MEDYA KÖŞESİ

'Derin bir kırgınlık yaşadım ve Taraf'ı bıraktım!'

TKP'nin son genel sekreteri Nabi Yağcı, 1 Mayıs 1977 etrafındaki tartışmaları ve Taraf'tan istifası hakkındaki soruları Habertürk'te yanıtladı

'Derin bir kırgınlık yaşadım ve Taraf'ı bıraktım!'
Taraf gazetesindeki 1 Mayıs depreminde istifa eden isimlerden olan TKP'nin son Genel Sekreteri Nabi Yağcı, Habertürk ekranında Belkıs Kılıçkaya'nın sorularını yanıtladı.

Nabi Yağcı, Taraf'tan istifası ve kanlı 1 Mayıs tartışması için "Doğrusu derin bir kırgınlık yaşadım ve Taraf'ı da bıraktım" derken sürecin perde arkasını da anlattı.

Sizce neden bu tartışma infiale kadar gitti. Halil Berktay'ın ki de neticede bir kanaatti. Hatta siz de Taraf Gazetesi'nden istifa ettiniz?

İnfial dememek lazım. Bu bir tepkiydi. Neden konuştuğumuzu tesbit edelim bir kere. 34 insanın öldüğü bir katliamdan söz ediyoruz. Böyle bir katliamın suçlusu olarak solu göstermek tabiki tepkiye yol açar, bu çok normal. Bir kişi bir görüş öne sürebilir. O görüş eğer oraya gelen örgütleri suçluyorsa ciddi bir kanıt gerektirir. Bilineni, devletin parmağını gizleyen, onu mağdur gösteren bir kanıt çıkmadı. Kürsünün arkasında izlediğim ve başka pekçok insandan da işittiğimiz şeylere karşı çıkmak için bir kanıt gerekir. Bunu bekledim. Oraya çıkan kanıt bir foto muhabirin tanıklığı o da zaten internet ortamında sonradan söylediklerinin çarpıtıldığını açıkladı.

Ben bu görüşü duyduğumda kötüye gideceğini anladım, hayırlara vesile olmayacağını anladım. Abesle iştigal ediyor' dedim. Ve tartışmaya girmeyeceğimi söyledim. Ama sonra olayların gelişimi daha farklı bir hal aldı. Birkaç kişinin daha görüşü çıktı. Bunlar Taraf'ta manşet olunca, benim de içinde olduğum bir tarihe haksızlık yapıldığını görünce istifa ettim. Doğrusu derin bir kırgınlık yaşadım ve Taraf'ı da bıraktım.

Ama tartışma, Halil Berktay'a kadar bugünün 1 Mayıs koşulları üzerinden gitti ve sadece devlet tertibinden söz edildi. Sadece devlet üzerinden konuşuldu, soğuk savaş ortamı dahi geçmedi. Buna da bir tepki olamaz mı?

Hayır. Maymunun anatomisini anlamak için insanın anatomisini bilmek lazım diye bir söz vardır. Biz sol olarak soğuk savaş döneminde devleti bu kadar iyi tanımıyorduk. 28 Şubat'la beraber tanıdık. Sadece sol da değil bütün Türkiye devleti böylece tanıdı. Bugünden geçmişe bakıyoruz. Tarih yeniden üretilmez. Dün anlamlandıramadığımız şeyleri, bugün anlamlandırabiliyoruz. Solun ders çıkarması gereken şey 28 Şubat'tır. Televizyonlarda nasıl Aczimendiler bir gün evvel görünüp ertesi gün yok oldular. İnsanlar, ülkücü, sağcı, solcu işte bu aldatan mekanizmayı gördü. Bu da 77'yi, Kahramanmaraş'ı, Çorum'u bir dizi cinayeti gösteriyor. 12 Eylül'ü hazırlayan çevrelerin parmağının da 1 mayıs 77'de olduğu kuşkusunu uyandırıyor. Tabii tersi yönde kanıt varsa bakılır.

Bugün istihbarat örgütleri açısından konuşulunca ABD'den söz ediliyor ama soğuk savaş ortamında heralde Sovyetler ve Çin de var.

Gayet tabii. Türkiye SSCB'yle sınır ülke, yumuşak karnı olan bir ülke. ABD sadece gizli servis dahilinde değil açık servisle de örgütlü. NATO'da en çok asker besleyen  olan ülke Türkiye. Başta sol olmak üzere demokratik güçlere uygulanan baskının ve şiddetin tarih boyunca dünyada bir benzeri yoktur. Tarih boyunca sola yönelik cumhuriyetin başından beri var oldu, hep oldu bu. Önce kime bakmak lazım diye bulmak için feraset bile gerekmez.

DİSK 1 Mayıs 1977'de neden Maocular'a meydana gelme izni vermedi, sebebi ideolojik mi, güvenlik kaygısı mı, nedir?

DİSK dün basın toplantısıyla bunu anlattı. Mehmet Karaca, düzenleyen olarak bütün gruplarla anlaşmaya çalıştıklarını anlattı. Kendi sloganlarının dışına çıkılmasını istemiyordu. Maocular ise biz geleceğiz, makinalarımızla geleceğiz diye hem yazdılar hem söylediler. Kürsüyü alacaklardı, tabiki bir güvenlik önlemi. İdeolojik ayrılık meselesi de var ama Kemal Türkler'in açıklamalarına bakılırsa o kadar katı bir ideolojik tutumu yok. Esas sorun güvenlik. Kortejin sonundan da olsa alındılar nitekim. Belli bir yere geldiler. Ayrıca, gördünüz 2011'de 1 Mayıs herkese açıktı, kürsü işgal olunca niye tedbir alınmadı dendi. Ben Maocular'ın da işaret edilmesinden bütün yükün onların üstüne yıkılmasından yana değilim. Bu da devletin parmağını gizleyen birşey. Elbette sekter tutum hataydı, yanlıştı, ama suçlu Maocular da demiyorum.

TKP seçimlere girse ne kadar oy alacağı tartışmalı çok zayıf bir siyasi formasyonken DİSK gibi güçlü bir sendikayla nasıl bütünleşti?

Bu çok bilinen birşeydir, neticede sendikalar sosyalist ve komunist partiler işçi sınıfını esas alıp onun için de örgütlenir. O zaman için çok doğal. Biz ama 85'ten itibaren kendi yanlışlarımızı konuştuk.

ÇOK OKUNANLAR