MEDYA KÖŞESİ

Can Dündar diyor ki: Herkes çıplak....

Kuru ekmek ise “Yeter ki kavuşalım, ömrümce kuru ekmek yemeye razıyım.” Acar’ınki bu kadar dokunaklı değil belki,

Can Dündar diyor ki: Herkes çıplak....
GAZETECİLER.COM - Aptalca bir köhne solculuk yapacak değiliz. "Herkes eşittir" gibi Tanrı'nın bile inanmadığı sloganlara da sarılmayacağız ama bir atasözünü hatırlatmadan da edemeyeceğiz: "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar"...
Biz bu "kıyamete" dini anlamda da bakmadığımızı belirtelim...
Ve ABD'nin katledilen Başkanlarından Kennedy'nin bir deyişini ekleyelim şuraya:
"Az sayıda varlıklı, çok sayıda yoksulun refahını sağlayamazsak demokrasiyi koruyamayız"...
Ya da bizde olduğu gibi ağabeyleri darbeden sabıkalı kardeşleri hapse tıkarak koruduğumuzu sanırız...
Can Dündar, "biri yer biri bakar"ın Türkiye'deki temsilci mekânlarından biri olan Bodrum'u ve oradaki bir "görgüsüzlüğü" anlatıyor...
Nasıl kazanıldığı bilinen ama artık aşırı zengin oldukları için servetleri tartışılmayan ailenin veliahtlarından biri, sevgilisi için dağlara tepelere lazerle, "seni seviyorum" diye yazdırmış...
Geçenlerde de sevgisini kanıtlamak için 30 bin liralık saatini denize atmıştı...
30 bin lira...
Otuz bin fukaranın günlük yiyecek ihtiyacı...
Neyse...
Daha fazla sinirinizi bozmayalım ve sözü Can Dündar'a bırakalım...



“Herkes çıplak, herkes yalnız”

24 Temmuz 2010
Geçen pazar Bodrum’da dostlarla yemek yerken birden karşı dağda lazerle yazılmış yazılar gördük.
Reklam yazısı sandık.
İşin aslı, sonradan anlaşıldı:
Meğer orada “Seni seviyorum Ece Erken” yazıyormuş.
Sevgilisi Erdinç Acar’ın, Erken’e ilan-ı aşkıymış.
Yani; evet reklammış, ama aşk reklamıymış.
* * *
Refik Halit Karay, “Üç Nesil Üç Hayat” kitabında, “Meşrutiyet öncesinde aşk, gizli ah’lar, of’lar, iç çekmeler, iğne ipliğe dönmeler, verem olmalardan ibaretti” diye yazar.
Delikanlı, yüzünü bile göremeden sevdiği yavuklusuna aşkını ilan etmek için penceresi önüne bir parça kömür, bir limon, bir de kuru ekmek bırakır.
Kömür, “Aşkından yandım kavruldum” demektir.
Limon, “Sevdanla sararıp soldum.”
Kuru ekmek ise “Yeter ki kavuşalım, ömrümce kuru ekmek yemeye razıyım.”
Acar’ınki bu kadar dokunaklı değil belki, ama daha okunaklı...
Üstelik dağa lazerle yazı yazdırmak, dağı delip şehre su taşımaktan daha zahmetsiz...
Ve kesinlikle kuru ekmekten fazlasını vaat eden bir jest...
Meşrutiyetle Cumhuriyet farkı bu (!)...

Can Dündar'ın yazısının tamamını
Yorumlar