Ciner medyasını iktidara teslim etti mi?..
Fehmi Koru HaberTürk’e transfer edildiğinde dostlarımdan biri; ”Ciner de medyasını iktidara teslim etti” dedi…
ADNAN BERK OKAN
Ufuk Güldemir nefis bir slogan bulmuştu yarattığı televizyon (HaberTürk TV) için:
“Gücü özgürlüğünde…”
Müthişti…
Ve…
Gerçekten de Ecevit’in başbakan olduğu o günlerde merkez medya bütün gücüyle hükümete destek verirken; Ufuk Güldemir HaberTürk TV ve internet sitesiyle muazzam muhalefet yapıyordu…
O dönemin muhalifleri olan bizler Ufuk’un medyasıyla nefes alıyorduk…
Bugüne gelince…
HaberTürk Gazetesi (televizyon da) bilhassa “Alo Fatih (Saraç)” olarak kamuoyunun belleğine yerleşen o konuşmalardan sonra önemli değişimler yaşadı…
Gazetenin kurucu genel yayın yönetmeni ve gerçekten bütün siyasi kurum ve kişilere eşit mesafede durmasıyla tanınan Fatih Altaylı’nın yerine; Erdoğan’a yakınlığıyla ve destek vermesiyle bilinen Selçuk Tepeli getirildi…
O günlerde “Fatih tasfiye edildi” denildiğinde itiraz ettim…
Tasfiye edilen Fatih değildi…
Medya patronları “Karizmatik genel yayın yönetmeni” dönemini sonlandırıyorlardı…
Nasıl mı?..
O halde burada HaberTürk’e ara verip Hürriyet’e geçeyim…
Karizma rakipleri tahrik ediyordu…
Ertuğrul Özkök, Hürriyet’i 20 yıl yönettikten sonra koltuğu Enis Berberoğlu’na bırakmıştı…
Enis başarılı bir gazeteciydi…
Ekonomi kökenli olduğu için ekonomi yönetimi ve ekonomi bürokratlarıyla daha sıcak ilişkiler de kurabilirdi…
Ama…
Siyasiler ve iş dünyası (Sanat dünyasını es geçmeyeyim) karşısında karizması hiç yoktu…
Ne var ki…
Enis’in avantajı da işte bu “olmayan karizması” idi...
Nasıl mı?..
Anlatayım…
Rakip medyada gün geçmiyordu ki üç –beş köşede aynı gün Ertuğrul’u eleştiren ve onun üzerinden Aydın Bey’e çakan yazılar çıkmasın…
Ertuğrul umursamayabilirdi ama Aydın Bey ağır hakaretlere karşı hassas biriydi…
Öfkeleniyordu…
Öfkelenince de haliyle sağlığı zarar görüyordu…
Ertuğrul’a “bu kadar yeter” deyip yerine düşük profilli, kimsenin hedefi olmayacak kadar sessiz, sakin Enis’i getirince rahatladı…
Enis yönettiği gazeteyi “Hedef” olmaktan da çıkarabilirdi…
Haliyle artık hiçbir “iktidar tetikçisi yazar”, gazetenin genel yayın yönetmeni üzerinden Aydın Bey’e çakmıyordu…
HaberTürk’e döneyim…
Fatih Altaylı, medyanın son “karizmatik” genel yayın yönetmeniydi…
Haliyle sadece iktidar medyasındakileri değil, bazen muhalif medyadakileri bile tahrik ediyordu…
O durumda da yöntem belliydi…
Fatih’e vurmak yerine patronaja çakmak…
“Fatih’i sahiplenirsen seni huzursuz edeceğiz” mesajı göndermekti…
(Tahminim) Ciner ve Tekdağ da Ertuğrul’dan sonra “Son Karizma”nın Fatih olduğunun farkındaydılar…
Ve yine farkındaydılar ki…
Ertuğrul genel yayın yönetmenliği koltuğunu bırakınca Aydın Bey günlük saldırılardan kurtulmuştu…
O halde Turgay Bey de kurtulabilirdi…
(Bence) Fatih işte o nedenle alındı genel yayın yönetmenliğinden…
Efendim…
Fehmi Koru HaberTürk’e transfer edildiğinde dostlarımdan biri; ”Ciner de medyasını iktidara teslim etti” dedi…
“Hayır” deyip devam ettim…
Devamında söylediklerimi sizlerle de paylaşayım…
Fatih’i karizmatik olduğu, patronajı hedef haline getirdiği için almıştılar görevden…
Fehmi ise tamamen yayın stratejisinin gereği…
Bu da gayet doğal…
Ama...
Eğer sadece iktidara yakın yazarları toplarlar, genel yayın yönetmenliği (“Yönetmeni” değil) muhalefet de edebilen yazarları susturursa işte o zaman dostum haklı çıkacaktı…
Ancak...
Emininm ki dostum asla (Medya gurubu Ciner’in elinde, Kenan Tekdağ’ın yönetiminde kaldığı sürece) haklı çıkmayacak…
Çünkü…
Habertürk’ün gücü halen özgürlüğünde...
O slogana ihanet ettikleri gün biterler…
Evet…
Fatih Altaylı, Umur Talu, Yavuz Semerci, (Son zamanlarda siyaset hiç yazmamakla birlikte) Serdar Turgut, Muharrem Sarıkaya, Soli Özel, İhsan Bal ve gerektiğinde, yani siyaset yazdığında Murat Bardakçı hükümeti de başbakanı da çok rahat eleştiriyorlar…
Nihal Bengisu Karaca keza…
Her ne kadar Erdoğan’ın samimi bir destekçisi ise de zaman zaman çok cesaretli hükümet/Erdoğan eleştirileri yapabiliyor…
Fehmi Koru için henüz bir şey söyleyemem…
Ancak…
“Kör gözüm parmağına” aleniliğinde hükümete yandaşlık yapacağını zannetmiyorum…
Bu durumda…
Başbakan asfalta “siyah” dese de alkışlayan, “beyaz” da dese alkışlayan tek yazar var HaberTürk’te…
Özcan Tikit…
Genç, ateşli, gücün yanında durursa kendisine sağlam bir gelecek tasarlayabileceğini düşünüyor…
Yakında yanıldığını görecek…
Ama…
Sadece genç bir yazarın hükümetin her yaptığını alkışlamasını, Erdoğan’a güzelleme yapmasını ölçü alıp ”Ciner de medyasını iktidara teslim etti” demek; yanlıştır…
Haksızlıktır…
Bilmem anlatabildim mi?..