POLEMİK

CHP'li vekil ile Radikal yazarıın kavgası

Radikal yazarı Çalışkan "Fişleme yapıyorsun" derken, suçladığı CHP'li vekil Batum sert tepki verdi "talimatla yazıyorsun"

CHP'li vekil ile Radikal yazarıın kavgası
GAZETECİLER.COM- Radikal gazetesi yazarı Koray Çalışkan dünkü köşe yazısında; CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerinden Süheyl Batum’un milletvekilleri arasında tüzükte yeri olmayan bir ‘anket’ yaptırdığını kaleme aldı.CHP’li Batum’un bu ankete göre “CHP anayasal vatandaşlık mı yoksa etnik vatandaşlık mı istiyor” diye sorduğunu belirten Radikal yazarı Çalışkan, bunun adının fişleme olduğunu yazdı.

Koray Çalışkan’ın yazısı şu satırlarla bitiyordu:

“(…) Bunun adı, kusura bakmasın, fişlemedir. Bir bölüm vekil olmaz diyor, bir bölümü Kılıçdaroğlu istedi sanarak anketi dolduruyor. Sonra PM kararı olmadan ve CHP topluma anayasal vatandaşlık sözü verdiği halde, komisyona bir belge geliyor ve CHP “Vatandaşın adı Türktür” deyiveriyor. 

Yarın Kılıçdaroğlu önemli bir demokratik imtihan verecek. Parti meclisi Meclis üyelerinin yarısının imzasıyla olağanüstü bir toplantı yapacak. Kılıçdaroğlu iktidara geldiğinden beri ilk kez böyle bir şey oluyor. Kuzular sessizliğini bozuyor. 

Sonuç ne olacak göreceğiz. Ya Kılıçdaroğlu sosyal demokratlara susun diyecek ve arkasından yeni bir ulusalcı atağı göreceğiz ya da sosyal demokratlar “Herkes için CHP dememiş miydik? Partimizin adı Cumhuriyet Millet Partisi mi Halk Partisi mi?” diye soracak. Yanıtı göreceğiz. Yeni CHP mi? Baykal’ın yaşlı ruhunun dolaştığı CMP mi?”

SÜHEYL BATUM’UN YANITI

İşte Radikal yazarı Koray Çalışkan’ın bu yazısına iddiaların odağındaki CHP milletvekili Süheyl Batum sert bir yanıt verdi. Kişisel Facebook sayfasında “üzerlerinde yoğun bir baskı olduğunu” belirten CHP’li Batum, Radikal yazarı Koray Çalışkan’ı “talimatla yazı yazmakla” suçladı.

İşte CHP Milletvekili Süheyl Batum’un o yazısından bölümler:

“(…) Örneğin, Koray Çalışkan'ın dünkü Radikal gazetesindeki yazısını okumuşssunuzdur. Koray Çalışkan genç bir gazeteci. Ama çok dikkat etmesi gerek. Talimatla, görev emriyle yazı yazarsa böyle olur. Yazdığı her şey yanlış olur, tek bir doğrusu olmaz. 

Genç gazeteciler de, bir kez talimatla yazı yazmaya başlarlarsa bunun sonu gelmez. Zamanında aynı işe soyunan çok genç gazeteci gördük. Hatta deneyimlilerini gördük. Görev bitti, yeni görev emrine kadar, gazetedeki, televizyondaki güzel koltuklarından, dolgun maaşlarından oldular. Hatta daha da önemlisi, ileride çocuklarına bahsetmekten bile utanacakları bir kötü mirasın sahibi oldular.

Koray Çalışkan'ın her söylediği yanlış.

1) Benim milletvekilleri arasında bir anket yaptığımı söylemiş. Bunun fişleme olduğunu söylemiş. Bir kere genç bir gazeteci olarak Koray Çalışkan çok dikkat etmeli. Fişleme derken, o sözü çok dikkatli kullanmalı. Talimatla da kullansa, dolduruşla da kullansa çok dikkatli olmalı. Çünkü bir gün, gerçek anlamda birilerinin fişlemesinden bahsettiği zaman kimse inanmaz, hikayedeki yalancı çoban durumuna düşer.

