MEDYA KÖŞESİ

Dünyamızı kararttın, inançlarımızı yıktın be Ece!..

İlahiyat fakültesinde okuyan bir ağabeyimizden öğrenmiştik: “Bir çocuğun kimden olduğunu bir Allah bilir bir de anne”…

Dünyamızı kararttın, inançlarımızı yıktın be Ece!..

ADNAN BERK OKAN

Ece Üner HaberTürk’te yayınlanan “Akşam Raporu” isimli programında kadın doğum uzmanı doktor Akif Poroy'u "konuk" etti.
Kent yaşamının cinselliği nasıl etkilediğini konuştular...
Poroy son yapılan bir kamuoyu araştırmasını aktardı.
Çalışmaya göre kadınlarımızın; % 45'i seksi "ayıp" olarak görüyormuş...
Belki halen babaannelerimiz gibi o sırada başlarını havluyla örtüyorlardır...
Yine kadınlarımızın % 35'ine göre seks "günah"...
% 20'sine göreyse "Suç"muş...
Yani...
Seks; hem ayıp, hem günah ve hem de suç...
Peki ayıp ne?..
Günah ne?..
Suç ne?..
Üçü de aynı kapıya çıkıyor..:
Bir eylem topluma göre ayıpsa, dinen günah ve (genellikle) hukuken de "suç" olarak kabul ediliyor...
Yani kadınlarımızın % 100'ü seksi "kötü bir eylem" olarak kabul ediyorlar...

Ama...
O araştırmadan başka bir de fiili durum var...
Ne mi?..
O halde sıkı durun söylüyorum:

Memleketin 53 şehrinde "Piçten geçilmiyor"muş...
Neden mi?..
Çünkü 53 şehrimizden DNA testi talebinde bulunan kocaların neredeyse tümü şüphelerinde haklı çıkmış…
Karısı tarafından boynuzlanmışlar yani…
“Evlâdım”
diye sarıldıkları çocuklar meğer “kapma”(!) imiş…
Yani…
Kendilerinden sadır değilmiş…

Hatta…
İffetli(!) bir kadın vatandaşımız gündüz aşığıyla beraber olmuş, gece de nikâhlı kocasıyla.
Belli ki her iki beraber olma da duhul vaziyetiyle sonuçlanmış..
Yani, kılıf – bıçak misali…
Yani 4 erkek ya da 8 kadın tanık “gündüz gerçekleşen” duhul halini gözleriyle bizzat görüp şahitlik etseymişler, “zina” sayılacak bir günah…
Belli ki 4 erkek ve 8 kadın tanık duhul vaziyetini gözleyemeyince sadece “düzeyli bir beraberlik” olarak kalmış o ilişki…
Ve…
9 ay 10 gün sonra nur topu gibi ikizleri olmuş o kadın yurttaşımızın…
Gelin görün ki ikizlerle ilgili yapılan DNA testinde ikizlerin iki farklı duhul neticesinde doğdukları anlaşılmış…
Tövbe tövbe…

 Bıyıklarımız henüz terliyordu…
İlahiyat fakültesinde okuyan bir ağabeyimizden öğrenmiştik:
“Bir çocuğun kimden olduğunu bir Allah bilir bir de anne”…
Sonra ne oldu biliyor musunuz?..
Aynı ağabeyimiz, evli bir kadınla birlikteyken koca eve geldiği için balkondan atlayıp ölmüştü…
Fıkra gibi ama vallahi aynen öyle oldu…
Boşuna, “bir kadın .rospu oldu mu en son kocası duyar” dememiş atalarımız…
Atalarımız işi biliyorlarmış yani…

Mevlâna, Mesnevi'nin 5. cildinin 112 - 116. sayfalarında halayığının bir eşekle yaşadığı fiziki aşkı(!) görünce kıskanan ve aynı aşkı yaşamak için halayığını kovalayan hanımefendinin başına gelen “facia” anlatılır…
Burada anlatırsam RTÜK bizi de TV zannedip kapatabilir…
O kadar müstehcen yani…

Lâfı şuraya getireceğim:
Kim demişti bilmiyorum ama şöyle bir cümleydi:
“Dünyanın en eski mesleği fahişeliktir”…
Aman haaa!...
Birileri buradan yola çıkıp da “en eski ırk Türklerdir” diye bir iddiada bulunmasın; millet “çanak” tuttuğumu sanır…

Yahu hani biz çok “muhafazakâr” bir millettik…
Hani kadınlarımız “Evlilik dışı çocuk” yapmazdı…
Hani “Evlilik dışı" ilişki “zina” idi…
Ve zina yapan “zaniye” günlük deyişle “.rospuluk” yapmış olurdu…
Hani “.rospuluk” sadece gâvur kadınlarına has(!) bir eylemdi…
Ve hani evlilik dışı doğan çocuklara "piç" denirdi ve toplum tarafından "hoş" karşılanmazdı...
Yoksa, kocalarından değil de aşıklarından "çocuk" doğuran o kadınlar çocuk üretim eylemini marketten alışveriş yapmak gibi sıradan bir iş olarak mı algılıyorlarmış?..
Öyle ya...
Bir kadın; ayıp, günah, suç olarak tanımladığı seksi başka niçin yapsın?..
Tövbe, tövbe, tövbe...

adnanberkokan@gmail.com

ÇOK OKUNANLAR