Ceren Büyüktetik
BirGün
"Star'la yollarınız neden ayrıldı?" sorusuna da yanıt veren Altan, gündemin önemli başlıklarına da yanıt verdi.
Yeni matbaası ve temiz baskısı ile okur karşısına çıkmaya başlayan BirGün gazetesinin muhabiri de bu röportajı ile günün muhabiri oldu.
İŞTE O RÖPORTAJDAN ÇARPICI BAŞLIKLAR:
Star'la yollarınız neden ayrıldı?
Her eleştiriyi düşmanca bir tavır olarak kabul etmenin, anlayışsızlığın, nobran üslubun bir başlangıç noktasıdır benim ayrılmam. Vesayet el değiştirdi, şimdi baskı yapma sırası bende dediğiniz vakit yollar kendiliğinden ayrılır.
GÜL ÖZAL, ERDOĞAN ERBAKAN OLUYOR
AKP üçüncü döneminde eleştirilerilerinizin tonunu arttıracak kadar ne değişti?
İlk başta AB standartları, değişim, aynı zamanda da meşrulaşma endişesiyle çok daha ilerici ve reformcu bir tavır içerisindeydi. Üçünü dönemin başlarından itibaren kendi çıkarını, duruşunu, anlayışını bütün Türkiye'ye empoze etmeye çalışan bir algıya, yani Milli Görüş'e doğru evrildi. Cumhurbaşkanı daha Özal politikalarına yakınken, Başbakan Erbakancı olmaya rücu etti.
ERDOĞAN SUSUN BENİM İSTEĞİMİ YERİNE GETİRİN DİYOR
Erdoğan'ın giderek otoriterleşen tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hukuktan, yasama yürütmeden, yargıdan, demokratik bir toplumun çoğulculuğundan, temel hak ve özgürlüklerden nasibini almayan, ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum, sizin benden birşey istemenize gerek yok, ben gerekeni zaman içinde yapıyorum, siz benim istediklerimi yerine getirin, susun bekleyin gibi.
'KAN TİCARETİ ÜZERİNDEN EKONOMİ YÜRÜYOR'
'Bu kadar icraat yapıyor, aman canım söylemlere de takılmayın' diyenler var..
Üslubu farklı olan bir adamın demokrasiyi yerine getirmesine imkan var mı? AKP'ye yönelik her türlü eleştiriyi bir düşmanlık olarak algılayan, yeryüzünde hiçbir demokraside yeri yurdu olmayan ve toplumu bölen, toplumu siz ve biz diye ayıran ve gittikçe kamplaştıran, hatta düşman yaratan bir yanlış son sürat devam ediyor.
Niye içkiyle uğraşıyor çünkü kendi içmiyor. Eğer bu kadar dindar, vicdan sahibi ise, insanı bu kadar koruyup, kollamak için içkiyle uğraşıyorsa o zaman niçin işçi ölümlerinde biz uluslararası çalışma örgütünün kara listesindeyiz? Her gün 5 işçi yasalar çıkmadığı için ölüyor. Kan ticareti üzerinden ekonomi yürüyor. AKP basını ele geçirdiği için de hiçbir şekilde fikri takip yok. İnsanı ve hümanist bir yönetimin bağlayıcılığıyla hiçbir alakası yok. Siyasi bir İslam'a dönüşüyor. O nedenle bu aynı zamanda kasabalılık. Kadın erkek ahengini ortadan kaldırmak. Kadınsız, neşesiz bir toplum. AKP'nin kadın politikası yok. Ona göre kadının yeri TOKİ evlerinde oturup, çocuğunu doğurup ona bakmak, yemek pişirmek ve evden dışarı çıkmamak.
AKP'NİN OYU ARTAR AMA...
Mayıs'taki seçimlerde AKP oy kaybı yaşar mı?
AKP'nin oyu bile artar, ama Türkiye'yi yönetemez bu anlayışla. Çaresiz kaldıkça yalan artıyor. İnançlı, dindar birisi şikenin suç olmaktan çıkarıldığı, ihaleye fesat karıştırılmasının cezasının hafifletildiiği bir anlayışa nasıl oy verir anlamıyorum. AKP kendi taraftarlarına müslümanlık üstünden sinyal veriyor. Ama bunu gerçek muhafazakarlar, gerçek dindarlar görüyorlar. AKP'ye oy verenlerin içinde tutarlı, huzur, demokrasi isteyen geniş bir kesim var. 28 Şubat'tan bahsedip 27 Nisan'a dokunmuyor. Bu çifte standarlar sırıtıyor. İlkesiz olduğun zaman saygınlığını da kaybedersin.
KENDİNİ HALİFE ZANNEDİYOR
Dış politikada komşularla sıfır sorun politikası nasıl bu noktaya geldi?
Çünkü kendisini bir halife zannedip Sünni İslam üzerinden Mısır, Gazze, Suriye'de egemen olacağını, o bölgeleri denetim altına alacağını zannetti. Dünyanın değişim siyasetine verdiği desteği kendi gücü zannetmesinin, demokrasi yerine ilk dönemlerdeki olumlu bütün özelliklerini inkar edip Erbakancı Milli görüşe rücü etmesinin fiyaskosu. Dünyayı algılamıyor, küresel bir dış politika üretemiyor.
CEMAAT AKP'DEN DAHA KÜRESELCemaat-AKP arasındaki çatlağın sebebi nedir?
Cemaat daha küresel bir hareket. Küresel nabzı daha iyi okuyan bir anlayışla, gittikçe Erbakan'ın ekseninde bir Milli Görüşçülüğe savrulan bir AKP söz konusu.