Ali Bulaç, iktidarı eleştiren bir yazı yazar, kalem erbabı anında teşhisi koyar:
-Cemaat ile AK Parti'nin arası fena açık.
Hüseyin Gülerce, orta ölçekli bir çıkış yapar. O günü sabırsızlıkla bekleyen ahali yine ayaklanır:
-Fethullah Gülen'in sağ kolu iktidarı yerden yere vurduğuna göre, Cemaat ile AK Parti'nin arası iyice açıldı.
Zaman'da her kim ki iktidara sallarsa...
İşin ucu mutlaka ama mutlaka Cemaat'e uzanır!
***
Dün gece...
Zaman'ın resepsiyonu vardı Ankara'da.
Dediler ki:
-Erdoğan bu resepsiyona katılmaz, Cemaat'le AK Parti'nin arası açık.
Erdoğan, resepsiyona doğru yol alınca:
-Vay be, demek ki barıştılar!
Ekrem Dumanlı ile Erdoğan dün gece düşman çatlatmasa...
Yani Erdoğan o resepsiyona katılmasa...
Bugün türlü yorumlarla bir kez daha çıkacaklardı karşımıza:
-Ben ne dedim?
Ben de hep aynı şeyleri söyledim:
Cemaat'le AK Parti'nin arası açık maçık değil kardeşim.
Bir şey daha söyledim.
Ne Hüseyin Gülerce, ne Ali Bulaç, ne de bir başkası Cemaat'i temsil etmiyor.
Zira, Gülerce en az bin kez söyledi:
-Ben Fethullah Gülen Hocaefendi'nin sağ kolu de-ği-lim!
Bir kere de ben tekrarlayayım!
Hüseyin Gülerce, Fethullah Gülen'e yakın bir isim.
Ama sağ kolu değil!
***
Bu arada Zaman'ın 25. yıl dönümü kutlu olsun!
Ekrem Dumanlı ne kadar övünse azdır.
Büyük iş yaptı.
Yapıyor!
Gazetesi bugün Türkiye'nin 1 numarası.
Abone, mabone.
Zaman 1 numara!
Nice yıllara...