MEDYA KÖŞESİ

Can Ataklı kime haraç ödedi?..

Can Ataklı, Hıncal Uluç gibi çok fazla trafik yazan biri değil… Bundan sonra yazsın…

Can Ataklı kime haraç ödedi?..
GAZETECİLER.COM - Can Ataklı, Hıncal Uluç gibi çok fazla trafik yazan biri değil…
Bundan sonra yazsın…
Türkiye ilginç bir ülke çünkü…
Ağlamayan çocuğa meme vermiyorlar…
Yaz her gün trafik polislerini…
Sonra istersen arabanı Taksim Meydanı’nın ortasına bırak, git…
Yeter ki, bir yerinde otomobilin sana ait olduğu belli olsun…
Trafik polisi arabanı kendi arabası gibi korumazsa ne olalım…
Bakın, Can Ataklı’nın başına neler gelmiş?...
 
Bravo trafik polisine!
 
Kimi olaylar vardır, gördüğünüz zaman öfkelenirsiniz, aslında basit gibi görünen bir şeydir belki ama bu yüzden sıkıntı çeken kişinin yerine kendinizi koyarsınız.
Yıllardır İstanbul’da adına “Trafik Vakfı” denilen bir kuruluşun çoğu kez “keyfi” araç çekmelerine tanık olurum. Kim bilir bunu kaç kere yazdım. Hatta hatırlıyorum bir keresinde “mafya gibi çalışıyorlar” demiştim. Çünkü başka tanım bulmak gerçekten zor.
Bu vakfın başında İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü oturuyor. Kurucuları İstanbul’un tanınmış iş adamları.
Bu vakfın tek görevi var. Ellerinde çok sayıda olan araç çekme kamyonunu kente salıyorlar ve keyfi olarak araç çekiyorlar.
Yıllarca başıma gelmeden yazdığım şey sonunda başıma geldi. Hem de ne gelmek. Cumartesi günü hemen her gün olduğu gibi bacanağım yönetmen Halit Refiğ’i ziyaret etmek için Perpa’nın yanındaki Memorial Hastanesi’ne gittim.
Perpa İstanbul’un en kalabalık yerlerinden. Her gittiğimde arabamı hastanenin otoparkına sokuyorum. Ama bu cumartesi akşam saat 18.10’du. Perpa kapanmış, ortalıkta in cin top oynuyor.
Durum böyle olunca arabamı ilk kez hastanenin karşısına bıraktım. O sırada neredeyse sıfır trafik var. Yarım saat kadar hastanede kaldıktan sonra çıktığımda ne göreyim, araba yerinde yok.
Sorunca “çektiler” dediler. İnanılır gibi değil, hiç trafik olmayan ve yakınında da sadece hastane olan bir yerde araba çekiliyor. Şimdi emniyetçilerin “kural kuraldır” diyeceğini tahmin ediyorum, ama aynı saatte İstanbul’un başka yerlerinde trafik keşmekeşi yaşanırken hiçbir müdahalede bulunmayanların in cin top oynayan bir yerde araba çekmesinin mantıklı bir açıklaması olabilir mi?
Haydi diyelim ki kural kuraldır. Ama ya sonra olanlar:
Arabayı Kasımpaşa’da bir parka çekmişler. Gidip 58 lira ödedikten sonra aldım. Ara yoldan Şişli’ye çıkmıştım ki arabadan dumanlar yükselmeye başladı. Hemen durdum tabii. Çevreden de koşanlar oldu. Eğilip altına baktık, arabanın altı birkaç yerden delinmiş, yağ akıyor, araç da ısınınca onlar yanmaya başlamış. Tabii bu kez başka çekiciyle araba tamirciye götürüldü.
Sonra düşündüm. Ne yapabilirim. Bir avukat arkadaşımı aradım. “Parktan çıkmadan önce tespit yaptırsaydın belki dava açabilirdin. Ama parktan çıkmışsın, yol almışsın, arabanın çekilirken hasar gördüğünü ispatlayamazsın. Yani bir şey olmaz, sen arabanı yaptır ve bunu da unut, çünkü bu tür olaylar çok oluyor ve hukuken yapacak hiçbir şey yok” dedi.
Ne diyeyim, başında vali, emniyet müdürü, ünlü iş adamlarının bulunduğu bir vakıf haraç gibi sırf para toplamak ve karşılığında İstanbul’a hiçbir hizmet vermemek üzere bir araya gelmekten hiç utanmıyorlarsa vatandaş olarak yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar