'Burası onun olduğu kadar benim de gazetem'
Nagehan Alçı, kendisi için "Çek git artık" diyen kendi gazetesinin yazarı Burhan Ayeri'ye yanıt verdi.
Hakikaten de müthiş bir 'eteklerindeki taşları dökme' dalgası aldı başını gidiyor medyamızda. Kaybetmişlik duygusunun getirdiği gözü dönmüşlük mü desem yoksa askeri vesayetin zayıflamasının verdiği öfke ile mantığı yitirme mi... Bilmiyorum. Ama bazı 'rütbeli kalemler' kendi dönemleri sona erdiği için panikleyip açık açık saldırıya hatta tehdide giriştiler. Hele içlerinden bir tanesi var ki... Beni kendi gazetemden kovmaya kalktı!
Ciddiye alıp cevap verdiğim biri değil ama bir zihniyetin deşifresi bakımından önemli bulduğum için bu tavır üzerine iki kelam etmek isterim: Bu gazeteyi, temsil ettiği postalcı zihniyetin kalesi gibi görerek ve göstererek beni kimse korkutamaz.
Akşam en az onun olduğu kadar benim de gazetem. Şayet değilse, şayet bu gazete demokrasinin değil askeri vesayetin yanında yürüyüp, onun temsilcilerine kol kanat germek istiyorsa ben inandığım yolda yalnız yürümeye devam ederim. Bunun takdiri onun bunun değil, benim ve gazete yönetiminin arasındadır.
Beğenmediği görüşü yok etmeye, kovmaya girişmek bu postalcı zihniyetin demokrasi ve fikir özgürlüğü düşmanlığına yakışan bir tavır. Mücadele etmeye çalıştığım, kanımı donduran zihniyet işte tam da bu!
Yıllarca bu faşist zihniyetin süngüsünü hissettik ensemizde. Ama o devirler geçti. O zihniyet çoktan tasfiye oldu da her şeyi on yıllarca geriden takip eden bu zat herhalde hala kendini artık tedavülde olmayan Türkiye'de zannediyor. Yazık!