Cündioğlu'dan Ardıç'a mantık dersi
"Bilgelikleri kendilerinden menkul" zevatın fahiş hatalarını okurlarına (ve eğer okuyorlarsa o sahte bilgelere de) duyurur...
Yenişafak'ta bugün yayımlanan makalesinde, geçtiğimiz günlerde, kendisi gibi düşünmeyenlere "çakmak" için "Mantık" konusunda "büyük cehalet" sergileyen Engin Ardıç'a da nefis bir ders veriyor.
Bakın nasıl:
Mantık açılımı
İşlem hatası başka, veri hatası daha başka. Girilen veriler sağlamsa, eh bir de aletin işleyişinde teknik bir sorun yoksa, hesap makinesinin hata yapacağına inanılmaz. En çok, veriler bir kez daha hesaplanır; bir girdi hatası yapılıp yapılmadığı kontrol edilir.
Makinenin yapay zekâsı, sonucun, sahibinin lehine mi, aleyhine olduğu meselesiyle ilgilenmez. Hesaplar, ve hesapladığını gösterir. Ölçer ve hesaplar, yani veri olarak sadece niceliklerle iş görür.
Nitelikler, hesap makinesinin umurunda olmaz.
Bir âbidin zikrettiği esma-i hüsnanın hesabıyla, bir tefecinin müşterisinden alacağı faizin hesabı arasındaki fark, elbette niceliksel değil, nitelikseldir.
***
İnsan aklının işleyişi de hemen hemen böyledir. Bu işleyişi anlamaksa tabiatıyla malumat değil ilim, başka deyişle bilgi değil kavrayış ister.
Dikkat ediniz, "insan zihninin..." demiyorum, dediğim şu: "insan aklının..."
Niçin?
Çünkü zihnin işleyişinde sadece aklın değil, hislerin de payı vardır. İşin içine hisler girince, akıl, objektivitesini kaybeder ve hesaplamanın içine niceliklerin yanısıra nitelikler de girer.
***
Matematik'teki 'hesaplama'nın karşılığı, Mantık İlmi'nde 'kıyas' adını alır. Hesaplamada aded ve mikdar (sayı ve ölçü) kullanılırken, kıyasta kelimeler/kavramlar kullanılır.
Evrenin dilinin matematiksel karakteri anlaşıldığı günden beri Mantık İlmi'nin ustaları insan aklının işleyişini kelimelerden kurtarmaya çalıştılar. Yani Mantık İlmi'ni matematikleştirmek için ellerinden geleni yaptılar. Büyük ölçüde başardılar da. En nihayet kalkülüs, bilgisayara dönüştü.
Bu yöndeki çırpınmalar muayyen bir kıvama geldikten sonradır ki Mantık İlmi'ni Sûri (Formale) ve Tatbikî (Angewandte) olmak üzere ikiye ayırmak bir süreliğine âdet olmuş, hatta Formel Mantık için, Salt Mantık adı da kullanılmıştı.
...
***
Sözü böylesine sıkıcı vâdilere getirmemin nedeni, sade malumatfuruşluk gayreti değil, bilâkis, geçen hafta Engin Ardıç'ın bir yazısında okuduğum şu satırlar...
Dücane Cündioğlu'nun yazısının tamamını