleket toprakları bu…
Ev değil ki satıp gidelim…
Daha uygar insanların yaşadıkları…
Kimsenin düşmanlık etmeyeceği bir mahallede alalım evimizi…
Ya da kiraya geçelim…
*
Aldı mı beni bir düşünce…
Ya haklıysa Banu Hanım…
Ya gerçekten dört bir yanımız düşmansa…
Ya bir gece ansızın bizim gittiğimiz gibi bu defa birileri gelirse bu topraklara?..
Ne yaparız?..