Süheyl Batum, o komisyonda Cumhuriyet Halk Partisi adına görev yapıyor. Ve temel anayasal konularda arkadaşlarının ne düşündüğünü bilmesi önce kendi grubuna sonra komisyona sunacağı önerilerin hazırlanmasında arkadaşlarına danışması kadar doğal bir şey olamaz. Bunun adı demokratik karar alma sürecidir. Birileri buna kızabilir. Ama genç, başarılı bir gazeteciye talimatla bunu fişleme olarak yazdırmaları çok ayıp. Genç gazetecilere de hiç yakışmaz.

2) Koray Çalışkan'a göre ankette "CHP anayasal vatandaşlık mı, yoksa etnik vatandaşlık mı istiyor" diye sormuşum. Bu da yanlış. Birileri bilmiyor. Koray Çalışkan da, her halde aldığı talimat gereği bilmiyormuş gibi davranıyor. Ama etnik vatandaşlık tanımını ne CHP kabullendi, ne de CHP'yi kuran Atatürk kabullendi.

Süheyl Batum ve ankete katılan milletvekillerinin ezici çoğunluğu Türk vatandaşı, Türk vatandaşlığı tanımında karar kıldılar.

Ve şunu da kabul ettiler, Türk vatandaşı tanımını yaparken, "bireyi topluma ve devlete bağlayan bu bağın, ırka, etnik kökene, dine, mezhebe, cinsiyete bağlı olmadığını” açıkça yazalım.

İkincisi, bu bağın, hukuksal bir bağ olduğunu da açıkça yazalım.

Üçüncüsü, bu bağın en önemli unsurunun eşitlik olduğunu vurgulayalım. Yani, biri diğerinden üstün, dini veya mezhebi nedeniyle biri diğerinden daha çok sayıda veya önemli değil, tamamen eşitliğie dayanan bir hukuksal bağ.

BATUM: İKNA OLMAYACAĞIZ

Değerli dostlar, şimdi bu Mustafa Kemal Atatürk'ün çizgisi, bu CHP'nin vatandaşlık anlayışı, bu Türk milleti ibaresinden, Türk vatandaşı ibaresinden korkmayanların tanımı. Pekiyi Koray Çalışkan'ın söylediği, daha doğrusu kendisine talimatla söyletilen "anayasal vatandaşlık mı, etnik vatandaşlık mı ikilemi" burada nerede?

Bu baskı altında kim ne derse desin kesinlikle kalmayız da, sevgili dostlar, kafanızı karıştırmalarına izin vermeyin.

Vatandaşlığı tanımlarken bu ilişkinin hukuksal bir bağ olduğunu kabul ediyorsanız, bu bağın ırka, etnik kökene, dine, mezhebe dayanmadığını düşünüyorsanız, bu bağın tamamen bireyler arasındaki eşitliğe dayandığını düşünüyorsanız, siz gerçek anlamda Atatürkçüsünüz, eşit vatandaşlık (yurttaşlık) anlayışına sahipsiniz, sosyal demokratsınız, etnik bir vatandaşlık tanımına kesinlikle uzaksınız.

Bu yazıyı Koray Çalışkan'ın yanlışlarını düzeltmek için yazmadım. Sadece iki amaçla yazdım. Birincisi, yukarıda da söylediğim gibi, özellikle bu dönemde genç gazeteciler çok dikkat etmeli, talimatla yazılan yazılar, birilerinin sunduğu bölük pörçük bilgilerle yazı yazanlar yanlıştan kurtulamazlar. İkincisi de, okyanus ötesinden dostlarımız da, onların buradaki maşaları da ne baskı uygularsa uygulasınlar, ikna olmayacağız. Onların ellerine istihbarat örgütleri tarafından tutuşturulan AKP-PKK Anayasası metnini kabul etmeyeceğiz. Yine Öcalan'ın "yaz Sırrı Süreyya" dediği ilkokul çocuğunun yaptığı ev ödevi düzeyindeki vatandaşlık tanımına itibar ederek Türk vatandaşı ve Türk milleti kavramlarından vazgeçmeyeceğiz.”

ÇOK OKUNANLAR