Dershane savaşında top artık cemaatte!
Usta gazeteci Hadi Özışık sordu, gazeteciler dershane kavgasının perde arkasını anlattı.
Usta gazeteci Hadi Özışık'ın TGRT Haber'de hazırlayıp sunduğu Basın Odası'nda dershaneler konusu masaya yatırıldı. Programda tartışmayı değerlendiren Levent Gültekin, cemaatin AK Parti iktidarında daha da güçlendiğini, kavganın temelinde ise cemaatin devlet içindeki kadrolarının bulunduğunu iddia etti.
Usta gazeteci Hadi Özışık'ın moderatörlüğündeki programa Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ve gazeteci Levent Gültekin katıldı. Hükümet ile cemaat arasında krize neden olan dershaneler tartışmasının masaya yatırıldığı programda Ahmet Taşgetiren tarafları uyardı, kavganın her iki tarafa da zarar vereceğini söyledi.
HÜKÜMET TOPU CEMAATE ATTI
Hükümetin son Bakanlar Kurulu'nda, konuyu enine boyuna tartıştığını ve kararın süreci serinleteceğini ifade eden Taşgetiren şöyle konuştu:
"Hükümetin dershane konusunda geri adım attığı ya da süreci serinletmek için bir adım attığı söylenebilir. Ocak ayında dershanelerin yeniden kayıt alabileceğine karar verildi. Daha önce Milli Eğitim Bakanı kayıt alınmayacağını söylemişti; ancak anlaşılıyor ki bakanlardan da bu yönde bir talep oldu, yani bir miktar serinletelim diye.
KAVGANIN ÖNCESİ DE VAR
Tartışma dershaneler üzerinden yürüyor ama bunun öncesinde de bazı tartışmalar var. Bence hükümet, dershane noktasında aldığı kararla, bir anlamda dershane üzerinden gelen tepkileri düşürmüş oldu. Bundan sonra dershaneler üzerinden artık hükümete tepki gösterilmez; ancak bu konu fişleme gibi farklı konulara kayabilir. Ben iki yıllık bu süreyi önemsiyorum. Eğitim alanındaki düzenlemeyi bu iki yıl içerisinde yapılabilir. Arınç'ın açıklamasında da bu var. Hükümet bu alanda yeni bir düzenleme yapacak kidershane işlevsiz kalacak.
"ERDOĞAN CEMAATE AVANS VERDİ"
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ise hükümetin, dershaneler konusundaki verdiği iki yıllık sürenin, geri adım olmadığını iddia etti. Erdoğan'ın istişareye önem veren bir lider olduğunu ve pragmatik davrandığını söyleyen Uğur, cemaate avans verildiğini ifade etti. Uğur şunları söyledi:
"Bu adım geri adım olarak kabul edilmemesi gerekiyor bana göre. Öncelikle Başbakan Erdoğan, istişareye önem veren bir liderlik anlayışına sahip. Liderlik parametrelerinde Erdoğan'ın pragmatik davranan ve görüşlerini değiştirebildiğini göstermiştir.Bakanlar Kurulu'nda da sanırım böyle bir olay yaşandı. Hizmet hareketine bana göre Erdoğan bir avans verdi. Hükümet bu süre içerisinde bir düzenleme yapacak ki böylelikle de dershaneler konusunda artık topu cemaate atmış oldu. Yani erdoğan, bu avans sonrasına bakacak.
Burada hem avans vermiş oldu hem de soğutmuş oldu. Aynı zamanda hizmet hareketini bu kararla birlikte test etmiş olacak. Erdoğan, sanıldığının aksine çok uzun istişarelerin sonunda karar alır. Dershanede böyle bir istişare sonunda ortaya çıktığını düşünüyorum kaldi ki daha önce zaten dershanelerin kapatılacağı söylenmişti.
"KAVGANIN ASIL NEDENİ DEVLET KADROLARI"
Hükümet ile cemaat arasında yaşanacak kavgayı Gazeteciler.com'da aylar önce duyuran isim olan Levent Gültekin ise herkesten farklı bir tablo ortaya koydu. Bugüne ilişkin emarelerin 3 yıl önce verildiğini ve gerilimin İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla başladığını iddia eden Gültekin, asıl kavganın devlet kadroları üzerinden yaşandığını söyledi. Gültekin şunları ifade etti:
"Bu kavga dün başlamadı, yaklaşık 3 yıldır süren bir gerilimin sonucudur. Tayyip Bey kendisine gönül verenlerin onurunu kırmak istemiyordu, cemaat ise başka bir siyasi alternatifi olmadığı için açıkçası kavga günyüzüne çıkmadı. Dünyada olduğu gibicemaat içeride de çok ciddi mesafe katetti.
