RÖPORTAJ

'Dağa çıkanları şimdi daha iyi anlıyorum'

Türkiye gerçeklerinin anlatıldığı 'Sakarya Fırat' dizisinin yapımcısı Osman Sınav diziyle ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

'Dağa çıkanları şimdi daha iyi anlıyorum'

'Dağa çıkanları daha iyi anlıyorum' cümlesini yapımcı ve yönetmen Osman Sınav'dan duymak doğrusu şaşırtıcı. Herkesin 'açılımı' konuştuğu bir dönemde Sınav'ın dağlara olan merakına anlam veremeyenler çıkabilir. 
 
TRT'de ekrana gelen 'Sakarya-Fırat' dizisi üzerine söyleşmek için buluştuğumuz Osman Sınav, dizisiyle ilgili eleştirilere ilk kez cevap verdi. Sakarya-Fırat'ın milli duyguları suistimal ettiği, dizinin yayın tarihinin Tokat'taki 7 erin şehit edilmesiyle aynı zamana denk gelmesinin bir tesadüf olup olmadığını, açılıma katkısını, ne tür geri dönüşler olduğunu konuştuk. 'Konuşmama kararı aldım' dese de konuştu... Reytingleri, Nefes filmiyle ilgili ne düşüncelerini ve Sakarya-Fırat'a verdiği önemi anlattı.

Sakarya-Fırat, üzerinde uzun süre çalıştığınız bir projeydi. Aldığı reytinglere bakılırsa izleyici de sevdi.

Geçen hafta maç olduğu için ikinci bölümü 15 gün sonra yayınlayabildik. Ona rağmen reytinglerimiz (ki reyting benim için ölçü değil) oldukça yüksek. Türk halkının tercihi 'best of öpüşme' sahneleriyle ölçülecek bir şey değildir. Yine söylüyorum, ben reytinge bakmıyorum; etrafımdakiler, çevremdekiler arayıp söylüyor.

Senarist Süleyman Çobanoğlu ile uzun süredir bu dizi için çalışıyorsunuz. Proje ilk size geldiğinde ne düşündünüz?

Süleyman Bey, iki yıl önce getirdi. İyi bir dizi olacağını o zaman da düşündüm ama yapmadım. Çok ağır ve zor bir proje gibi geldi bana. Konsept değiştirmek istedim.

Şimdi ne değişti?

Artık böyle bir şey yapılması gerekiyordu. Yaklaşık 30 yıldır terör var bu ülkede. Burada mücadele eden askerlerin hikâyesi hiç ekrana taşınmamıştı. Onlara bir borcumuz olduğunu düşündüm. Orada yaşayan insanların mücadelesini, duruşlarını, vatana bağlılıklarını anlatmaya çalışıyoruz.

Dizinin yayın tarihinin Tokat'taki 7 askerin şehit olduğu döneme denk gelmesi kamuoyunda tartışıldı. 'Özellikle planlandı' söylemlerine katılıyor musunuz?

Dizi altı ay önceden hazırlanıyor. Altı ay önceden Tokat'ta böyle bir olay olacağını nereden bilelim? Türkiye'de her gün böyle şeyler oluyor. Bu mantık dışı bir şey. Erinden çavuşuna, onbaşından uzmanına kadar oralarda görev yapan insanlara saygı duruşu gerekiyor. Tamamen duygumuz bu.

Duygu dediniz de sizi arayan asker anaları, eşleri oluyor mu?

Fazlasıyla. Sadece asker anası değil, terörist anası da var. Asker babası da var, terörist babası da... Hatta bir terörist tim komutanının iç dünyası da var. Kulağına sevdiği adamın göğsünden çıkarılmış kurşunu küpe yapan kadının duygusu da var. İhanet dışındaki her şeye objektif ve empati ile bakıyoruz. Sakarya-Fırat logosu arasında bir fotoğraf var, biz bu fotoğrafı adım adım açıyoruz.

Ne var bu fotoğrafta?

O fotoğrafta, sağda Harun Onbaşı, solda ise Ispartalı Musa Çavuş duruyor. Çanakkale'de aynı siperdeler. İşte dizi bu fotoğrafı anlatıyor. 1915'te Çanakkale'de aynı siperde emperyalizme karşı savaşmış insanların çocukları bugün birbirini öldürüyor. Buradan bakıyoruz. Yani açılımın fotoğrafı budur. Biz bu fotoğraf üzerinden gidiyoruz. Yüzyıl önce Yemen'de aynı şey yapılmış. Arapların belli bir kısmını kışkırtıp Osmanlı üzerine göndermişler. O oyunun aynısı bir kez daha oynanıyor. Bizi karşı karşıya getirmek istiyorlar. Bunu sorgulamak gerekiyor.

Sizi arayıp 'bu dönemde neden böyle bir dizi çektiniz' diyen oldu mu? Zamanlama açısından.

'Şimdi zamanı mı' ne demek? Adam baskın yapıyor, silah atıyor, hâlâ şehit veriyoruz, ne demek 'zamanı mı'? Neyin zamanı mı? Ne zaman gelecek o zaman? Onlar dursun o zaman! Yani çok yanlış bir cümle.

Açılım için önemli bir fırsat 'Sakarya-Fırat'

Gerçek manada açılım budur. Bunu anlarsak çözebiliriz. Yoksa dağdan iki zibidiyi indirdin, onlarla lay lay deyip bir daha o posteri açtı olmaz. Tam tersine kışkırtıyorlar. Türkiye'nin iyi niyetle yaptığı bir şeyi kışkırtıyorlar. Kendi kendilerine partileri kapattırıyorlar.

Bir Kürt kızı ile bir askerin aşkı var dizide. Benzer pek çok filmde var bu tür sahneler. Buradan baktığınızda hamasi kardeşlik türküsü yok değil mi bunun içinde?

Ben kardeşlik türküsü söylemiyorum. Türkiye'de hiç kimse şunu ayıramaz, Türk-Kürt bilmem ne! Aramızda böyle şeyler yoktur. Bir sürü insan kız almış vermiş her ailede. Nasıl ayıracaksınız bunları? Terörün eline düşmüş insanların yaşadıkları acıları, çelişkileri anlatıyoruz. Hem ayrıca ben çözümcü değil, dramacıyım...

'Biz kardeşiz' demek çözüm mü? O zaman açılıma ne gerek var?
Hayır açılım bu işte. Emperyalizme karşı birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.
Diyarbakır halkının da, Mardin halkının da, bizim de uyanık olmamız gerekiyor. Vallahi yaptırmamak gerekiyor.
 

Dağlar size ne hissettirdi?
Müthiş bir özgürlük duygusu var. Hatta sana şunu söyleyeyim; dağa çıkanları daha iyi anladım. (Zaman / Cuma ertesi)

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar