Cem Küçük'ten çarpıcı yazı! 'Türkiye'de en geçerli şey nefret'
Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında “Türkiye’de en geçerli şey nefret... Herkes herkesten nefret ediyor. Sevgi diye bir şey yok. Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor. Ya genetik olarak böyleyiz ya da sosyal medya bizi böyle yaptı” ifadelerini kullandı.
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük, “Türkiye’de en geçerli şey nefret” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. ABD ziyaretini anlatan Küçük, Türkiye’de nefretin egemen olduğunu, sevginin kalmadığını söyledi. Küçük, “Türkiye’de en geçerli şey nefret... Herkes herkesten nefret ediyor. Sevgi diye bir şey yok. Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor. Ya genetik olarak böyleyiz ya da sosyal medya bizi böyle yaptı” ifadelerini kullandı.
İşte o yazı:
15 gün Amerika’da kaldım. Amerika’ya daha önce de geldiğim ve Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okuduğum için az çok sistemin nasıl işlediğini biliyorum. Bazı şeyleri daha yakından gözlemleme imkânım oldu.
Mesela bir kafe ya da restorana gidince size garsonlar hâl hatır soruyor. Numaradan mı bilmiyorum ama hep gülümsüyorlar. Bir mağazaya girince de aynı. Hatta siz önce davranıp hâl hatır sorarsanız çalışanlar daha mutlu oluyor.
Taksiye binince “kısa mesafeyse almam” demiyor. Pazarlık olmuyor ya da turist olup olmadığına bakmıyorlar. Elbette oraların da aksayan yönleri var ama hizmet sektörü kibarlık üzerine. Bir mağazaya girince başınızda biri bitmiyor... Türkiye bu konularda yol aldı ama kabul edelim ki Batı ve ABD bizden daha iyi.
Televizyonlarında onca tartışma var. Kimse kimseye hakaret etmiyor. Sert tartışma da oluyor ama o kadar. Dalga geçilince herkese bunu normal görüyor. Millî güvenlik haricinde ifade özgürlüğü geniş tutuluyor. Sosyal medya orada da sıkıntı ama genel bir nefret ya da boğuculuk yok.
Bu kadar Amerika’dan bahsedince, “Oraya kaçacak” diyen yüzsüz de çıkacak, “Amerika’yı ne övdün be kardeşim” diyen arsız da. Derdim o değil. 15 günlük ziyarette Instagram hariç gerekmedikçe sosyal medyaya bakmadım. Haber bile okumadım. Ne baş ağrım kaldı ne de uyku sorunu.
Türkiye’ye dönünce yazılara da başladım ve hâliyle sosyal medyaya da baktım. Aynı baş ağrısı ve uykusuzluk tekrar başladı. Gene nefret kusuluyor. Kimse kimseyi sevmiyor. Empati yapma gereği duyulmuyor. Sosyal medyaya bakınca hasta olmamanız imkânsız. Hele görüşünüzü ifade eden bir tweet attığınızda yüzlerce küfür görüyorsunuz. “Acaba doğru bir şey mi yazmış?” diyen de yok...
ABD’nin Batı eyaletleri 15 gündür yanıyor. Herkese sükûnet içinde olayları analiz ediyor. Devlete söven yok. Eleştiri elbette var ama sorgulayarak. Manipülasyon yok denecek kadar az. Bizde gırla...
Vardığım sonuç şu ki; Türkiye’de en geçerli şey nefret... Herkes herkesten nefret ediyor. Sevgi diye bir şey yok. Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor. Ya genetik olarak böyleyiz ya da sosyal medya bizi böyle yaptı. Aklı başında dediğiniz adam sosyal medyada delirebiliyor. Siyasi, spor her konuda maalesef böyle.
Ben bu yaşıma kadar Türkiye’de en güçlü duygunun kıskançlık olduğunu düşünürdüm ama nefretin daha baskın olduğu gün gibi aşikâr. Olaylara rasyonel açıdan asla bakılmıyor...