"CEMAAT KADROLARA YERLEŞTİ"
AK Parti, ilk döneminde kadro ihtiyacını cemaatten sağladı. Fakat bir noktaya geldiğinde, cemaatle hükümet bir tarz sorunu yaşamaya başladı. Elde edilen başarının da verdiği özgüvenle daha çok kendisine alan açmaya başladı. Verilen her alanda kendisine daha fazla alan açtı. Örneğin üniversitelerde, emniyette buna benzer olaylar yaşandı. Dindarlar arasında bile tercih kullanıldı. Bu da hükümete rahatsızlık yaşattı. Alttan alta süren bu tartışma bir süre sonra kavgaya dönüştü.
KAVGA BÖYLE BAŞLAMIŞ
İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla birlikte bir ayrım başladı. Erdoğan, bunun yanlış olduğunu söylediğinin üçüncü günü bu kadrolar Hurşit Tolon'u apartopar gözaltına alındı. Erdoğan hükümeti bir süre sonra daralmaya gitti. Kavganın asıl nedeni de cemaatin kadrolar konusundaki tutumudur.
"O BELGE ŞOK ETKİSİ YARATTI"
Dindar kesimde cemaatin bu tavrı şok etkisi yarattı. Bu dershane olayı bambaşka bir olayı gösterdi bize. Erdoğan da dahil kimsenin de tahmin edemeceği olaylar yaşandı. Örneğin MGK kararlarının yayınlanması, bu kesimler arasında çok büyük bir kırılma yarattı. Hükümet cephesinde de bu oldu. Fethullah Gülen'in ABD'den hepimizin bildiği "bu kararı gördüm kolum kanadım kırıldı" demesi açıkçası beni bile şaşırttı. Bilinen, yayınlanan bir belgeydi sonuçta bu. Açıkçası bu açıklama çok büyük bir kırılma yarattı. Bana kalırsa MGK kararı, açıkçası atılan adımın da bana kalırsa bir gerekçesi. Yani hükümet, bu da yayınlandı ya artık bizim size diyebileceğimiz bişey kalmadı, diyerek geri adım atmıştır.
CHP'YE OY VERİR Mİ?
Cemaat oy verme konusunda, geleneğinde Demirel bile vardır. Kim gelirse gelsin devlette cemaat her zaman olacaktır. Bu noktada oy verme konusunda, sanıldığının aksine örgütleriyle bunu etkileyebilir. Yani bunu gazete aracılığıyla yapmaz ama onların kendilerine göre yöntemleri vardı.
Usta gazeteci Hadi Özışık'ın moderatörlüğündeki programa Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ve gazeteci Levent Gültekin katıldı. Hükümet ile cemaat arasında krize neden olan dershaneler tartışmasının masaya yatırıldığı programda Ahmet Taşgetiren tarafları uyardı, kavganın her iki tarafa da zarar vereceğini söyledi.
HÜKÜMET TOPU CEMAATE ATTI
Hükümetin son Bakanlar Kurulu'nda, konuyu enine boyuna tartıştığını ve kararın süreci serinleteceğini ifade eden Taşgetiren şöyle konuştu:
"Hükümetin dershane konusunda geri adım attığı ya da süreci serinletmek için bir adım attığı söylenebilir. Ocak ayında dershanelerin yeniden kayıt alabileceğine karar verildi. Daha önce Milli Eğitim Bakanı kayıt alınmayacağını söylemişti; ancak anlaşılıyor ki bakanlardan da bu yönde bir talep oldu, yani bir miktar serinletelim diye.
KAVGANIN ÖNCESİ DE VAR
Tartışma dershaneler üzerinden yürüyor ama bunun öncesinde de bazı tartışmalar var. Bence hükümet, dershane noktasında aldığı kararla, bir anlamda dershane üzerinden gelen tepkileri düşürmüş oldu. Bundan sonra dershaneler üzerinden artık hükümete tepki gösterilmez; ancak bu konu fişleme gibi farklı konulara kayabilir. Ben iki yıllık bu süreyi önemsiyorum. Eğitim alanındaki düzenlemeyi bu iki yıl içerisinde yapılabilir. Arınç'ın açıklamasında da bu var. Hükümet bu alanda yeni bir düzenleme yapacak kidershane işlevsiz kalacak.
