ANALİZ

Burcu Esmersoy'un içindeki 'Kezban' geri döndü

Sabah kuşağında, reklam arasında, magazin programlarında, spikerlikte, gazete reklamında, haberinde, sporunda, dizisinde, sinemada, olmadı sosyal medyada, havada, denizde, karada, her zaman ve her yerde Burcu Esmersoy… Kaçış yok…

Burcu Esmersoy'un içindeki 'Kezban' geri döndü

Gerçi sık yaptığımız bir uygulama değil, analiz köşesi, GAZETECİLER.COM'un özel içeriklerinin yayımlandığı bir bölüm. Ancak Nokta dergisinin son sayısında imzasız Burcu Esmersoy analizini okuyunca, böyle düşünen tek biz değilmişiz demek ki dedik...

Esmersoy için bizim düşündüğümüz gibi düşünen ve yazan o analizi biz de aynen köşemize taşıma kararı verdik.

İşte "Kezban'ın dönüşü" başlıklı o analiz.

“Ben ileride ne olacağım biliyor musun? Bu ülkenin Oprah Winfrey’i! Yıllardır televizyonculuk yapıyorum, gittikçe profesyonelleşiyorum ve pişiyorum. Sonunda tek olacağım. Hırs gibi anlaşılmasın, gerçeği söylüyorum. Ve benim işim güzellikle değil, öyle olsa makyaj odasından çıkmam, oysa, bazen bir tek rimel sürüp ekrana çıkıyorum. Ben kafa olarak herkesten farklıyım.”

Burcu Esmersoy’un beş yıl önce Ayşe Arman’a verdiği röportajdaki cümleler bunlar. “O ne güven o” dedirten sözlerin üzerinden geçen yıllar, Burcu’ya bambaşka bir rota çizdirdi.

Hikaye Burcu’nun öncülleriyle başladı. Bir zamanlar başınızı nereye çevirseniz Meltem Cumbul’la karşılaşırdınız. Sonra Özgü Namal bayrağı devraldı. Ama hiçbiri Burcu Esmersoy kadar çıtayı yükseltemedi.

Günde bir kere Burcu’yu görmeden başını yastığa koyabilen vatan evladı yoktur memlekette.

Sabah kuşağında, reklam arasında, magazin programlarında, spikerlikte, gazete reklamında, haberinde, sporunda, dizisinde, sinemada, olmadı sosyal medyada, havada, denizde, karada, her zaman ve her yerde Burcu Esmersoy… Kaçış yok…


ERKEKLERİ DOĞRU NOKTADAN YAKALADI

Renkli gözlü kızların hayata 5 sıfır önde başladığı Anadolu topraklarında Burcu, güzellik yarışmasında dördüncü olsa da, İbrahim Tatlıses’in yönettiği klipte oynasa da beklediği patlamayı yapamadı.

Rotayı değiştirdi ve ekran arkasında prodüktörlük yaparak çorbayı kaynatmaya başladı. Ta ki saçlarını o ışıltılı sarıya boyayıncaya kadar.

Herşey hazırdı, patlama için beklenen kıvılcım, trendi yakalama ruhuyla geldi.

O yıllarda trend; kadınların, erkeklere özgü alanlarda varlıklarını kanıtlamasıydı. Futbol listenin başındaydı. Gazeteler kadın spor yazarları deniyor, Lig Tv ekranını kadın spikerle doldurmaya çalışıyordu. Burada NTV Grubu’nun yüksek marka değeri devreye girdi. Doğan Grubu televizyonlarında orta düzeyde seyreden Burcu Esmersoy’u alıp NTV Spor’un en çok izlenen kuşaklarında ekranın karşısına oturttular.

NTVSpor’un yaptığı basitti. Yüzde 95’i erkek izleyici kitlesinin ilgisini daha da artırmaya çalışıyordu. Lig TV, kadın spikerleri ekrana mümkün olduğunca dekolteli çıkartırken; NTV bu hatayı yapmadı.

