ANALİZ

Çok okunur olmanın yolları

bu en son söylediğimi yapan bir gölge adam bırakın köşe yazısını, tarif ettiğim defolu ama çok paralı işadamlarına "faks" çekerek

Çok okunur olmanın yolları

ADNAN BERK OKAN

 Bugün pek fazla okunmayan kimi köşe yazarı dostuma mütevazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.

İlle de "yahu benden hiç söz etmiyorsun" diyenlere...

Efendim;

Önce çok usta bir Fransız Yayınevinin temsilcisiyle Ünlü tarihçi Bernard Lewis'e arasında geçen kısa bir diyalogu hatırlatayım...

Lewis “Modern Türkiye’nin Doğuşu” isimli kitabının Fransızca baskısında bu ismin üzerine “İslâm ve laiklik” yazıldığını, bunun sebebini sorduğundaysa yayınevinin temsilcisi;“İslâm satar Türkiye satmaz” diyor..

Buna rağmen kitabı Türkiye’de bilinen adıyla yayımlandı...

Ve...

Satmadı...

 

Efendim;
sadece Türkiye’de değil bütün dünyada “İslâm” satıyor...

Hem de ne satmak...

Bu arada kitap yazacak olanlara da tavsiye ediyorum:

Kitabınızda fillerin dansını bile anlatsanız adında mutlaka “İslâm” kelimesini geçirin, satış garantidir...

Dikkat ederseniz aynı şey bizim yurt içi kitap ve makale pazarında da geçerli...

Demek ki köşe yazılarının başlığında "İslâm, Müslüman" kelimelerinin bulunmasına çok dikkat edeceksiniz...

"Ama kardeşim ya her yazının başına da İslam, Müslüman yazılmaz ki" diye düşünüyorsunuz "çok okunmak" için daha "çok beklersiniz"...

 

Peki başka?..

Yani çok okunmak için başka ne yapmak lâzım?..
Söyleyeyim…

 

Tek parça yazmayacaksınız...

Konu aynı bile olsa beşe, altıya parçalayın yazınızı...

Unutmayın bu milletin tamamına yakını annesinin önce kendi ağzında ezip parçaladığı lokmaları yiyerek beslendik...
Bir bütünün parçalanmasına alışığız yani...

 

O parçalanmış yazılarınızın içinde mutlaka çok okunan bir meslektaşınızın adını geçireceksiniz...

Ama öyle övgüyle falan değil...

Allah ne verdiyse geçireceksiniz...

Ne cehaletini bırakacaksınız, ne geri zekâlılığını...

Bu arada işin içine biraz da gizli işleri (seks ve para) olduğunu imasını katmayı sakın unutmayın...

 

Gündemde olan çok güzel bir kadından mutlaka söz edin...

Ama övgüyle değil; geçirin…

Çünkü bizim kadın sanatçılarımız(!) Yeriniz genişse şöyle erotik bir de fotoğrafını koyun günün en çok okunanı olmazsanız bırakırım bu işi...

 

Siyasetçilerden söz ederken küçümser bir tavır takının...

Onlardan "küçük isimleriyle" bahsedin...

Başbakan'ı mı yazacaksınız, "Tayyip" deyin meselâ;
Başbakan'ı sevmeyen okur buna bayılır...

 

Bakanlara hitap ederken şöööyle tepeden bakarmış gibi yapın:

“Sen kimsin be!” diye başlık atın yazınıza...

“Ben senin cemaziyel evvelini bilirim” falan deyin cümlelerinizden birinin içinde…

 

Yazınızın en az bir parçasında kendiniz sorun kendiniz cevaplayın…

Kenan Evren bunu meydanlarda yaptıydı da çok tuttuydu…

Sonra da moda oldu…

Şimdi en çok okunan yazarlar mutlaka kendileri sorup kendileri cevaplayanlardır…

 

Mümkün olduğunca “konuşma” dilinde yazın…

“Bir” demeyin meselâ, “bi” deyin…

Yabancı isim kullanmak gerekiyorsa sakın ola orijinalini yazmayın…

Nasıl söyleniyorsa öyle yazın…

Mylene Domange isimli Fransız aktrisin adını “Milen Dolmagöt” diye yazın müthiş tutar…

Nereden mi biliyorum?..
Galatasaray adı "Falco Gotz" olan bir Alman futbolcu transfer etmişti.
En çok okunan futbolz yazarları adamın soy adını "Göt" olarak yazanlardı...

Aman ha!..

Sakın ola "George Bush" demeyin:

“Corc buş” deyin kâfi…

Müthiş sevilirsiniz böyle yapınca…

Yani arkadaş...
İslâm'ı yazın,
meslektaşlarınıza hakeret edin,
güzel bir artist ya da şarkıcı veya manken kadına geçirin,
siyasetçiyi aşağılayın,
Başbakan'a küçük adıyla hitap edin,
Günlük halk diliyle yazın,
Paralı ama defolu işadamlarını ima ederek, "mmmmm" yapın, "hakkında çok şey biliyorum, yazarım ha!"..
Valla bu en son söylediğimi yapan bir gölge adam bırakın köşe yazısını, tarif ettiğim defolu ama çok paralı işadamlarına "faks" çekerek bugün büyük ve çok satan bir gazetenin sahibi oldu...
Yani, tavsiye ettiğim yollar denenmiş, kabul görmüştür...

[email protected] 

ÇOK OKUNANLAR