Cem Küçük: Darbeci Kemalist zihniyet işbaşında
Türkiye yazarı Cem Küçük, Dursun Çiçek'in iddialarının ciddiye alınıp, hukuken gereğinin yapılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'deki görevli başsavcıların, Dursun Çiçek'in açıklamalarına soruşturma başlatmalarını gerektiğini belirten Cem Küçük, "Kimmiş bu başsavcılar görelim. Eğer yalansa da Çiçek’in iddiaları yüzüne çarpılmış olur. Ben olsam bu iddiaları ciddiye alır, hukuken gerekeni yapardım." dedi.
Darbe yapan ve girişimde bulunan kimsenin cezaevinde çürümesi gerektiğini ve darbeci zihniyetinde 'medeni ölü' olması, anaakım ekranlarda ve gazetelerde olmaması gerektiğini belirten yazar, "Bakın işte darbeci Kemalist zihniyet işbaşında. Fırsat bulurlarsa neler yapacaklarını gösteriyorlar." dedi ve Dursun Çiçek'i işaret etti. Küçük, " Sinyallerini Dursun Çiçek veriyor. İsmail Saymaz ve Ahmet Yavuz gibiler de 28 Şubat yaşanmamış gibi inkâr suçu işliyorlar. " ifadelerini kullandı.
Darbeci Kemalist zihniyet işbaşında
27 Ağustos’ta bu köşede “28 Şubat zihniyetinin iki örneği” başlık bir yazı yazmıştım. Yazıda Müslümanlar Türkiye’de hiç zulüm görmedi diyen iki zihniyeti eski asker Ahmet Yavuz’u ve İsmail Saymaz’ı eleştirmiştim. Saymaz 2016 Eylül ayında ekranlarda “Bu ülkede başörtülüler hiç zulüm görmedi” dedi. Bu apaçık skandal bir açıklamaydı.
Daha önce yazmıştım, tekrar ediyorum. “Çok açık söylüyorum Türkiye’de hiç kimse, ‘Bu ülkede dindarlar zulüm görmedi’ diyerek ‘TSK’da başörtülü kadınlar hep özgür oldu’ diyerek kara propaganda yapamaz. Eskiden TSK’da başörtülü şehit annelerini ve eşlerini bile nizamiye kapısından içeri sokmuyorlardı. Başörtülü şehit eşleri orduevlerine giremiyordu. Türban ve başörtüsü ayrımı köhnemiş bir 28 Şubat ayrımıdır. Bu ülkede çok yakın bir zaman önce Sayın Emine Erdoğan başörtüsü yüzünden GATA’ya alınmadı. Düşünün Başbakan Erdoğan’ın eşine bile dönemin TSK’sı bu zulmü yaptı.”
“TSK’da her zaman başörtüsüne saygı vardı” lafı büyük bir yalandır. İnsan utanır bu lafı ettiğine. Saymaz’dan sonra devreye Ahmet Yavuz girdi. Saymaz’la danışıklı dövüş yaptılar. Diyalogları aynen şöyle. Saymaz soruyor:
“Ahmet Paşam bildiğimiz kadarıyla kız kardeşiniz türbanlı. Acaba görev yaptığınız dönemde kız kardeşiniz dâhil, örtülü kadınlarımız kışlalara giremiyor; askerlerimiz namaz kılamıyor ve oruç tutamıyor muydu?”
Ahmet Yavuz'un cevabı utanmazlık sınırlarının ötesinde:
“Kışlalarda başörtüsüne karşı hiçbir kısıtlama olmadı. Türbana karşı olunduğu zamanlar oldu. Kimsenin namazına orucuna asla karışılmadı. Atılanların da hemen hepsi ya tarikat ya da cemaat üyesiydi. Ülke, abartıya teslim oldu.”
Bu iki zihniyet tam bir 28 Şubat kafasıdır. Geçmişin acılarını inkâr etmektir. Bu da suçtur. Çevik Bir kafasıyla aynı kafadır. Bu ülkede hâlâ böyle zihniyetler yaşamaktadır. Ve Kemalist kafa iktidara gelirse neler yapacağını herkese göstermektedir.
Nitekim bunun son örneği eski Albay Dursun Çiçek’tir. FETÖ’cülerin mağdur ettiği Çiçek'in aslında olayları analiz etme kapasitesi sıfır. 2016 Mayısı’nda Ahmet Hakan’a, “FETÖ’cülerin orduda darbe yapma ihtimali hiç yok” diyen kişidir. Bu sözden iki ay sonra darbe girişimi oldu. Generallerin yarısı darbe girişiminden dolayı tutuklandı, 10 binin üzerinde subay ihraç edildi, çoğu tutuklandı.
İşte bu Çiçek şimdi kalkmış, Erdoğan, AK Parti ve destekçilerini kastederek, “Birçok başsavcı dava açmak için bekliyor” dedi. Bence burada Çiçek sallamıyor. Birileri onun kulağına fısıldamıştır. Bu Kemalist zihniyet iktidara gelirse FETÖ’yü bitirenleri FETÖ’den içeri atacağını, birçok savcının buna hazır olduğunu söylüyor.
Türkiye’de görevli başsavcıların Dursun Çiçek’in açıklamalarına soruşturma başlatması gerekir. Kimmiş bu başsavcılar görelim. Eğer yalansa da Çiçek’in iddiaları yüzüne çarpılmış olur. Ben olsam bu iddiaları ciddiye alır, hukuken gerekeni yapardım.
Bu ülkede Kemalist zihniyet Atatürk adını kullanarak dört kere darbe yaptı. 2007’de e-Muhtıra verildi. Sayısız darbe girişimleri oldu. İnsanların hayatı perişan oldu. Müslümanlar, Kürtler, Aleviler, milliyetçiler vb. bu darbeler yüzünden ağır bedeller ödediler. Hayatları karardı. Ne acıdır ki, darbecilere bu ülkede adam gibi hesap sorulmadı.
28 Şubat’ın sivil ayağı hâlâ utanmadan ortalarda geziyor. Avrupa’da darbe yapan ve girişenler ömürlerini cezaevinde geçirdi. Bizde de öyle olmalı. Darbe yapan, girişimde bulunan kimse cezaevinde çürümelidir.
Ayrıca bu darbeci zihniyete sahip olanlar da “medeni ölü” olmalıdır. Böyleleri anaakım ekranlarda, gazetelerde olamazlar. Dünyanın her yerinde bu kural geçerlidir. 2007 e-Muhtırasına destek verenler içinde bile utanmadan yazı yazanlar var. Bir özrü bile çok görüyorlar.
Bakın işte darbeci Kemalist zihniyet işbaşında. Fırsat bulurlarsa neler yapacaklarını gösteriyorlar. Sinyallerini Dursun Çiçek veriyor. İsmail Saymaz ve Ahmet Yavuz gibiler de 28 Şubat yaşanmamış gibi inkâr suçu işliyorlar.
Bilal Erdoğan Bey geçen sene 5 Mart’ta “Tayyip Erdoğan sonrasını iyi düşünmemiz lazım” demişti. Bilal Bey çok doğru bir tespit yaptı. Şu an bunu düşünen pek yok. Ancak dikkatli olmak lazım. Bu zihniyet şu an bir şey yapacak durumda değil. Erdoğan sonrası her şeyi deneyebilirler.