'Defterlerimizi mi yakalım?'
Bütün gazeteciler başkasının dedikodusunu yapar, herkes başkalarının özel hayatını konuşur. Bunları not etmek ise çok lüzumsuz...
GAZETECİLER.COM - "Nazlı Ilıcak'ın adı bir anda odatv.com soruşturmasına nasıl karıştırıldı sizce?"
Soner Yalçın'ın eski bir not defterinde yer alan birkaç cümleden ötürü Ilıcak'ın savcılığa ifade vermeye gitmesi üzerine yazan Akşam yazarı Oray Eğin bu soruyu soruyor ve şöyle devam ediyor:
"Not defterindeki bu ifade kamuoyuna böylece savcılık eliyle yansımış oldu. Soner Yalçın zamanında aldığı bu not doğrultusunda bir haber yazmış mı? Hayır. Kitabında kullanmış mı? Hayır. Yönettiği sitede bu yönde bir haber olmuş mu? Hayır.
Belli ki kendisi bile zamanında bir köşeye yazmış ve unutmuş. Bu kadar yıldır da böylesi bir notu kullanmamış...
Kaldı ki sadece gazetecilerin değil herkesin not defteri olur. Bir sürü insan günlük yazar, tanıdıkları insanlar hakkındaki düşüncelerini sayfalara döker. Bunlara fişleme demek öyle kolay mı...
Nazlı Ilıcak'ın özel hayatının, hakkında türeyen efsanelerin ortalığa saçılmasını tabii ki kabullenemem. Hatta hakkında öyle bir not tutulması bile saçma bana göre.
Dahası ne gereği var?
Bütün gazeteciler başkasının dedikodusunu yapar, herkes başkalarının özel hayatını konuşur. Bunları not etmek ise çok lüzumsuz... Ama kimseye de şahsi defterinde yer alan bir notu 'Neden yazdın' diye hesap soramayız.
Ne yapalım, hepimiz defterlerimizi yakalım mı şimdi?"
Soner Yalçın'ın eski bir not defterinde yer alan birkaç cümleden ötürü Ilıcak'ın savcılığa ifade vermeye gitmesi üzerine yazan Akşam yazarı Oray Eğin bu soruyu soruyor ve şöyle devam ediyor:
"Not defterindeki bu ifade kamuoyuna böylece savcılık eliyle yansımış oldu. Soner Yalçın zamanında aldığı bu not doğrultusunda bir haber yazmış mı? Hayır. Kitabında kullanmış mı? Hayır. Yönettiği sitede bu yönde bir haber olmuş mu? Hayır.
Belli ki kendisi bile zamanında bir köşeye yazmış ve unutmuş. Bu kadar yıldır da böylesi bir notu kullanmamış...
Kaldı ki sadece gazetecilerin değil herkesin not defteri olur. Bir sürü insan günlük yazar, tanıdıkları insanlar hakkındaki düşüncelerini sayfalara döker. Bunlara fişleme demek öyle kolay mı...
Nazlı Ilıcak'ın özel hayatının, hakkında türeyen efsanelerin ortalığa saçılmasını tabii ki kabullenemem. Hatta hakkında öyle bir not tutulması bile saçma bana göre.
Dahası ne gereği var?
Bütün gazeteciler başkasının dedikodusunu yapar, herkes başkalarının özel hayatını konuşur. Bunları not etmek ise çok lüzumsuz... Ama kimseye de şahsi defterinde yer alan bir notu 'Neden yazdın' diye hesap soramayız.
Ne yapalım, hepimiz defterlerimizi yakalım mı şimdi?"