"ERDOĞAN CEMAATE AVANS VERDİ"
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ise hükümetin, dershaneler konusundaki verdiği iki yıllık sürenin, geri adım olmadığını iddia etti. Erdoğan'ın istişareye önem veren bir lider olduğunu ve pragmatik davrandığını söyleyen Uğur, cemaate avans verildiğini ifade etti. Uğur şunları söyledi:
"Bu adım geri adım olarak kabul edilmemesi gerekiyor bana göre. Öncelikle Başbakan Erdoğan, istişareye önem veren bir liderlik anlayışına sahip. Liderlik parametrelerinde Erdoğan'ın pragmatik davranan ve görüşlerini değiştirebildiğini göstermiştir.Bakanlar Kurulu'nda da sanırım böyle bir olay yaşandı. Hizmet hareketine bana göre Erdoğan bir avans verdi. Hükümet bu süre içerisinde bir düzenleme yapacak ki böylelikle de dershaneler konusunda artık topu cemaate atmış oldu. Yani erdoğan, bu avans sonrasına bakacak.
Burada hem avans vermiş oldu hem de soğutmuş oldu. Aynı zamanda hizmet hareketini bu kararla birlikte test etmiş olacak. Erdoğan, sanıldığının aksine çok uzun istişarelerin sonunda karar alır. Dershanede böyle bir istişare sonunda ortaya çıktığını düşünüyorum kaldi ki daha önce zaten dershanelerin kapatılacağı söylenmişti.
"KAVGANIN ASIL NEDENİ DEVLET KADROLARI"
Hükümet ile cemaat arasında yaşanacak kavgayı Gazeteciler.com'da aylar önce duyuran isim olan Levent Gültekin ise herkesten farklı bir tablo ortaya koydu. Bugüne ilişkin emarelerin 3 yıl önce verildiğini ve gerilimin İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla başladığını iddia eden Gültekin, asıl kavganın devlet kadroları üzerinden yaşandığını söyledi. Gültekin şunları ifade etti:
"Bu kavga dün başlamadı, yaklaşık 3 yıldır süren bir gerilimin sonucudur. Tayyip Bey kendisine gönül verenlerin onurunu kırmak istemiyordu, cemaat ise başka bir siyasi alternatifi olmadığı için açıkçası kavga günyüzüne çıkmadı. Dünyada olduğu gibicemaat içeride de çok ciddi mesafe katetti.
"CEMAAT KADROLARA YERLEŞTİ"
AK Parti, ilk döneminde kadro ihtiyacını cemaatten sağladı. Fakat bir noktaya geldiğinde, cemaatle hükümet bir tarz sorunu yaşamaya başladı. Elde edilen başarının da verdiği özgüvenle daha çok kendisine alan açmaya başladı. Verilen her alanda kendisine daha fazla alan açtı. Örneğin üniversitelerde, emniyette buna benzer olaylar yaşandı. Dindarlar arasında bile tercih kullanıldı. Bu da hükümete rahatsızlık yaşattı. Alttan alta süren bu tartışma bir süre sonra kavgaya dönüştü.
KAVGA BÖYLE BAŞLAMIŞ
İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla birlikte bir ayrım başladı. Erdoğan, bunun yanlış olduğunu söylediğinin üçüncü günü bu kadrolar Hurşit Tolon'u apartopar gözaltına alındı. Erdoğan hükümeti bir süre sonra daralmaya gitti. Kavganın asıl nedeni de cemaatin kadrolar konusundaki tutumudur.
"O BELGE ŞOK ETKİSİ YARATTI"
Dindar kesimde cemaatin bu tavrı şok etkisi yarattı. Bu dershane olayı bambaşka bir olayı gösterdi bize. Erdoğan da dahil kimsenin de tahmin edemeceği olaylar yaşandı. Örneğin MGK kararlarının yayınlanması, bu kesimler arasında çok büyük bir kırılma yarattı. Hükümet cephesinde de bu oldu. Fethullah Gülen'in ABD'den hepimizin bildiği "bu kararı gördüm kolum kanadım kırıldı" demesi açıkçası beni bile şaşırttı. Bilinen, yayınlanan bir belgeydi sonuçta bu. Açıkçası bu açıklama çok büyük bir kırılma yarattı. Bana kalırsa MGK kararı, açıkçası atılan adımın da bana kalırsa bir gerekçesi. Yani hükümet, bu da yayınlandı ya artık bizim size diyebileceğimiz bişey kalmadı, diyerek geri adım atmıştır.
CHP'YE OY VERİR Mİ?
Cemaat oy verme konusunda, geleneğinde Demirel bile vardır. Kim gelirse gelsin devlette cemaat her zaman olacaktır. Bu noktada oy verme konusunda, sanıldığının aksine örgütleriyle bunu etkileyebilir. Yani bunu gazete aracılığıyla yapmaz ama onların kendilerine göre yöntemleri vardı.