Darbe planlarını konuşamayacak mıyız?
Dündar'ın eşinin Ergenekon'a girmesinden Kekeç'in de canını sıktı ancak Kekeç, bunun darbe planlarının önüne geçmesini istemedi...
Bundan bir süre önce, Uğur Dündar'la ilgili iki adet yazı yazmış, deneyimli gazetecinin haber sunuş tarzını eleştirmişti Star yazarı Ahmet Kekeç... Ona göre Dündar'ın 'sorunlu' bir tarzı vardı, hep de, Ergenekon iddianamesini eleştiren isimleri ekrana çıkarıyor, onların anlattıklarını derin bir anlayışla, kafa sallayarak, hatta empati kurarak dinliyordu. İşte bunlardı Kekeç'in şikayetleri...
Daha sonra bir araya geldiler Ahmet Kekeç ve Uğur Dündar..
Şunu gördü Ahmet Kekeç:
"Uğur Dündar medeni bir insan... Uzaktan da her zaman beğenmiş ve takdir etmişimdir ama, yakınlaşınca ve ondaki 'derin empati'ye tanık olunca, takdir hislerimde yanılmadığımı gördüm"
Dündar'ın mahremiyeti ile ilgili Ergenekon iddianamesi'ne giren bölümle ilgili de Kekeç, Son derece sıkıcı bir durum tabii ki Dündar hakkını arayacak dedi ama bu durumun darbe planlarının önüne geçmemesini istedi...
- (...) Dündar, önceki gün, canlı yayında, biraz da öfkeli bir üslupla, bu hususu dile getirdi ve savcılardan şikayetçi olduğunu bildirdi.
Bir anlamda, mağduriyetini gidermiş oldu.
Fakat, iki gün boyunca, konuyla ilgili o kadar çok haber okuduk, o kadar çok yorum dinledik ki, iddianamede dile getirilen 'asıl hususlar' (darbe planları, vs...), Uğur Dündar'ın mağduriyetinin gölgesinde kaldı ve neredeyse konuşulamaz oldu.
Dündar, doğal olarak hakkını arayacak ve müfterilerden bunun hesabını soracak.
Sormalıdır da...
Bunu yapabilecek güce ve etkiye sahip.
Fakat, doğrudan Uğur Dündar'ı hedef almayan bir elektronik postayı, Ergenekon davası karşıtlığı adına 'sembolleştirmek' de ne oluyor?
Darbe planlarını konuşamayacak mıyız?
Hangi paşanın, hangi TV kanalı için 'Ulusal TV haline getirin' dediğini ve bu işle ilgili olarak kimlerin görevlendirildiğini, görevlendirilenler arasında hangi değerli 'gazeteciler'in bulunduğunu tartışamayacak mıyız?
Bu mudur yani?
Böyle mi olmalıdır?
