Cüneyt Özdemir
Makalenin tamamı okunduğunda ortada "kemikleşmiş bir ötekileştirme" olduğunu görüyorsunuz...
Cüneyt Özdemir; 12.04.2011 tarihli Radikal'de başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde şunlaı yazıyor:
Bir tiyatro oyununu 300 seyircinin aynı anda protesto ederek terk etmesi skandal mıdır emin değilim; olayın beni asıl rahatsız eden kısmı, toplumun içinde bir kesimin bir kadına yapılan tarbiyesizliğe sadece o kadın başörtülü ve Başbakan’ın kızı diye saf tutup desteklemesi. Nitekim olay duyulduktan sonra sosyal medyada bu yönde onlarca mesaj aldım. Şaşırıp kaldım. Türkiye’de kendine entelektüel denilen insanların başörtülü insanlarımızı her fırsatta hor görmesinden, dışlamasından ise bıktım usandım. Bizler onlar ayrımını yapacak insanlara % 60’ının başının örtülü olduğu bir toplumda ‘ilkel’ demek bile az kalıyor. Bir tiyatro oyununu Başbakan’ın kızı bile başörtüsü nedeni ile rahatça ve özgürce seyredemeyecekse vay haline bu ülkenin başörtülü kadınlarının… Başörtüsü bazı kafalar için hâlâ baş sorunsa, yazıklar olsun…
Özdemir iki "toplumsal yara"ya işaret ediyor...
1.) Toplumun içinde bir kesimin bir kadına yapılan tarbiyesizliğe sadece o kadın başörtülü ve Başbakan’ın kızı diye saf tutup desteklemesi....
2.) Türkiye’de kendine entelektüel denilen insanların başörtülü insanlarımızı her fırsatta hor görmesinden, dışlaması...
Makalenin tamamı okunduğunda ortada "kemikleşmiş bir ötekileştirme" olduğunu görüyorsunuz...
Ancak...
Bu "ötekileştirme, sadece bir tarafın diğer tarafı ötekileştirmesi" değil...
"İki tarafın da birbirini ötekileştirmesi"...
Yani...
En kötüsü...
Cüneyt Özdemir'in iki toplumsal yaranın nasıl çözüleceğine ilişkin yorumlarını da görmek umuduyla ve "Devlet Tiyatrosu'nda örtülüye taciz"başlığı altında yayımlanan makalesiyle "Günün Yazarı"dır...
Bir tiyatro oyununu 300 seyircinin aynı anda protesto ederek terk etmesi skandal mıdır emin değilim; olayın beni asıl rahatsız eden kısmı, toplumun içinde bir kesimin bir kadına yapılan tarbiyesizliğe sadece o kadın başörtülü ve Başbakan’ın kızı diye saf tutup desteklemesi. Nitekim olay duyulduktan sonra sosyal medyada bu yönde onlarca mesaj aldım. Şaşırıp kaldım. Türkiye’de kendine entelektüel denilen insanların başörtülü insanlarımızı her fırsatta hor görmesinden, dışlamasından ise bıktım usandım. Bizler onlar ayrımını yapacak insanlara % 60’ının başının örtülü olduğu bir toplumda ‘ilkel’ demek bile az kalıyor. Bir tiyatro oyununu Başbakan’ın kızı bile başörtüsü nedeni ile rahatça ve özgürce seyredemeyecekse vay haline bu ülkenin başörtülü kadınlarının… Başörtüsü bazı kafalar için hâlâ baş sorunsa, yazıklar olsun…
Özdemir iki "toplumsal yara"ya işaret ediyor...
1.) Toplumun içinde bir kesimin bir kadına yapılan tarbiyesizliğe sadece o kadın başörtülü ve Başbakan’ın kızı diye saf tutup desteklemesi....
2.) Türkiye’de kendine entelektüel denilen insanların başörtülü insanlarımızı her fırsatta hor görmesinden, dışlaması...
Makalenin tamamı okunduğunda ortada "kemikleşmiş bir ötekileştirme" olduğunu görüyorsunuz...
Ancak...
Bu "ötekileştirme, sadece bir tarafın diğer tarafı ötekileştirmesi" değil...
"İki tarafın da birbirini ötekileştirmesi"...
Yani...
En kötüsü...
Cüneyt Özdemir'in iki toplumsal yaranın nasıl çözüleceğine ilişkin yorumlarını da görmek umuduyla ve "Devlet Tiyatrosu'nda örtülüye taciz"başlığı altında yayımlanan makalesiyle "Günün Yazarı"dır...