Defne Samyeli: Dedikodu ve iftiraların ortasına düştüm
Haber spikeri Defne Samyeli, geçtiğimiz yıl esen kaset fırtınası sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili hakkında çıkan dedikodulara cevap verdi
Samyeli, "Beni ve ailemi rencide eden iftiralar hakkında bir açıklama yapmış, bu iğrenç dedikoduyu çıkaranların ekmeğine yağ sürmemek adına olayı daha dillendirmeden hukuki süreci başlatacağımı söylemiştim. Namusumu, hayattaki duruşumu, saygınlığımı hedef alan bu saldırının davalarını hâlâ takipteyim, geçen hafta savcılıktaydım" dedi.
İşte Samyeli'nin o röportajı:
Neden seni hedef seçmiş olsunlar, ne özelliğin var ki?
- Ah bir bilsem! Haber değerim yüksek, belki ondandır. İki uç arasında yaşanan kirli bir savaşa kurban edildiğimi düşünüyorum. Bir de belki gün gelip de böyle bir kara propaganda için yüz aradıklarında ellerini ovuşturarak "Defne Samyeli olsun" diyen kızdırdığım birileri vardır. Nişanlım Emre (Alkin) ile bu konuda araştırma yaptık. Elde ettiğimiz bilgileri yeni kitabı "Paylaşmazsak Olmazdı"da yazdı. Merak eden alıp oradan okusun, bu röportajın konusu bu değil. Beni ve ailemi üzen insanların bir gün mutlaka ortaya çıkarılacağına inanıyorum.
Gazeteciliğe de bu yüzden mi veda ettin peki?
- Kendi web sitem üzerinden istediğim zaman, sansüre uğramamış yazılar yayınlamak inan ki beni daha çok tatmin ediyor.
Diplomatik cevapları bir yana bırakalım; bıraktın mı, bıraktırıldın mı?
- Bıraktırıldım yani işten çıkarıldım. Bu ikinci kez oldu. Yöneticisinden uzmanına kadar bu sektörün muazzam bir değişime uğradığı malum. Daha çocuk yaştayken sunduğum programların yapımından da sorumluydum. Salt sunucu olmadım ki hiç. Habercilik mesleğinde geldiğim noktada, içeriğine yüzde yüz hakim olmadığım hiçbir yayını sunmam söz konusu bile olamaz. Bu yıllardır da böyle. Bilen bilir! İçerik başkasının olacak, "Şu kişi konuğunuz" diyecekler. Ben de kredibilitemi ekranda harcayacağım, öyle mi? Ne adına? Sevgiyle ayrıldım işimden. Yapmak, keşfetmek istediğim başka birçok iş var. Şu an onlara yoğunlaşmış durumdayım. 20 senemi verdim diye ölene kadar televizyoncu ya da gazeteci kalacağım gibi bir inadım yok.