KİTAPLIK

Cengiz Çandar, Hasan Cemal'in 'Kürdistan Günlükleri'ni yazdı...

Hasan Cemal'in Kürt sorunu odaklı son kitabı 'Kürdistan Günlükleri' raflardaki yerini alırken Cengiz Çandar kitabın perde arkası için çarpıcı bir yazı kaleme aldı...

Cengiz Çandar, Hasan Cemal'in 'Kürdistan Günlükleri'ni yazdı...
Radikal yazarı Cengiz Çandar, Hasan Cemal'in yeni kitabı 'Kürdistan Günlükleri' adlı yeni kitabını yazdı. İşte Çandar'ın kitap için kaleme aldığı tanıtım yazısı:

Beş yıl önceydi. 2009 yılının aşağı yukarı tam bu zamanları. Ağustos başında barış için büyük umutlar uyandıran bir “Kürt Açılımı” başlatılmıştı. Gerçi, pek vakit geçmeden adı “Demokratik Açılım”a, ondan kısa bir süre sonra “Milli Birlik ve Beraberlik Projesi”ne dönüştürülmüş ve özü kaybettirilmişti ama yine de Kürt meselesinin çözümü doğrultusunda iyimser rüzgârların estiği bir dönemdi.

Hasan Cemal’le ikimiz, tam o sıralarda “Tecrübe Konuşuyor” adlı bir televizyon programına başlamak üzereydik. Kırk yılı aşkın bir süredir aramızdaki yakın ilişkiye ve çeşitli işyerlerinde birarada yıllarca çalışmış olmamıza rağmen, ikili bir televizyon programı için bir araya hiç gelmemiştik. Düşündük, taşındık ve “Tecrübe Konuşuyor”un barışa, Kürt sorununun çözümüne hizmet etmek amacını, programın başlıca amacı olarak saptadık. Bu nedenle ilk programımızı Diyarbakır’dan canlı olarak yapmayı kararlaştırdık.

Ülke çapında tanınan ve tanınmayan Kürt şahsiyetleriye Diyarbakır’ın Kervansaray otelinin tarihi ortamında biraraya geldik. Gecenin karanlığını yırtan savaş uçağı sesleri televizyon ekranlarından izleyicileri yansıyordu. Kameraların arkasında hayli kalabalık bir dinleyici kitlesinin canlı yayımlanan programı izlemekte olduğunu biz fark etmemiştik.

Program bitti. Yüzü çizgilerle kırış kırış yaşlı bir kadını tanıştırdılar bana. İki oğlunu çileli yıllar içinde çatışmada kaybetmişti. Türkçe bilmiyordu. Ama o programı hangi amaçla yaptığımızı anlamıştı. İki elimi tuttu ve Kürtçe “Barışa emanet olun” dedi.

Hasan Cemal’e seslendim. Geldi, aynı sözleri onun da duymasını istedim. Aradan üç yıl geçti. Hasan Cemal’in Kürt meselesinde son yıllarda katettiği yolu anlatan, Türkiye’nin ve en başta Kürt insanlarının geçtiği tecrübeyi, vardığı noktaya anlatan o harikulâde kitabı yayımlandı. Kitabın adı Barışa Emanet Olun idi!

Hasan Cemal, Kürtler adlı tuğla iriliğindeki mükemmel bir başka kitabıyla başladığı Kürt meselesine ilişkin eşsiz yolculuğunda, Barışa Emanet Olun’la büyük bir istasyondan daha geçmişti. Bundan bir yıl önce, bir de Delila geldi, Hasan Cemal’ın Kürt meselesi ve Kürtler ile süregelen yolculuğunun içinden. Bu arada, Kürtler kitabı gözden geçirildi ve yeni şartlar gözetilerek bir kez daha yayımlandı. Bu seride Kürdistan Günlükleri Hasan Cemal’in tarihe bıraktığı son kayıt. Tıpkı, öncekiler gibi, yıllar sonra, bugünleri öğrenmek isteyenler açısından bir klasik değeri kazanacak.

Deneme

YÜREĞİ İLE YAZMIŞ

Hasan Cemal’i Kürt meselesi ve Kürtlere dair kitaplarda ve yazarlıkta eşsiz kılan yanı, yıllarını bu konuya vermiş, engin tecrübelere sahip olması ve bunun yanısıra çok iyi bir gazeteci olması değildir. Bütün bunlar, şüphesiz, geçerlidir. Hasan Cemal, gerçekten Kürt meselesi dendiğinde çok tecrübelidir. Ayak basmadığı Kürt mekânı, tanımadığı önemli Kürt şahsiyeti neredeyse kalmamıştır. Ayrıca, gazetecilik mesleğinde en üst pozisyonlarda bulunmuş, itibarlı uluslararası basın kuruluşlarında yöneticilik yapmış, meslek geçmişi kırk yılı aşmış tecrübenin ete kemiğe bürünmüş hali, gerçekten çok iyi de bir gazetecidir. Ama, onu Kürt meselesi ve Kürtler söz konusu olduğunda, eşsiz kılan, gözünün gördüğüyle yazmanın ötesine geçip, yüreğiyle yazmasıdır.

Hasan Cemal, Kürt meselesinin en ziyadesiyle insani boyutundan etkilenmiştir. Kürtlerin çektiği çileler ve azap, onun yüreğini dağlamıştır. Vicdanının üzerine çökmüştür. O konuyla ve aktörleriyle yazmaya başladığı vakit, Hasan Cemal, vicdanını yazılı hale getirir. Gözüyle gördüğü kadar, ondan da fazla gönül gözüyle yazar.

