Candaş Tolga Işık
Devletler, YURTTAŞLARININ ADALETE, HUKUKA, YARGI BAĞIMSIZLIĞINA VE TARAFSIZLIĞINA olan inançlarını, givenlerini kaybettiklerinde biter...
Adalet denilen şey riyaydı.
Birbirine düşman, birbirinin gözünü oyan, birbirinin malına, canına, karısına, namusuna göz koyan iki güçlü; bir süre sonra ortak çıkarları uğruna barışıyor, birbirlerini affediyorlardı ama aynı güçlüler, bir fukarayı kendilerine karşı küçük bir kusur işlese bile asla affetmiyorlardı. Birbirlerini bağışlayıp, barıştıklarında da, küçük bir kusur işleyen fukarayı cezalandırdıklarında da yine, “Adalet tecelli etti” diyorlardı.
Güneydoğu'da askerliğini yaparken teröristlerin döşediği mayınların patlaması sonucu iki bacağını taa kasıklarından itibaren kaybeden ve devletin verdiği üç kuruşluk gazi maaşıyla ölmeden ama sürünerek yaşamaya çalışan Seyfi söylüyor bunları...
Candaş Tolga Işık'ın bugünkü Posta'da "Onuru için ölen adam" başlığı altında yayımlanan makalesini okuyunca kendi roman kahramanlarımdan birine söylettiklerimi hatırladım...
Devletler nasıl biter biliyor musunuz?..
Yok, hayır...
Düşmanla savaşarak değil...
Devletler, YURTTAŞLARININ ADALETE, HUKUKA, YARGI BAĞIMSIZLIĞINA VE TARAFSIZLIĞINA olan inançlarını, givenlerini kaybettiklerinde biter...
Ve ne yazık ki Türkiye'de devlet tam da bitmek üzereyken (İnşallah) kurtarılmış ya da kurtarılacaktır...
İnşallah...
Evet...
Nefis bir hatırlatma Tolga Candaş...
Eline sağlık...
Kazandın...