Danışman farkı!
O noktaya gelişinde internet medyasıyla ilgili tamamlayıcı bilgi veren danışmanı Ahmet Sever'in hiç mi payı yok?..
ADNAN BERK OKAN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeniliklere açık bir devlet adamı.
Belli ki teknolojiyi de yakından izliyor.
Teknoloji harikası internet de Cumhurbaşkanı Gül'ün ilgi alanlarından biri.
Son günlerde yazılı medyanın, bir gizli kamera kumpasını bahane ederek internet yayıncılığına yüklenmesi, Cumhurbaşkanı'nın İnternet Medyasına duyduğu ilgiyi örselemedi.
Ancak...
Bu sıcak ilgi, bu samimi yakınlık ve manevi desteğin arkasında Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever'in olduğunu da görmezden gelemeyiz...
"Danışman" adı üstünde...
Bilgi sahibi olunamayan konularda bilgisine güvenilen, inanılan kişi demek...
Hadi Özışık, danışmanlık konusunda iki somut örnek veriyor.
Diğeri ise halefi Kemal Öztürk...
Özışık, Akif Beki'ye "Başbakan'ı biz de takip etmek istiyoruz!" dediğinde bakın ne cevap veriyor Beki:
"Yahu siz kafayı mı yediniz, geleceksiniz anında haberlerinizi geçeceksiniz. Bizi gazetelerle papaz edeceksiniz!"
Bir danışmandan ziyade, bir "Denge Adamı" tavrı...
* * *
Kemal Öztürk de selefinden farklı değil...
Özışık onu da aramış, "İnternethaber'in 10. yılında Başbakan'dan özel röportaj talep etsem, çok mu ütopik bir şey istemiş olurum?" diye sormuş.
Gelin görün ki Hadi Özışık sorusunu sorarken içine cevabını da yerleştirdiğini o anda hiç düşünmemiş zira Öztürk'ün verdiği cevap, Özışık'ın sorduğu sorunun içinde zaten varmış...
Dikkat ettiyseniz hem Beki hem de Öztürk, Özışık'ın teklifini danışmanlıklarını yaptıkları Başbakan'a taşımamışlar bile...
Neden?..
Alacakları cevaptan korktukları için...
Ve bir de Ahmet Sever'in danışmanlığını yaptığı Cumhurbaşkanı'nın bu iki danışmanın tepkisini öğrenince takındığı tavra bakın:
"Siz ciddi misiniz?"
Ve anlatılanların "ciddi" olduğunu öğrenince söylediklerine:
"Öyle şey olmaz, herkes eşit olacak!"
Elbette Cumhurbaşkanı'nın verdiği bu tepki samimidir...
Ama o noktaya gelişinde internet medyasıyla ilgili tamamlayıcı bilgi veren danışmanı Ahmet Sever'in hiç mi payı yok?..
Var...
Hem de çok var...
Olmalı da...
* * *
Biz şimdi internet medyası olarak, Cumhurbaşkanı'nın gösterdiği bu içtenlikli ilgiyi Başbakan'dan da bekliyoruz...
Ama öncelikle de Başbakan'ın basın danışmanı Kemal Öztürk'e sesleniyorum...
Eğer gerçek bir danışman; görevini yapan, Başbakan'a göz – kulak ve hatta yazan el olmak istiyorsan öncelikle kendisiyle konuşmaktan, ona kişisel görüşlerini aktarmaktan ve gerekirse kora kor tartışmaktan çekinmeyeceksin...
Çekinirsen adın bugün için "Başbakan Basın Başdanışmanı" olarak geçer ama görevin sona erdiğinde arkandan bakıp, "Bir zamanlar Başbakan'ın ayak işlerine bakıyordu" derler...
Oysa sevgili Öztürk; ben kendi payıma arkandan o tür incitici bir tanımlanma kullanılmasını istemem...
[email protected]
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeniliklere açık bir devlet adamı.