Kürtler kitabında Felat Cemiloğlu’nun içine oturan bir işkence anekdotundan beri, bu, hep böyle olmuştur. Hasan Cemal’in Türkiye’nin çözüm beklemeye devam eden bir numaralı sorununa ilişkin en büyük ve olağanüstü katkısı, Kürt meselesini siyasetin soyut kavramsallığından çıkartıp, “insanlaştırması” olmuştur.

Konuya girdikçe, önemli şahsiyetlerden daha bile fazla olarak sıradan Kürt insanın hikâyeleri onu daha fazla ilgilendirmiştir. İsimsiz Kürtler ile, en az, gazetecilik mesleği açısından önem taşıyan sıfat sahibi Kürt siyasi şahsiyetleriyle ilgilendiği kadar ilgilenmiştir. Hatta daha bile fazla.

PKK’nın silahlı unsurlarının çekilişini izlemek için sınırın ötesinde gecenin bir vakti, bir dağ yamacında bekleşirken duyduğu bir şarkının sahibinin peşine düşmüş, o şarkıyı söyleyenin hayatını kaybetmiş bir Silvanlı savaşçı genç kız olduğunu öğrenmiş. Bunun üzerine, o genç kızı daha iyi tanımak için ailesini aramış bulmuş, Silvan’daki küçücük evlerinde onların ve o genç kızın hikâyesini öğrenmek için kalmış ve sonuçta geçen yıl yayımlanan Delila kitabı çıkmıştır.

YİNE YOLLARA DÜŞMÜŞ

Kürtler, Hasan Cemal’in nazarında, sevilesi insanlardır. On yıllar boyu teröristler sıfatı takılmış olanlara siyasi gözlüklerle bakmamıştır. Onlar, Hasan Cemal için, çileli bir halkın hikâyeleri olan çocuklarıdır. Gönlünü onlara açtığını, kalemini vicdanının emrine verdiğini Kürtler de bildiği için, pek kimseye açmadıkları zihinlerini ve gönüllerini “Hasan Abi”ye açmışlardır. Bu sayede, Hasan Cemal’in Kürt meselesi ve Kürtler hakkında yazdıkları, birer “klâsik” değeri kazanacak kadar değerli olmuş ve gönül gözüyle kaleme alınmış oldukları için özel bir edebi lezzete de sahip olmuşlardır.

“Çözüm Süreci’nde” üst başlıklı Kürdistan Günlükleri de bu özelliklerdeki son kitabıdır Hasan Cemal’in. Elinden kalemi alındığı, uzun yıllardır çalıştığı gazetedeki köşesine Kürt meselesindeki tavrıyla ilişkili olarak iktidar sahiplerinin gazabını üzerine çekmiş olduğu için son verildiği sırada, 70’e dayanmış yaşına bakmadan yine yollara düşmüş, sınır aşmış, dağlara tırmanmış ve çözüm süreci gereği Türkiye toprakları dışına çıkan ilk PKK savaşçılarının serüvenini yazmaya koyulmuştur.

Kürt meselesi ve Kürtlerle ilgili her bilgiye aç ve açık olan Hasan Cemal için, Suriye Kürtlerinin, artık dilimize geçen adıyla Rojava’nın serüvenini öğrenmek ve içinden yaşamak adeta bir farz idi. Nitekim, yine binbir tehlikeye meydan okuyarak, Rojava yolunu tutmuş ve Suriye Kürtlerinin zorlu yaşamı ve cetin mücadelesini yerinden büyük bir keyifle yazdı.

Kürdistan Günlükleri, Hasan Cemal’in 2013 ve 2014 yıllarına ait, sınır ötesi ve Rojava gözlemlerinin kayda geçmiş hali.

Hasan Cemal, yazmadan yaşayamaz. Kürtlerle ilgili her gelişmeyi öğrenmeden, dinlemeden ve yerinde bulunmadan da yazamaz. O nedenle, Kürdistan Günlükleri’ni, Kürtlerin hikâyesinin önemli bir tarihi kilometretaşı olarak okumak gerekiyor. Hasan Cemal, yaşadıkça yazacak; yazdıkça yaşayacak. Yazdığı her şey, bir dönemin tarih sicili olarak ve “zamanın ruhu”nun yansıması olarak, günümüzün düşünce hayatında ve gelecekte yakın tarihimizin eşi bulunmaz arşiv belgeleri olarak yer bulacak.

Hasan Cemal, gönül gözünü açarak, Kürtleri yazdı ve dönemimizin çok değerli bir “belgeselcisi” olarak gazetecilik ve yazı tarihimizde sadece kendisinin işgal edebileceği bir yer için rezervasyonunu yaptırdı.

Çileli bir halk olan Kürtlerin şanslı yanları da var elbette. Hasan Cemal gibi kayıtlarını dürüstçe tutmuş olan usta ve tecrübeli bir yazara sahipler. Türkçe’nin okuyucuları olarak hepimizin de böyle bir imtiyazı var.

2014 yılında Çözüm Süreci’nde Kürdistan Günlükleri’ni Hasan Cemal’in gönül gözü üzerinden ve onun kaleminden okuyabiliyoruz.

Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri

Hasan Cemal

Everest Yayınları

2014, 295 sayfa, 25 TL.
ÇOK OKUNANLAR