RÖPORTAJ

Çağıl Nurhak Aydoğdu: 'Tanımlanmaya, tamamlanmaya çalışıyoruz!'

Sayım Çınar Malatya Film Festivali kapsamında Yarım adlı filmiyle dikkatleri çeken Çağıl Nurhak Aydoğdu ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Çağıl Nurhak Aydoğdu: 'Tanımlanmaya, tamamlanmaya çalışıyoruz!'

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR 
[email protected]


Çağıl Nurhak Aydoğdu, Yarım adlı filmiyle son dönemin dikkat çeken kadın yönetmenlerinden biri. Sayım Çınar Malatya Film Festivali kapsamında Aydoğdu ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.

İlk filminiz ilgi çekici, Yarım'ın duygusu çok yoğun ve etkileyici. Öykünüzü anlatır mısınız?

Üniversite yıllarımdan beri aklımda bu öykü. 15 yaşında bir kızın 35 yaşında biriyle evlenmesi üzerine kurulu. Bu konular 10 yıl öncesine kadar çok işlenmiyordu, erken yaşta evlilik, çocuk gelinler, büyük erkekler... Yıllarca kafamda döndürdüm. 2012 yılında anneannemi kaybettim, batıdan doğuya gelmiş bir gelin o da, çocukluğumdan hatırlıyorum, özlemi çok işlemişti içime. Duygu salınımları hep çok etkiledi beni.


"İSTANBUL'DAKİ KIZ BU ROLÜ OYNAYAMAZDI"

Kadınlar hep küçük yaşta evlendiriliyordu son nesle kadar, hala da çoğu yerde aynı durum devam ediyor. Algı değişiyor ama sancılı değişiyor. Karakterler nasıl şekillendi, oyuncuları nasıl seçtiniz?

Fidan karakteri, Salih karakteri... Gerçekçiliğe önem veriyorum. Gerçek insanlar üzerinden kurmak istedim hep filmimi. Batıda arama yapmadım, kızı Doğudan bulacağım dedim. Batıdaki çocukların istediğim rolü karşılayacağını düşünmedim. İstanbul'daki kız bu rolü oynayamazdı. O çekingenlik, soğukluk önemliydi benim için. Çok zor oldu ama buldum 8 ayın sonunda. Diğer karakterleri de profesyonel oyuncularla destekledim. Uzun bir süreçti cast yapmak. Biraz da his herhalde, iyi gelişti her şey.

Film Malatya'da başlıyor, Muğla'da bitiyor.

Çekim lokasyonumuz öyleydi ama Malatya'yı isim olarak vermedik.

Böyle bir hikayeyi barış sürecinin konuşulduğu bir dönemde çektiniz. Bununla ilgili de güzel bir mesaj var filmde. Fidan'ı Muğla'da denizle tanıştırmanız çok etkileyiciydi, yarımlığı tamamlamak, hayallere ulaşmak, birçok güçlü mesajı barındırıyordu içinde.

Hepimiz çok heyecanlıydık o sahnede. Yüzmeyi bilmiyordu, ağladı, korktu. Açıkta çekmedik, çekim hilesi olarak kıyıda çektik. Bazı noktalarda biraz daha derinlere gittik. Arka tarafta sahil güvenlik vardı ama korkusu büyüktü oyuncumuzun. Performansını beğenmedim. Biz bıraktıktan sonra ağlamaya başladı ve o anda istediğimiz performansı aldık. Gerçek yine en iyi duyguyu verdi. Salih diye bağırması müthişti. Doğulu bir kızın denize olan merakı üzerine kurulu aslında hikaye, final de öyle oldu.

"MESAJ KENDİLİĞİNDEN YERİNİ BULDU"

Salih karakteri de büyük bir performans gösteriyor. Engelli insanların yetişkin anne ve babalara önemli mesajları da var.