Belli ki teknolojiyi de yakından izliyor.
Teknoloji harikası internet de Cumhurbaşkanı Gül'ün ilgi alanlarından biri.
Son günlerde yazılı medyanın, bir gizli kamera kumpasını bahane ederek internet yayıncılığına yüklenmesi, Cumhurbaşkanı'nın İnternet Medyasına duyduğu ilgiyi örselemedi.
Ancak...
Bu sıcak ilgi, bu samimi yakınlık ve manevi desteğin arkasında Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever'in olduğunu da görmezden gelemeyiz...
"Danışman" adı üstünde...
Bilgi sahibi olunamayan konularda bilgisine güvenilen, inanılan kişi demek...
Hadi Özışık, danışmanlık konusunda iki somut örnek veriyor.
* * *
Birincisi, bir dönemler Başbakan adına açıklama yapma yetkisi bile olan Akif Beki...Diğeri ise halefi Kemal Öztürk...
Özışık, Akif Beki'ye "Başbakan'ı biz de takip etmek istiyoruz!" dediğinde bakın ne cevap veriyor Beki:
"Yahu siz kafayı mı yediniz, geleceksiniz anında haberlerinizi geçeceksiniz. Bizi gazetelerle papaz edeceksiniz!"
Bir danışmandan ziyade, bir "Denge Adamı" tavrı...
* * *
Kemal Öztürk de selefinden farklı değil...
Özışık onu da aramış, "İnternethaber'in 10. yılında Başbakan'dan özel röportaj talep etsem, çok mu ütopik bir şey istemiş olurum?" diye sormuş.
Gelin görün ki Hadi Özışık sorusunu sorarken içine cevabını da yerleştirdiğini o anda hiç düşünmemiş zira Öztürk'ün verdiği cevap, Özışık'ın sorduğu sorunun içinde zaten varmış...
Dikkat ettiyseniz hem Beki hem de Öztürk, Özışık'ın teklifini danışmanlıklarını yaptıkları Başbakan'a taşımamışlar bile...
Neden?..
Alacakları cevaptan korktukları için...
* * *
İyi ama bir danışman, patronuna gelen teklifleri götüremiyor, ona bilmediği konularda bilgi aktarmıyorsa çaycıdan, kahveciden ne farkı var?..Ve bir de Ahmet Sever'in danışmanlığını yaptığı Cumhurbaşkanı'nın bu iki danışmanın tepkisini öğrenince takındığı tavra bakın:
"Siz ciddi misiniz?"
Ve anlatılanların "ciddi" olduğunu öğrenince söylediklerine:
"Öyle şey olmaz, herkes eşit olacak!"
Elbette Cumhurbaşkanı'nın verdiği bu tepki samimidir...
Ama o noktaya gelişinde internet medyasıyla ilgili tamamlayıcı bilgi veren danışmanı Ahmet Sever'in hiç mi payı yok?..
Var...
Hem de çok var...
Olmalı da...
* * *
Biz şimdi internet medyası olarak, Cumhurbaşkanı'nın gösterdiği bu içtenlikli ilgiyi Başbakan'dan da bekliyoruz...
Ama öncelikle de Başbakan'ın basın danışmanı Kemal Öztürk'e sesleniyorum...
Eğer gerçek bir danışman; görevini yapan, Başbakan'a göz – kulak ve hatta yazan el olmak istiyorsan öncelikle kendisiyle konuşmaktan, ona kişisel görüşlerini aktarmaktan ve gerekirse kora kor tartışmaktan çekinmeyeceksin...
Çekinirsen adın bugün için "Başbakan Basın Başdanışmanı" olarak geçer ama görevin sona erdiğinde arkandan bakıp, "Bir zamanlar Başbakan'ın ayak işlerine bakıyordu" derler...
Oysa sevgili Öztürk; ben kendi payıma arkandan o tür incitici bir tanımlanma kullanılmasını istemem...
[email protected]