MEDYA KÖŞESİ

Çelik köşe yazarı oldu ilk tokatı da yedi...

Öyle kolay değil köşe yazarlığı, adamı köşe başlarındakiler hemen çarpıverir... Bakın ilk tokat kimden...

Çelik köşe yazarı oldu ilk tokatı da yedi...
GAZETECİLER.COM -
-"ÖNÜNE gelenin köşe yazarı olduğu ya da olmaya can attığı bir memlekette Çelik de değişti ve köşe yazarı oldu."
Böyle diyerek açılışı yapıyor...
Ardından hedefi biraz daha tanımlıyor, namlunun tam ucuna oturduyor;
-"Ünlü popçu"nun Yeniçağ Gazetesi'nde yazdığı yazıyı, "olmamış köşe yazılarının başyapıtı" ilan etsek yeridir.

Sonra da "atış serbest" pozisyonuna geçiyor...
Evet yazı sahibi Ahmet Hakan...
Usta yazardan çömeze ders mi desek...
"Oğlum sana söylüyorum, kızım sen anla" tarzı mı desek...
Neyse buyrun yazının devamına;

"Düşünce suçu" konusunda yazılan yazı, anlatılmaz yaşanır.
Kısacık yazıya 126 soru işareti koymak, derdini anlatamamak, okuyanı muazzam bir kafa karışıklığına maruz bırakmak, "Aslında çok düşünmezsek başımız hiç ağrımıyor, hem o zaman suç da olmuyor..." türü çocuksu cümleler falan.
Bilek kestirici, kafa yedirici bir yazı...
Bazen yapılması çok kolaymış gibi görünen bir işin insanı nasıl da tökezletebileceğinin parlak bir örneği...
Yok, hayır. Açık başarısızlıkla alay ediyor falan değilim.
Yapmak istediğim şu:
Heves ile kifayet arasındaki dengeye dikkat etmeliyiz.
Yoksa maazallah maskara olmamak işten bile değildir.
Yorumlar