Mesaj kendiliğinden yerini buldu. Mesajı bu kadar iyi okumanız çok önemli benim için. Filmin mesajını bazıları anlamayacaktır ama bir kişi bile anlasa yeter benim için. Ötekileştirme yok, ötekileştirme büyüklerin öğrettiği bir şey. Büyüklerin öğretisi bu.

Komiklik de çok baskın, insanları güldürüyorsunuz da bir yandan. Hayatın gerçekleri trajik ve komik.

Bu da önemsediğim bir şeydi. Güldürürken düşündürmek önemliydi, piyes olmadan yapmak daha da önemliydi. Oyun gibi olsun istedik.

"YARIM'I ÇOK SEVİYORUM, KENDİM GİBİ BİR FİLM"

Kendi filminizi nereye koyuyorsunuz?

Yarım'ı çok seviyorum, kendim gibi, ben gibi bir film. Çok özel bir film olacak bu. Yarımız, kadın erkek olarak, doğu batı olarak, hep yarımız. Tanımlanmaya, tamamlanmaya çalışıyoruz.

Anne, baba, kardeşler, diğer karakterler. Yemek sahnelerinde önemli ipuçları veriyorsunuz.

Bir olmaya çalışmalarının önemli bir çabası o yemek sahneleri.

Aşk da baskındı filmde. Kardeşlerin ilişkisi sorunlu. Sevgi var, anlaşmazlık var, sorun var. Çok gerçekçi yine. Senaryoyu bu kadar iyi nasıl oynadılar?

Oyuncuların iyi enerjileri çok besledi senaryoyu. İnsanları içine aldı bu oyunculuklar. Ben de çok cesaretlendirdim oyuncuları.

İstanbul'da yaşıyorsunuz. Tekrar Malatya'ya geldiniz festival için.

İzmir'de doğdum büyüdüm, Malatyalı bir ailedenim, çocukluğumdan beri kafamda biriktirdiklerimi döktüm aslında filme. Algımda birikenler oldu bu film, giydiklerimiz, algılarımız, farklılıklarımız. Ata diyarından film izletmek büyük bir zevk.

Bu proje bitti. Şimdi sırada ne var?

Bu işten ekmek yiyorum. Reji asistanlığı, yönetmen yardımcılığı yapıyorum on yıldır. Gücüm yettiğince devam etmek istiyorum, film çekmek istiyorum, hikayelerim var. Filmimi seviyor ve inanıyorum. Adana'da iki ödül aldık, böyle güzel seçkilere katılmak, bütçe yetersizliğiyle yer almak çok önemli, çok mutluyum. Dağıtımcı meselelerinden Mart Nisan gibi gireceğiz salonlara.

Tepkiler nasıl genel olarak?

Güzel tepkiler alıyorum. 15 yaşında bir kız vardı, çok iyi okumuş filmi. Alkışladık hatta onu, ona bile iletebildiysek iyi bir şey yapmış olmalıyız. İnsanları kalbinden yakalamış gibi görünüyoruz.

Görüntüler de etkileyici. Bütün filmlerde bu yıl özel bir durum vardı. Görüntü devrimi yaşanıyor diyebilir miyiz sinemamızda?

Güzel bir gelişme bu. Ben hikayeye hizmet etmesini önemsiyorum. Senaryo güçlüydü. Ben ve görüntü yönetmeni arkadaşım hissettirmeden burada olmalıyız dedik. Buna dikkat ettik. Gizli kalmak bizim için önemliydi, hikaye konuşmalıydı.

 

SAYIM ÇINAR'IN NOTU: 6. Malatya Uluslararası Film Festivali Ulusal Uzun Film Yarışması Jüri Özel Ödülü 'Çağıl Nurhak Aydoğdu verildi. Yine bu film"Yarım", bu festivalde Kemal Sunal Halk Ödülünü aldı. Röportajı ödüllerden önce yapmıştım.

ÇOK OKUNANLAR