MEDYA KÖŞESİ

Çakır'a göre 'CHP'siz barış hayal ama...'

Kendisini solda tanımlayan bir partinin Kürt sorununun çözümü iddiasına sahip bir sürecin dışında kalması düşünülemez. Diğer bir deyişle, kapıdan kovulsa bacadan girmesi gerekir.

Çakır'a göre 'CHP'siz barış hayal ama...'
GAZETECİLER.COM - Yazısının başlığını "CHP'siz barış hayal" diye atan Vatan yazarı Ruşen Çakır, köşesinde Kürt sorununun çözüm sürecinin başından bu güne dek CHP'de yaşananları yorumladı.

Kılıçdaroğlu'nun yeni İmralı sürecinin başlamasının hemen ardından "AKP'ye yeni bir kredi açıyoruz. Çözün sorunu" diyerek çok olumlu bir tavır aldığını hatırlatan Çakır,  Başbakan Erdoğan'ın ise aynı derecede olumsuz yanıt verdiğini "Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede. Sen nereye kredi vereceksin? Sen krediye muhtaçsın bir defa." dediğini bu başlangıcın da iki partinin gerilimine neden olduğunu yazdı.

İşte Çakır'ın kaleminden ana muhalefet partisinin sürece bakışı:

"Ana muhalefet partisinin "Biz ilk gün kredi verdik ama dışlandık" diyerek kendisini iyice sürecin dışında, hatta yer yer karşısında konumlandırdığını görüyoruz. İlk bakışta makul gözüküyor ama yanlış. Çünkü kendisini solda tanımlayan bir partinin Kürt sorununun çözümü iddiasına sahip bir sürecin dışında kalması düşünülemez. Diğer bir deyişle, kapıdan kovulsa bacadan girmesi gerekir.

Kaldı ki böylesi bir süreçte yer almak için illa hükümetle belli bir uyum içinde olmak da şart değildir. Kaldı ki sürecin tek tarafı iktidar partisi de değil. CHP pekala BDP ile belli bir iletişim içerisine girerek çözüm yolunda karşılaşılabilecek bazı engellerin aşılmasına yardımcı olabilir. (...)

CHP'nin önündeki engeller

Ne var ki Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan ile Kürt sorununun nasıl çözülebileceği değil de milliyetçiliğin ne olduğu üzerine polemiğe girmeyi tercih etmesi CHP'nin bu sürece (istenmese bile) dahil olma ihtimalinin iyice azaldığını gösteriyor. Öte yandan "ulusalcı" olarak tanımlanan bazı partililerin yaptığı, ayrımcılığın ve ırkçılığın kıyılarında dolaşan açıklamalara fazla müdahale edilmemesi de CHP'ye yönelik beklentileri düşürüyor.
Gözlerden bir ölçüde kaçan bir başka olgu da şu: Türkiye'de CHP'nin daha solunda yer alan bazı gruplar da,"anti-emperyalizm", "sınıfsal tahlil", "AKP ve Erdoğan'ın samimiyeti" gibi gerekçelerle bu sürece mesafeli yaklaşıyor. Kendi solundan çok fazla baskı görmeyen CHP de yeni İmralı sürecini PKK ve Kürt sorunlarının çözümü için değil de AKP iktidarını zor durumda bırakmanın bir fırsatı olarak görmeyi tercih ediyor.
Evet, başlıkta da dediğimiz gibi CHP olmadan barış hayal. Ancak bu sağcı, statükocu, milliyetçi çizgide devam etmesi halinde CHP'nin barış diye bir derdi de kalmayabilir.