MEDYA KÖŞESİ

Çalışlar'dan Aydınlık'a utangaç destek

Radikal yazarı Çalışlar bir zamanlar saflarında yer aldığı İşçi Partisi ve Aydınlık'a yönelik operasyonu eleştiren bir yazı kaleme aldı...

Çalışlar'dan Aydınlık'a utangaç destek
GAZETECİLER.COM -  Ergenekon davası karar duruşması öncesi herkesi Silivri'ye çağıran İşçi Partisi, TGB (Türkiye Gençlik Birliği) ve Aydınlık Gazetesi yöneticilerine cumartesi sabahı polis büyük bir operasyon başlatmıştı. 

Çok sayıda adrese yapılan baskınlar ile İP, TGB ve Aydınlık gazetesinden çok sayısa isim gözaltına alınmıştı. 

Bugün Radikal yazarı Oral Çalışlar, 1968'den 1988'e kadar bilfiil içinde yer aldığı ve yöneticisi olduğu İşçi Partisi çizgisine ilginç bir destek verdi. 

İşte Çalışlar'ın uzun yıllar içinde yer aldğı İşçi Partisi'ne, Aydınlık Gazetesine yönelik operasyonu eleştirdiği o yazıdan çarpıcı bölümler:

"Duruşmayı yürüten mahkeme, belli ki önceki yaşananlardan yola çıkarak, karar duruşmasına aile ve dinleyicileri almamayı kararlaştırmış. Valinin yaptığı açıklamaya göre yalnızca avukatlar, gazeteciler ve milletvekilleri, karar duruşmasını izleme imkânını elde edebilecek. Karar gününde, duruşmayı izlemeye geleceklerin hiçbirisi (aileler dahil), Silivri sınırları içine sokulmayacak.

YANLIŞ UYGULAMA...

Bence mahkemenin yasak kararı da valinin gelecek topluluğu Silivri sınırları içine sokmama kararı da yanlış. En azından, tutuklu aileleri, duruşmayı izleyebilmeli. Yıllardır hayatlarını etkileyen bir davanın karar aşamasında bulunamamaları, insani açıdan ve mahkemenin açıklığı bakımından doğru değil. İkinci olarak gösteri yapmaları beklenen diğer izleyicilerin de bir alanda kararı dinleyebilmeleri sağlanabilir, basın açıklaması yapmalarına izni verilebilirdi.

Hatta (bence daha akla yatkın olanı): Bir büyük alanda, kararların da izlenebileceği bir görüntülü düzen kurulabilirdi. İnsanlar o meydanda basın açıklamalarını yapabilir, tepkilerini barışçı yollarla dile getirebilirdi.

BİR PARTİ YÖNETİCİLERİNİ REHİN TUTAN ANLAYIŞ...

'Gösteri örgütleyecekleri'
gerekçesiyle bir partinin, bir gençlik örgütünün, bir yayın organının yöneticilerini, deyim yerindeyse 'rehin tutan' bir şekilde gözaltına almak da yanlış. Yasakçı ve engelleyici tutumun, çatışma isteyen kesimlere fırsat sağlayabileceğini görmek zor değil: 'Ergenekon davasının kararlarını tartışmak ve değerlendirmek' ikinci plana gidebilir, yeniden protesto gösterileri ön plana çıkabilir. Umarım, sürecin bundan sonraki kısmında, 'bir çatışma/kutuplaşma ortamı yaratan' yasakçı tutum yerine, tepkileri biraz olsun makul düzeye çekebilecek mantıklı ve esnek formüller ağırlık kazanır.

Biz Ergenekon'dan neden kurtulmak istemiştik?

En çok da bu tür iç çatışma tertiplerini bertaraf edebilmek için. Ergenekon iç barışın düşmanı değil miydi? Bu yasakçılığın, iç çatışmacı odakları hortlatması tehlikesini göz ardı edemeyiz...