ANALİZ

Cem Seymen'e Serik Kürüş köyünden selâm var...

Maalesef bu sunucu gençler... bizim... yani köy insanımızın... saflığını, iyiniyetini, samimiyetini, misafirperverliğini, tv.ye çıkabilme hayallerini istismar ediyorlar...

Cem Seymen'e Serik Kürüş köyünden selâm var...
ADNAN BERK OKAN

Kimi okur mektuplarını yayımlamazsam mektup sahibine değil de kendime saygısızlık yapmış olabileceğimi düşünüyorum.
Çünkü öyle bazı mektuplar geliyor ki; ilgili herkesle paylaşmak ihtiyacını hissediyorum.
Hele mektup az sonra okuyacağınız gibi siyasi amaç taşımıyor ve sitemizin konusuna da birebir uyuyorsa yayımlamam gerektiğine inanıyorum.
Lütfen okur musunuz?..

Aynen, bana geldiği şekliyle paylaşıyorum.

Değerli Adnan bey...  

Belki....  Şu içinden geçtiğimiz günlerin önemli konularına kıyasla... çok daha basit gibi görünecek bir konuyu...  ilginize sunarak... üzerinde yorum yapmanızı istirham edeceğiz...
Sizler genelde medya ve mensuplarına dair kritikler yapıyorsunuz... sanırım bu konuda sizin ilgi alanınıza giriyor sayılır...
Adnan bey...
Bizler köy ortamında yaşayan insanlarız... bir çok yurttaş gibi... akşamları tek eğlencemiz tv. izlemek oluyor... haliyle... kendimize benzeyen konuları, olayları, anlatımları işleyen proğramlar...  daha çok ilgimizi çekiyor...    
Sağolsun kanallar bu tür proğramları bol bol yayınlıyorlar... örneğin bunların başında... gezelim- görelim tarzı ... anadoluyu, köyleri gösteren yayınlar hayli çok... bunları izlemek.... bizler için en büyük zevklerin başında geliyor....
Ama malesef... bu tür proğramları sunan kişiler... çok afedersiniz... çok lümpen gençler oluyor genellikle....  
Bu proğramları sürekli izlerseniz... sunucuların ne kadar sulu, basit, lakayt, laubali, densiz, saygısız, görgüsüz,  fütursuz, anlamsız, laf olsun torba dolsun, vs... röportajlara yeltendiklerini gözleyeceksiniz...
Onları... bu yönleriyle... sizlere şikayet etmek istiyoruz...
Maalesef bu sunucu gençler...  bizim... yani köy insanımızın... saflığını,  iyiniyetini, samimiyetini, misafirperverliğini, tv.ye çıkabilme hayallerini istismar ediyorlar...
Öncelikle bu gençlerde... empati, seviye, kalite, adabı muaşeret....vd. insani duyarlılık konularında problem göze çarpıyor...
Köylülerle ilişkilerinde gayet küçültücü, küçümseyici, onları oyun dekoru gibi gören bir ruh haliyle geliyorlar köylere... ve haliyle... köylüyle konuşurken... gayet düşük düzeyli iletişim şekilleri oluşuyor...
Örneğin... daha köye gelince... arabadan iner inmez... aç kurtlar misali...  kendilerini doyuracak enstantanelere girişiyorlar...
Güya yemek tanıtımı türünden laf kalabalığı arasında...
Bütçeleri zorlayacak ziyafetlere zorluyorlar insanları...
Kusura bakmasınlar... sanki şehirde kıtlık varmış, açlıktan ölmüşler gibi bir görüntü veriyorlar...
Evet... elbette biz misafiri severiz... ama görgüsüzündende hazzetmeyiz doğrusu....
Yine mesela.... bizim kendi aramızda bile... konuşurken.... gayet çekinerek, ayıbsınarak gündeme getirdiğimiz... aile içi mahrem konulara  girerek... densiz, edebsiz, görgüsüz sorularla... insanların mahçubiyetine, ezilip büzülmelerine, kızarıp bozarmalarına sebebiyet veriyorlar....
Ve köylü vatandaş karşılarında kem küm ederken.. bir de matahmış gibi.... dalga geçer kahkahalar atıyorlar....
Bunlar... onur, gurur, vakar, itibar, saygınlık, gibi kişilik özelliklerini... sadece şehirlilere, zenginlere, bürokratlara, vd...
Üstdüzey mertebelere has zannediyorlar galiba...
İşi bazen öyle sulandırıyorlarkı... yok, gelin kaynana muhabbeti, yok, elti görümce çekişmeleri, yok, kılıbık erkek konuları, yok, evde kalmış kız konuları, yok, aile içi didişmeler....vs, vs... konular sakız haline getiriliyor...
Llütfen... bir an için düşünün... benzer soruları,  aynı üslupla... şehirde, üst düzey bir aile ortamında... dile getirsinler bakalım... ortam nasıl gerilecek, azarlanacak, kovulacaklar acaba...
Peki bizler... onların maskotumuyuz ki... oyuncak niyetine eğip büküp oynayıp atıveriyorlar....
Bütün bunlar.... bizim köylü masumiyetimiz, mülayimliğimiz, mütevaziliğimiz içinde... sineye çekilebiliyor... ama... onlar da.... biraz çok olduklarını.... ileri gittiklerini anlasınlar artık...
Yeri gelmişken... bir ayrıntı daha aktararak konuyu tamamlayalım....  
lütfen yanlış anlaşılmasın... ama.... köy insanı için tabu gibi olan... kadın erkek mahremiyeti... yer yer yöre yöre... çok nezaket gerektirir...    
Mesela... köy erkekleri... çok yakınları bile olsa... kadınlara karşı mesafeli dururlar... gelişigüzel el kol hareketlerinden kaçınırlar....    
Bu beyler ise... neredeyse.... enseye tokat, sırtına şablak laubaliliğiyle...
Sanki onların kadınsı gururları yokmuşcasına... işi ayağa düşürüyorlar...
Lütfen bu olan bitenleri... samimiyet havası oluşmasıyla açıklamaya kalkışmasınlar... biz onların o denli vıcık vıcık bir yakınlıığını istemiyoruz...
Köylü kadınlarla, genç kızlarla konuşurken... tıpkı şehirli hanımefendilere takındıkları saygı, görgü, hitap şekillerini korusunlar...
Samimiyet duygusu başka şekillerde oluşturulur, geliştirilir, yaygınlaştırılır...   Sanki onların onuru, gururu, içtimai itibarı önemsizmiş gibi bir üslup çok rencide edici oluyor....  
İşte... bu düşük düzeyli iletişim şekli... bizi sıkmaya başladı doğrusu...
Sizin aracılığınızla... bütün gezelim görelim tarzı proğram yapanlara... duyurmak istiyoruz...
Lütfen... bizim köylerimizi gezin, gelin görün... ama bizimle ilişikilerinize, iletişiminize, konuşmalarınıza biraz daha özenin, olmaz mı?..
Bu arada... işini çok iyi yapan... insana saygıyı her yerde, her ortamda, herkese karşı sergileyen nice proğramcı, sunucu var... lütfen onlar alınmasın... ama ne yazıkki... bu tür ikazlarda ve şikayetlerde... öteki... lümpen tipler alınmaz da... işini saygın şekilde icra eden diğer dürüst insanlar alınganlık yaparlar hemen... Aman... sakın... zinhar... bizler, onları çok iyi tanıyoruz.... tartıyoruz... onlar müsterih olsunlar... onlara asla bir lafımız olamaz.... ama ara yerdeki işi cıvıtan gençlerede bu ikaz lazım olsa gerek...
Örneğin... bu vesileyle... hemen aklımıza geliveren... bir genç sunucu var... cnn.türkte... para dedektifi proğramı yapıyor... Cem Seymen isminde... ona ve onun gibi... gayet saygınca, sorumluca, seviyelice proğram üreten televizyoncuların... başımızın üstünde yerleri var... onlara selam olsun...  onlara minnet, şükran, saygı duyuyoruz...
Not....
Bu arada...  köye gelince... nerede, nasıl davranılır... neler konuşulur... neler yenilir içilir... sofra adabı,  konuşma adabı, eğlenme adabı nedir gibi... konular hakkında....  muaşeret dersine gereksinim  duyan gençler olursa... buraya davet ediyoruz.... Antalya, Serik, Kürüş köyü... Ömer Çelik. Çiftçi. 1963

ÇOK OKUNANLAR