Marka değerini herşeyin önüne koyan NTV grubu, Burcu Esmersoy’un kuzeyli asil duruşu üzerine yüklendi. Işıklar saçlarını parlatma, kamera gözlerindeki derinliği yansıtma üzerine ayarlıydı.

Tatlıses’in yönettiği “Oy Didem Didem, sensiz nerelere gidem” klibindeki Kezban hallerinin üstüne beton dökmüştü Burcu.
Erkekleri doğru noktadan; futboldan yakalamıştı ve futbolun bitmeyecek etki gücünü kullanmayı hep bildi. NTVSpor’dan ayrılsa da Acun Ilıcalı ekibi üzerinden futbolcularla içiçe oldu.

ÇEKİCİ Mİ İTİCİ Mİ?

Burcu binlerce yorumla ekşi sözlüğün en çok tartışılan konu başlıklarından birine sahip.

“Çekiciliğin dibi” ile “iticiliğin dibi” arasında yorum alan başka bir kadın yok.

Burcu’yu eleştirenlerin başında kadınlar geliyor. Bülent Ersoy’la Ebru Gündeş arasında sert sayılabilecek ses tonu, gülüşü, duruşu ayrı ayrı tartışma konusu.

“Beğenen erkekler kendilerini sorgulasınlar, içlerinde gizli gaylik olabilir” diyen bile var.

40 yaşına gelmesine rağmen son 15 yıldır 23 gösteren Burcu etrafında süren tartışmalar güzelliği ve yeteneklerinden ibaret değil. Çünkü Burcu’nun asıl yeteneği ekran arkasında.

Kendini Oprah Winfrey’le kıyaslayan Burcu, çıkış zamanlarında zekasıyla gündeme gelmeye çalışsa da Oprah’ın mahallesinden geçemeyeceği açık. Ekranda konuya hakimiyet, sorular, konuğu açma karnesi kırık notlardan geçilmez. Çocuklar Duymasın dizisindeki oyunculuk performansı da farklı değildi…

Sunucu olarak başarısız… Oyuncu olarak da başarısız…

İyi de reklam ajansları, televizyonlar bu kıza niye para akıtıyorlar? Burcu, spor programlarıyla; olmadı futbolcu aşklarıyla sürekli erkekler dünyasının en popüler konusunun içinde dolaşıyor.

Futbol trendi üzerinde yaptığı sörf onu ayakta tutarken, ikinci büyük gücü ise ‘lobi’den geliyor.

Kanal yöneticileri, televizyon dünyasının iplerini elinde tutanlara yönelik etkili bir lobi gücü bu…

Aşama aşama ördüğü bu lobi ağının temelinde Hıncal Uluç‘un sekreterliğini yapması var.

Zaman içinde Oprah olamayacağını kendi de anlamış olacak ki, lobi ve trendleri yakalama gücünü su akıyorken doldurmaya çevirdi.

Hemen her projeyi kabul etmeye başlamasıyla, ‘spordan anlayan erkek tavırlı kız‘ imajının yerini, paramı alıp gideyim halet-i ruhiyesindeki taşeron firma elemanına döndürdü.
Burcu’nun betona gömdüğü ‘Kezban‘ ruhunu dirilten iki olay da bu süreçte yaşandı ki, bunlar hayran kitlesini epey erozyona uğrattı.

İlki Formula ekibindeki İtalyan eşi Massimo‘nun boşandıktan sonra anlattığı kaynana-gelin hikayeleri; ikincisi ise Arda Turan‘la yaşadıklarıydı. Aşkı bitirme tekelini elinde tutan Burcu’nun yediği büyük bir goldü bu.

Arda hızla başka bir maceraya yelken açarken Burcu’nun etrafında anlatılan otel basma hikayesi, Kezban’ın geri dönüşüydü.

Betona gömdüğü Kezban ruhunu, futbolun yıldızı Arda yeşil sahalara geri döndürmüştü.

 

ÇOK OKUNANLAR