MEDYA KÖŞESİ

Çandar'dan AKP'nin damarına basan Suriye yazısı!

Uluslararası bir askeri operasyon ihtimalinin iyice zayıfladığı Suriye've Türkiye'nin dış politikasını kritik eden Cengiz Çandar'dan hükümeti kızdıracak yorumlar geldi...

Çandar'dan AKP'nin damarına basan Suriye yazısı!
GAZETECİLER.COM
Suriye'deki iç savaş tüm hızıyla sürerken dış müdahale seçeneğinin iyice zayıflaması Türkiye'nin dış politikasını da daha sorgulanır hale getirdi. Radikal yazarı Cengiz Çandar Rusya'nın son hamlesiyle belirsizliğe yuvarlanan uluslararası müdahale ihtimali ve Türkiye'nin pozisyonunu

"Türkiye'nin Suriye dosyası: 'Yine hüsran'" diyerek söze başlayan Çandar AKP hükümetinin Ortadoğu politikalarının çöktüğünü savundu. "Bütün istek ve iddialarımızın gerçekleşmesinin en önemli 'sınav günü' geldi çattı ve sınav kapısında ismini listede göremeyen öğrenci durumuna geldik." diyerek Türkiye'nin düştüğü durumu özetleyen Çandar Ortadoğu’da tarihi ‘Pax Turcica’
iddiasının boşa çıktığını yazdı.

İşte Çandar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

ABD, Suriye’ye askeri harekâta girişse bile, bu, hiçbir şekilde Tayyip Erdoğan’ın istediği gibi olmayacak. ‘Kosova türü hava harekâtı’nı Tayyip Erdoğan açıkça talep etmemiş miydi? Ardından da, Türkiye’nin, ABD’nin başını çekeceği ‘herhangi bir koalisyona katılmaya hazır olduğunu’ ilan etmişti.
Şimdi dönüp Tayyip Erdoğan’a, “‘Her türlü koalisyona katılmaya hazırız’ diye dünya dış politika tarihinde pek rastlanmadık türden, bir ‘açık çek’i, St. Petersburg’a gitmeden Obama’ya sunmuştunuz. St. Petersburg sonrası bu açık çeki nasıl kırdırmayı düşünüyorsunuz? Obama’nın son açıklaması ve tavrının arkasında mısınız, değil misiniz?” diye sormanın yeridir.
Aslına bakılırsa, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’nin Rusya’nın önerisine ‘yatması’na ve bunun başta ABD, ‘uluslararası kabul görmesi’ne karşı bir televizyon programında, “Bugün, böyle kozmetik bir yöntemle eğer geçmişte uygulanan o büyük suçu unutturmak adına nerede olduğunun tespit edilmesi bile aylar alacak olan bir kimyasal silahlar envanterinin çıkarılması veya devri gibi konuyla zaman kazandırılmaya çalışılırsa, Beşar Esad’ın bundan sonraki katliamlarına yeşil ışık yakılmış olur” sözleriyle, gelinen duruma ilişkin Türkiye’nin rahatsızlığını yansıtmış oldu. Davutoğlu’nun sözleri –kâğıt üzerinde- doğru. Suriye’nin Rusya önerisini kabul etmesinin, 21 Ağustos’ta yaklaşık 1500 kişinin ölmesine neden olan kimyasal saldırı suçunu zımnen kabul etme anlamına geldiğini belirtmesinin ve şu sözlerinin doğru olması gibi:
“Böyle bir katliam işlenmeşse, bu katliamın mutlaka uluslararası hukuk nezdinde en net şekilde cezalandırılması bir zarurettir.”
Ne var ki, ‘kâğıt üzerindeki doğrular’, sonuç alıcı bir politika haline dönüşemiyor. Konu, Suriye ve Suriye ile en uzun sınırı olan ülke Türkiye ve Türkiye’nin pozisyonunu ve isteklerini –müttefikleri dahil- kaale alan pek kimse ortalıkta yok.
Başbakan, sürekli olarak, “Türkiye artık başkalarını izleyen değil, izlenen bir ülkedir” demiyor muydu? Türkiye artık bölgesinde ‘oyun kuran’ bir ülke değil miydi? Ortadoğu’da tarihi ‘Pax Turcica’ doğrultusunda yönlendirmiyor muyduk?

Yazının tamamı için